Çocuk ve Ergenlerde Depresif Belirtiler ve Aile İlişkisi
Yazar Özge Devezer Uslu • Psikolog • 6 Eylül 2018 • Yorumlar:
Çocukluk çağında depresyon belirtilerinin varlığı, yakın bir zaman öncesine kadar kabul edilmemekteydi; çocuğun gelişimini tamamlamamış bir birey olması ve kendini bir yetişkin kadar ifade edemiyor oluşu bunun başlıca sebebiydi. Günümüzde, yapılan araştırmalar göstermektedir ki çocuklukta da depresif belirtilerin varlığı sıklıkla gözlemlenebilir. Erkek ve kız çocuklarında depresyon tanı oranları açısından herhangi bir fark yoktur fakat depresif bozukluğun görülme oranı kızlarda 12 yaşından sonra yükselirken. başlarken, erkeklerde 9 yaşından sonra düşmeye başlar.
Ergen ve çocuklarda depresyon varlığı incelendiğinde, ailede en az bir kişinin de depresyon belirtilerine sahip olduğu görülür. Özellikle çocuk ve ergenlerin 1. Dereceden yakın olan anne ve babalarda gözlenen, tedavi edilmemiş depresyon; çocuklardaki depresif belirtileri %50 oranında arttırmaktadır. Annenin veya babanın depresif tutumları, model alarak davranışsal ve duygusal gelişimini sağlayan çocuk ve ergenlerin de olumsuz duygu, düşünce ve davranışları benimsemesine sebep olur.
Çocuklarda depresyon; uyku ve yeme bozuklukları, tepkisizlik, konsantrasyon bozuklukları ile kendini gösterir. Anne ve babaların depresif tutumları eşliğinde psikolojik tedavi sürecine başlayan çocukların, ailelerinin de psikoterapiden geçmesi önemlidir. En azından terapi sürecinde iş birliği içerisinde olmaları gerekir. Her iki ebeveynde de depresyon varlığının oluşu, çocukluk çağı depresyonuna yakalanma riskini büyük oranda arttırır.
Aile ortamının olumsuz olması, ergenlikte intihar düşüncelerini de arttırmaktadır. Cezalandırıcı, iletişim kurma becerisinden uzak ve sürekli ergenle çatışan anne babalar, olumsuz duygu durumu arttırırlar. Aile çatışması, anne ve babaların ergen çocuklarının davranışlarını kontrol etmek istemelerinden de kaynaklanır. Ergenlik döneminde intihar düşüncesi oldukça önemli ve dikkate alınması gereken bir depresyon belirtisidir. Risk altındaki gençler ve çocuklar büyük bir dikkatle takip edilmelidir. Mutlaka psikolojik destek almalıdır. Psikolojik desteğin yanı sıra aile tutumunun olumlu hale getirilmesi için aile terapileri de önemlidir.
Depresyonla başa çıkmada sosyal destek önemlidir, sosyal desteğin işe yaraması için aile ve arkadaşların destekleyici ve olumlu yaklaşımlar içerisinde bulunması gerekir. Burada kast edilen depresif bireyin her dediğini yapmak ve onu gerekli gereksiz durumlarda sürekli onaylamak değildir. Sadece anlaşıldıklarını, sevildiklerini ve korunduklarını bilmeleri bile depresyonla başa çıkmaları için onlara iyi gelecektir. Ergenlik dönemi, erkek ve kızlarda hormonların etkisinin yoğun olduğu ve kimlik arayışlarının yaşandığı bir dönemdir. Anne babaların önce kendilerindeki sorunların, sonra da çocuklarındaki sorunların farkına varabilmeleri önemlidir.