Çocuk ve Gençlerde Kaygı Bozukluğu
Yazar Ülkü Deniz • Çocuk Psikiyatristi • 16 Eylül 2019 • Yorumlar:
İnsanın, hem bedensel hem de ruhsal olarak birçok savunma düzenekleri vardır. Bu düzenekler ihtiyaç olduğu her an devreye girer ve koruyucu özellikleriyle, insan yaşamını olağan akışını sürdürmesini sağlarlar. Kaygı, korku ve endişe gibi özelliklerde, yetişkinlerde olduğu gibi çocuk ve gençler içinde mevcut ya da olası tehlikeler karşısında, uyarıcı ve koruyucu bir işlev görürler. Bedensel savunma düzeneklerinin, yetersiz ya da aşırı şekilde anormal çalışması, birçok rahatsızlığa neden olduğu gibi, kaygı, korku ve endişe gibi duygularda aşırı hale gelmesiyle birlikte, olağan yaşam koşullarını zorlaştıran ve anormal davranış biçimlerine dönüşme sonucu doğurabilir. Bu durumun sürekliliği Kaygı Bozukluğu olarak tanımlanabilir.
Kaygı (anksiyete), korkuya benzer bir duygu durumudur. Gelecek endişesi, bedensel gerginlik, tedirginlik ve panik gibi özellikler gösterir.Kişilik özellikleri ve dış ortamlar, kaygı düzeyinde belirleyici rol oynar. Tehlike yaratan durum veya ortamlar, her insanda doğal olarak kaygı yaratır. Tehlikenin ortadan kalkmasıyla birlikte ise, kaygı düzeyi de azalarak ortadan kalkar. Ancak Kaygı Bozukluğunda ise, bu kaygı süreklilik arz ederek devam eder.
Çocuk ve gençlerin yaşamış olduğu kaygı, korku ve endişe duygularının kaynağı ve gösterdikleri davranış biçimleri, yetişkinlerinkinden farklıdır. Ancak birçok kaygı bozukluğu, gerek yetişkinler, gerekse çocuk ve gençlerde aynı isimle tanımlanmaktadır ( Özgül Fobi, Sosyal Fobi vb.). Bazı kaygı bozuklukları ise daha çok çocuklarla ilgilidir (Okul Fobisi, Ayrılık Kaygısı Bozukluğu vb.).
ÖNERİLER
Kaygı Bozukluğu önemsenmesi gereken bir sorundur. Tedavi edilmediği ya da görmezden gelinmesi durumunda, çocuğun ileriki yaşlarda, farklı ruhsal sorunlarla karşılaşmasına neden olabilecektir.
Anne babalar farkında olmadan çocukların kaygılarını besleyici tutum ve davranışlar içinde olabilirler. Bu bakımdan, çocukların gelişim dönemlerinin her aşamasında anne babaların doğru ve tutarlı davranış geliştirmeleri, konu hakkında bilgi sahibi olmaları ve farkındalıkları sorunun oluşumunu ve direncini azaltmada yardımcı olacaktır. Ancak kaygı bozukluğu sadece doğru ve tutarlı anne baba tutumları ile ilgili değildir. Kalıtımsal aktarımlar ve kişilik özellikleri gibi birçok unsuru da içerir. Bu bakımdan konuyla ilgili uzman desteği almak ve bütüncül bir yol (uzman aile işbirliği) izlemek yararlı olacaktır.
“Çocuklar hepimizin geleceğidir”