Çocuk ve Gençlerde Öfke Patlaması
Öfke kavramı çocuk psikiyatrisinde çoğu ruhsal bozukluk içerisinde görülebilen bir belirtidir.
Öfkelenen ya da öfke patlaması yaşayan çocuğun bu durumu neden yaşadığı önemsenir. Bazen ailelerin bu durumu durduramadığı, baş edemediği ya da karşılıklı inatlaşma halinde büyüttükleri görülür. En nihayetinde yaşamı sürdürürken öfke patlaması sorunu, ailenin özelinde temel bir sorunsala dönüştüğünde uzmana başvurulabilir.
Öfke patlamasıyla giden DEHB, Davranış Bozukluğu, Karşıt Olma-Karşı gelme bozukluğu, uyum bozukluğu vs.. şeklinde uzayıp giden bir yelpazesi bulunur. Bir de agresyon vardır ki öfke patlamasına eşlik etmesiyle tanınır. Ancak sadece öfkelenerek herhangi bir agresyon sergilemeyen çocuklar olsa da çoğu kez öfke patlamalarının sonuçlarında agresyon da görülür.
Her durumda öfke patlaması yaşayan bir çocuğun ruhsal bir bozukluğa sahip olduğunu belirtmek hata olur. Çünkü öfke kavramı kendi içinde anormal bir kavram değildir. Her insanın öfke sınırı olduğu gibi, her bebeğin, çocuğun, ergenin de bir öfke sınırı vardır. Her gencin ve yetişkinin de.. Her insan özelinde kişiden kişiye göre bu sınırlar mizaç özellikleriyle de ilintilidir. Bazı insanların çok kolay öfke patlaması aşamasına gelebildiğini görürüz örneğin.
Konuyu bebek, çocuk ve ergen özelinde yorumlayalım: Bir bebek (0-4 yaş) öfke patlaması yaşıyorsa bunun nörogelişimsel bozukluklarla ilişkili olup olmadığını ayırt etmek önemli olduğu kadar duygusal ve anneyle ilişkilendirilen bir durum olması da olasıdır. Annenin yetersiz bağlanması bile bu durumu hızlıca tetikleyen bir duruma dönüşebilir. Ancak istediği olmadığında anlık olarak öfke patlaması aşamasına gelen çocuklar da bulunuyor. Ve bu çocukların çoğunda gerçekte duygusal sebepler bulunmazken dışarıdan bakıldığında durum çok kaotik ve sert algılandığından aileler tarafından bu kadar patlıyorsa demekki bir şey onu çok üzüyor şeklinde durumun yorumlanmasına neden olmaktadır. Bu da daha fazla şefkat ve sevgi sunmayı arttırır. Ancak asıl sorun pekişme durumu olduğundan patlama anında sunulan sevgi ve sevgi sözcükleri ya da sarılma olunca durumun pekiştiğini, daha fazla pekiştiğini görmeye başlarız. Durum kötüleştikçe ebeveyn kendini daha yetersiz ve çaresiz hissetmeye başlar. Ebeveynler bu durumu yönetememeye başlarlar ve destek almalarının gerekli olduğuna artık kanaat getirirler.
Çocukların ağlamasının yanında öfkenin eşlik edip etmemesinin de önemi var elbette. Öfke varsa duygusal sorunlardan daha çok uzaklaşır ve nörogelişimsel sorunlara, pekişme durumlarına daha çok yöneliriz. Ancak bunun iki kere iki 4 eder gibi kesin bir yargısına varmak yanlış olur. Her durum ve vakaya göre ailenin tutumu ve çocuğun mizacıyla mevcut ruhsal değerlendirmesine göre değişebilmektedir.
Öfke patlaması durumunda çocuğun içselleştirdiği durumların bulunması çok değerlidir. Çünkü çocuğun kendini ifade etme yöntemi olarak öfkeyi kullanmasının burada bilinçaltı süreçlerle ilişkisi olur. Kendini bu noktaya getiren şeyin aslında ne olduğunu izlemesi ve farketmesini beklemiyoruz. Ne olduğunu ebeveyn de anlamayabilir. Özellikle bebek ve küçük çocuklarda oyunu araç olarak kullanmak bizlere çok değerli bilgiler verir. Çözüm de ardından gelmeye başlar.
Biraz daha büyük bir çocukta ise ilişkisel faktörlerin önemi artar. Asıl duygusal sebepleri, içselleştirilen sorunları büyük çocuklarda aramak daha önemlidir. Nörogelişimsel ruhsal bozukluklukların alt yapıda bulunması da olasıdır ancak çocuğun öfke patlamasını hangi anlarda yaşadığı, kontrolünü kaybedip kaybetmediği, o sırada kendini nasıl regüle ederek düzenlediği, durumun ne kadar sürdüğü ve öfke patlamasının nasıl sonuçlandığı önemlidir. Ardından duyulan bir pişmanlığın varlığı veya yokluğu öfke patlamasının nerelerden kaynaklandığını bize işaret edebilir.
Ve ergen..
Ergen yaştaki bir genç öfke patlaması yaşıyorsa ne demeli.. Önce bunun tamamen normal olması muhtemeldir. Çoğu aile de bunu bilir. Ergenlik dönemi der geçer. Ama şunu unutmamak gerekiyor ki; ergen de olsa duygularını ayarlayamamanın bir nedeni yok mudur?
Ergenlik denilip geçmek ne kadar doğru görünüyor. Altında gerçekten bazı sebeplerin yatıyor olmasından şüphelenmek için çok uğraşmamız gerekmez mi?
Bir ergen bir dünyadır evet doğru ancak ergen yaştaki bir gencin sürekli veya sıklıkla sergilemiş olduğu öfke ataklarının anlamını keşfetmek için ebeveyninin süreci iyi okuması gerekecektir. Sonuçta o bir çocuk değil, ve muhtemel olarak durum, bi takım nedenlerden kaynaklanıyordur. Ve belki de onun nasıl hissettiği ile ilgili ona geri bildirimler vermek gereklidir. “Şimdi gördüğüme göre keyifsizsin, çok üzüntülü görünüyorsun, sen de istersen yargılamadan seni dinlemeye hazırım” gibi kucak açan mesajlar vermek belki de onun için bir ebeveyn kucaklaması özelliğinde değerlidir.
Sadece içsel olarak yaşadığı karmaşayı bile ifade edecek güvenilir, yargılamayacak, gerçekten empati besleyerek anlayabilecek biri ebeveyn olsa çok daha iyi olurdu elbette.
Paylaşacak birini bulmanın zorluğu çoğu ergenin deneyimlediği bir şey oluyor. Odak noktasında ise
genelde güven kavramı bulunuyor.
Öfke ataklarının nörogelişimsel bir arkaplanı olduğunda biz görüşmelerde bunu çalışmayı planlar,gerekli tedaviyi vermek için süreci psikoterapiyle yürütmek isteriz. Çoğu kez sonuç aldığımız söylenebilir. Ancak bir travma sonrası stres bozukluğu yaşayan bir gencin bu öfkesinin arkasında bir travmanın yatıyor olmasını keşfetmek oldukça emek isteyen bir görüşme kalitesi ister. Öncelikle ergen ile terapötik bir ilişki kurmayla başlanır. Ve onu tanıdıkça yaşadığı zorlukları temsil eden ipin ucu yakalanır. Bu ipin ucu bizi yaşananlara götürür ki bazen orda bir dünyayla karşılaşırız.
Bazen de dehşete düşürücek denli bir kaos yatabilir orada..
Bu yüzden paylaşmanın ilk adımını bir genç terapistiyle yapması özellikle önemlidir. Dikkat edin bu
kişinin bir hekim olması ve gençlere özelleşmiş bir psikiyatrist olması önemli.. Çünkü gençlerle psikoterapi yaptığını söyleyen çok sayıda hekim olmayan alan çalışanları, erişkin psikiyatristleri bulunuyor.
Ergenlerle çalışmak yüksek hassasiyet isteyen bir iştir.
Öfke patlaması da sık görülen bir semptom olsa da arkasını yoklamak da yüksek hassasiyet gerektirir.
Kalın sakinlikle..