Çocuk ve Gençlerde Yürütücü İşlevler Nelerdir? Bilmemiz Gerekenler ve Öneriler

Yazar Çağatay UğurÇocuk Psikiyatristi • 16 Mayıs 2019 • Yorumlar:

İşe ÇBaşlama:

Bunun için işi düşünmek, işe başlayınca ve bitirince nasıl hissedeceğini imgelemek, işi bitirmek için kendine motivasyon konuşması yapmak, işi yapmazsan neler olacağını düşünmek, işin aşamalarını planlamak, işi yapmak için en uygun zamanı seçmek, o sırada yapmakta olduğun işi durdurmak, gerekli malzemeyi toplamak ve işe başlamak gerekir.

Bazı çocukların dışarıdan gelen ipuçlarına (ör. anababanın ya da öğretmenin işin adımlarını sözel olarak anımsatmasına ya da yaparak göstermesine) daha fazla gereksinimleri vardır. Bazı çocuklar ise işi yapmanın olumlu sonuçlarını ya da yapmamanın olumsuz sonuçlarını düşünemezler.

1-4 Yaş Çocukları:

Önce yaptıkları işi durdurmaları gerekir. Bunun için kısa bir süre öncesinden sözel anımsatıcılar gerekir: “ İki dakika içinde oyuncaklarını kaldırıp banyoya giriyorsun.” İşin hemen öncesinde yeniden işaret verilir: “Tamam, iki dakika doldu. Banyo zamanı.” “Biliyorum, eğlenirken oyunu bitirmek zor ama banyoda oyun oynamaya devam edebilirsin.”

Görsel anımsatıcılar da kullanılmalıdır: Mutfak zamanlayıcısı ya da telefon alarmı kullanılabilir.

En iyi yöntemlerden birisi yaptığı işi bitirip, toplamakla ilgili bir şarkı kullanmaktır. Her seferinde aynı şarkı kullanılmalıdır.

Çocuklar konuşmayı öğrenmeden önce geçişleri anlayabilir ve akıllarında tutabilirler. Buna “sözel dışı işlev bellek” denir. Zihinlerinde bir geçişten önce ve sonra neler yapıldığı ile ilgili bir imge oluşur ve olayların sırasını akıllarında tutabilirler.

“Önce – sonra” kavramını bu yaş çocukları öğrenebilirler: “Önce gömlek, sonra pantolon”. Çocuklar büyüdükçe aşmaların sayısı artabilir: Önce oyuncaklarını topluyoruz, sonra banyo eşyamızı hazırlıyoruz, daha sonra da banyoya giriyoruz.” “Öğle yemeğinden önce resim yapacağız”, “Yemekten sonra oyun oynayacaksın.” Pekiştirmek önemlidir:“Uykudan sonra baban eve gelecek”; “Gördün mü? Uykudan sonra baban eve geldi.”

Yürütücü işlev bozuklukları olan çocuklar bir işe başlamayı imgeleyemezler. Bu tıpkı kapağındaki resme bakmadan bir yap-bozun parçalarını bir araya getirmeye çalışmaya benzer. Bu nedenle görsel destekler önemlidir: Yapılacak işi elinizle işaret ederek gösterebilirsiniz, işin temsili bir resmini gösterebilirsiniz ya da işi yaparken çocuğun fotoğrafını çekip kolay görebileceği bir yere asabilirsiniz.

Övgüyle pekiştirmek çok önemlidir: “Aferin!” “İyi iş çıkardın.” “Nasıl yaptığını çok beğendim.” “Vazgeçmeden uğraştığın için seninle gurur duydum.” “Sen çok iyi topluyorsun. Ben de legoları kaldırarak sana yardım edeyim.” Bazı işler için ödüller ya da kutlamalar gerekebilir: “Yemekten sonra parka gidebiliriz.” İş tamamlanınca en kısa zamanda ödülü vermek gerekir. Yapılması gereken bir işi engellemedikleri sürece, daha önce verilmiş ödülleri geri almamak gerekir. Başlangıçta başarının tadını alabilmesi amacıyla, ödül için aşılması gereken çıtayı çok yükseğe koymamak gerekir.

5-12 Yaş Çocukları:

Anasınıfı ve ikinci sınıf arasında ödevlerin tamamlanması için yakından rehberlik edilmesi gerekir. Üçüncü sınıftan itibaren, bağımsız öğrenme becerilerinin gelişmesi amacıyla öğretmenler desteklerini aşamalı olarak geri çekerler. Çocukların bu dönemde bir sonraki işi kendilerine söylenmeden bilmeyi, planlamayı ve başlatmayı öğrenmeleri gerekir.

Çocuklar sevdikleri bir işi yapabilmek için önce daha zevksiz bir işi yapmayı öğrenebilirler. Oyun oynamak için önce ödevleri bitirmek gibi. Yürütücü işlev sorunları olan çocuklar, işi bitirmenin keyfine değil, yaparken ne kadar sıkılacaklarına odaklandıkları için bu kurala karşı koyarlar. Böyle bir durumda, işi bitirmekten ne kadar hoşnut olacaklarını, oyun oynarken içlerinin ne kadar rahat olacağını ve anne babalarının nasıl güler yüzlü olacaklarını düşünmeye yönlendirmek gerekir.

Bir işe başlamadan önce çocuğun o işi nasıl yapacağını bildiğinden emin olmak gerekir. Bilmiyorsa, iş küçük aşamalara bölünerek basamak basamak öğretilmelidir.

Yapılacak birden fazla iş varsa çocuğa öncelikleri belirlemesi ve hangi işten başlayacağını seçmesi de öğretilmelidir. İşler zorluk sırasına dizilip hangisinden başlayacağını seçmesi de istenebilir.

Hedef planlama: Temel yürütücü işlevlerden birisidir. İlkokul çocukları geleceğe dönük planlama yapmayı öğrenmek amacıyla iş listesi yapmayı becerebilirler. Her bir iş için gerekli süreyi hesaplamayı öğrenebilirler. Bunun için takvimlere yapılacak işi gösteren resimler yapıştırılabilir. Her iş yapıldığında takvime işaret konulabilir. Böylece çocuk ertelemek yerine başardığı işleri arşivlemiş olur.

Ev ödevi rutini oluşturma: 1. Ödev yapma yeri belirleme. Bu mekânda ekranlar olmamalıdır. Mekân yeterince geniş ve iyi ışıklandırılmış olmalıdır. 2. Ödev zamanı saptama. Her çocuğa göre değişir ama eve gelince kısa bir beslenme ve dinlenme molası sonrası başlamak genellikle en uygunu olmaktadır. Rutinde tutarlı ve kararlı olunmalıdır.

13 Yaş ve Üstü:

Ergenlerin genellikle okul dışı etkinlikleri daha fazla olmaktadır. Buna rağmen bir akşam rutini oturtmaya çalışmakta yarar vardır. Bazı ergenler gecenin ilerleyen saatlerine dek ertelemezlerse,  ödev baskısını içlerinde hissetmezler. Bu da gece geç saatlere dek ödev bitirmeye çalışmakla sonuçlanır. Ergenlerin ortalama 9,5 saat uykuya gereksinimleri vardır. Buna karşılık ergenlik dönemiyle birlikte uykuya dalma zamanı da daha ileri saatlere kayar. Bu nedenle ergenlerin akşam rutini ve uyku hijyeni öğrenmeleri önemlidir.

Erteleme Canavarı: Ergenin zamanıyla beslenir. Özellikle de erteleme sonrası kısa süre çalışmaya karşın bir sınavda başarılı olan ergen kendine “Çok az çalıştım ama başardım” der. Başarısız olursa da “Son dakikaya kadar çalışmadığım için böyle oldu” der. Bazı gençler çalışıp da başarısız olmaktan korktukları ve ellerinde çalışmamış olma mazeretini tutabilmek istedikleri için ertelerler. Bu durumda risk almak gerektiği konuşulabilir.

Yapacakları işi gözünde büyüten ergenlere işi küçük parçalara bölmek öğretilebilir. Önce giriş cümlesi yazmak, yapılacak işin ana hatlarını çıkarmak, kısa süre çalışıp mola vermek gibi.

Erteleme dikkati çelen uyaranlarla da tetiklenir (internet, telefon, bilgisayar oyunları vs.). Ancak araştırmalar bu tür çeldiricilerin öğrenmeyi ve belleği bozduğunu göstermektedir. Ergenin ne zaman erteleme eğilimine girdiği saptanmalıdır: sıkılınca mı, bir aşamada zorlanınca mı? Erteleme tetikleyicilerini saptamak ve bunlara karşı koymayı öğrenmek önemlidir.

Başarısızlıktan kaçınma tuzakları: Başarısızlık korkusu, ertelemeyi mazeret olarak kullanmayı sağlayarak pekiştirir. Bu durumda başarısızlığı normalleştirmek gerekir. Ana babanın başarıya giden yolun başarısızlıklardan geçtiğini örneklerle öğretmeleri ve çabanın, kararlılığın, etkin davranmanın, destek istemenin ve başarısızlığa dayanıklılık geliştirmenin önemini anlatmaları çok önemlidir.

Motivasyon (istek, “hırs”) çocuğun karakter özelliği değil, durumsal bir özelliktir. Herkes bazı şeyleri yapmaya daha isteklidir. Ergenin kendini isteksiz ve tembel bir kimse olarak görmemesini sağlamak için kendisine ne söylediği önemlidir: “matematikte iyi olduğum için problem çözmeyi seviyorum. Buna karşılık kompozisyon yazmak en sevdiğim iş değil, bu nedenle de desteğe gereksinim duyuyorum” “ödevimi bitirince içim rahatlamış olarak arkadaşlarımla konuşacağım” “ödevimi zamanında teslim edince öğretmenimin takdirini toplayacağım”

İnternet ve medya konusunda tümüyle yasaklamak genellikle çözüm sağlamaz. Bunun yerine ergenle anlaşarak bir saat sınırlaması yapmak, internet ulaşımı sağlayan bilgisayarın anababanın oturduğu odada kalmasını sağlamak, yalnızca sosyal medyayı engelleyen program yüklemek işe yarayabilir. Baştan çok katı kurallarla başlamaktansa ergenle anlaşma yapmak ve anlaşma maddeleri delinirse kuralları sıkılaştırmak daha uygundur. Ergenin kendi kendine belirli sürelerle sosyal medya engeli koyabileceği programlar vardır.

Tepki Önleme:

Dürtü denetimidir. Çocukların zaman ufku çok yakın olduğu için yalnızca şimdi ve buradayı düşünebilirler. Ancak olgunlaştıkça, daha önemli bir hedef uğruna şimdi yapmak istedikleri şeylerden vazgeçebilirler. Örneğin, sınava çalışmak için telefonlarını kapatabilirler. Ancak yürütücü işlev bozukluğu olan çocuk ve ergenlerin tepki önleme becerilerinin gelişimi gecikir. Tepki önleme kendini tehlikelerden korumak, arkadaş ilişkilerini sürdürebilmek, çeşitli durumlara duygusal ve bazen saldırgan tepkiler vermemek, sorunları sakin ve etkin biçimde çözebilmek, ders sırasında sınıf kurallarına uyabilmek için gereklidir. Tepki önlemekte zorluk çeken çocuklar ayrıca fazla dokunarak iletişim kurarlar, okurken sözcüklerin ya da tümcelerin son kısımlarını tahmin ederler (kabaca okuma) ve bu nedenle okuduklarını anlamakta zorlanırlar.

“Tilki tilki saat kaç”, müzikli sandalyeler, “don”, saklambaç gibi hareketli oyunlar ve kutu oyunları tepki önleme becerisini arttırır.

  1. Öngörme: Dürtüsel davranan çocuklar davranmadan önce bazı uyarı işaretleri verirler. Örneğin sinirlenir ya da aşırı heyecanlanırlar. Bu duygularla bakışları, yüz ifadeleri değişebilir ya da yumruklarını sıkabilirler. Uyarı işaretini gördüğünüzde bir komutla çocuğu bulunduğu durumdan çıkartmaya çalışabilir ya da önceden öğrendiği sakinleşme yöntemlerini uygulamaya teşvik edebilirsiniz. Hissettiklerini sözel olarak ifade etmesini isteyebilirsiniz. Amacınız kendi belirtilerini tanımayı ve davranışını dizginlemeyi öğrenmesidir. Bunu sağlamak için müdahale ederken açıklama yapmalısınız. Örneğin, “Sıkıldığını fark ediyorum. Şu anda aklından ne geçiyor?” diye sorabilirsiniz. Böyle anlarda sözel müdahaleyi kısa cümlelerle yapmak gerekir.

  2. Dürtüsel davranmak yerine ne yapması gerektiğini öğretme: Örneğin, “Şimdi bir daha deneyelim. Eşyamı almadan önce benden izin isteyebilir misin?” İzin isterse, istediği nesneyi vermek gerekir. Veremeyecekseniz seçenek sunmalısınız. Örneğin, “Benim makasım sivri ve tehlikeli. Gel birlikte bir kağıt makası bulalım.” “Konuşmamın bitmesini beklersen seni dinleyeceğim. Sözümü kesmeden parmağını kaldırarak ya da bir kez “affedersin anne” diyerek beklemeni istiyorum”.

  3. Dürtüsünü denetlediği zamanları mutlaka fark etmek ve geri bildirmek: “Ben telefonla konuşurken sözümü kesmediğin için teşekkür ederim.”

  4. Dikkatsizlik hataları yapan çocuklar için: Önce bir örüntü aramak yani, ne tür hataları daha çok yaptığını keşfetmek gerekir. Daha sonra, hata yaptığı işi sistematik olarak nasıl gözden geçirip hatasını fark edeceği ve düzelteceği öğretilebilir. Örneğin, matematik problemi çözerken soruyu dikkatsizce okuyan çocuğa yüksek sesle okuması, sorudaki anahtar sözcükleri işaretlemesi, problemin çözümünün adımlarını belirlemesi, çözmesi ve en son olarak sonucu kontrol etmesi ya da sağlama yapması adımları öğretilebilir.

  5. Çocuğun kendisini bekleyen durumu ve atacağı adımları bilmesi ve kendini hazırlaması önemlidir. Başlangıçta karşılaşacağı durumları ve yapması gerekenleri siz açıklayabilirsiniz ancak asıl amaç kendisinin öngörmeyi ve planlamayı öğrenmesidir.

  6. Görsel ayrıntıları işaretlemek: Öğrenmesi gereken bilginin içindeki anahtar sözcükleri renkli kalemlerle işaretlemeyi öğrenmesi işe yarayabilir.

Odaklanma:

Normalde dikkati bölünmeden sürdürebilme süresi çocuklarda 20, ergenlerde ise 45 dakikaya kadardır. Yürütücü işlev bozukluğu olan çocuklarda bu süre çok daha kısa olup daha sık aralıklarla dikkatlerini “yeniden başlatmak” (reset) ihtiyacı duyarlar.

  1. Kendini izlemeyi öğrenmek: Çocuğun öncelikle odaklanıp odaklanamadığını ayırt edebilmeyi öğrenmesi gerekir. Bu becerinin okul başarısında artış sağlayacağı ve ders çalışma süresinin kısalacağı anlatılarak çocuk isteklendirilebilir. Alıştırma amacıyla bir zamanlayıcı ya da alarm kullanılabilir. Alarm 5 dakika aralıklarla çaldırılıp çocuğun odaklanıp odaklanmadığını kontrol etmesi işe yarar.

  2. Beynin aynı bölgesini ilgilendiren işlerde çoklu işlev yapmak mümkün değildir. Örneğin, aynı anda hem ders çalışıp hem telefonla iletişim olamaz ya da televizyon izlenemez. Bu tür çalışma zihinsel enerjinin çabucak tüketilmesine ve zihinsel yorgunluğa neden olacağı gibi öğrenmeyi de engeller. Araştırmalar ders çalışırken telefon ya da televizyonla ilgilenen çocukların not ortalamalarının daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu nedenle çalışırken telefonu ve televizyonu kapatmak, önceleri 15 dakika aralıklarla mola vererek telefonda sosyal medyaya göz atmak ve bu süreyi giderek uzatmaya çalışmak yararlı olur. Anababanın bu beceriyi kendileri de uygulayarak örnek olmaları gerekir.

  3. Ders çalışırken televizyon, video ya da internetten herhangi bir görsel izlemek, hatta sesini duymak söz konusu olmamalıdır.

  4. Ders çalışırken müzik dinlemek de konsantrasyonu bozabilir. Müzik duygu durumu iyileştirdiği ve çalışmayı daha az sıkıcı hale getirdiği için istenebilir. Dinlenen müziğin türü ve çalışılan dersin niteliği önemlidir. Özellikle karmaşık bir şey öğrenirken ya da ezber sırasında müziğin bozucu etkisi olacaktır. Mutlaka dinlemek isterse sözlü değil enstrümantal müziği tercih etmelidir.

  5. Yargısız Farkındalık (mindfulness): Zihinsel yoga olarak düşünülebilir. Dikkat sorunu olan çocukların aklından hızla birçok farklı düşünce geçebilir ve dikkati dağıtabilir. Çocuğun kendine “yavaşla” demesi, nefes almaya odaklanması ya da zihninde sakin bir imge oluşturması işe yarayabilir. 

 

Zaman Yönetimi

Evden Çıkarken:

“Hazır” ne demektir, görmeli. Hazır olmak için neler gerektiğini zihninde görselleştirebilmeli. Bunun için “tam hazır” ve kapıdan çıkmak üzere olduğu anın fotoğrafını çekip kapının yanına yapıştırmak ve altına gerekli işlerin listesini yazmak yararlı olabilir.

İşler listesini kategoriler biçiminde düzenlemek akılda tutmayı kolaylaştırabilir:

    Kişisel hijyen: giyinme, yüzünü yıkamak, saçını taramak, dişlerini fırçalamak, ayakkabı giymek

    Yiyecekler: Sandviç, içecek vs.

    Okul malzemeleri: Sırt çantası, ev ödevi, okul kitapları, kalem kutusu, izin kağıdı, proje.

    Kişisel eşya:  Anahtar, cüzdan, telefon, kimlik, para.

    Okul sonrası: eşofman, ekipman, ayakkabı.

Yemek Zamanı Kuralları:

Sofrada oyuncak ya da elektronik olmaması,

Kahvaltıyı reddediyorsa yiyebileceği şeylerin verilmesi ve kuşluk zamanı atıştırmalık verilmesi,

Ödev Zamanı:

Ortamın dikkat dağıtıcı uyaranlardan arındırılması; temiz, düzenli ve sessiz ortam sağlanması.

Ödevlerin ne zaman ve nasıl yapılacağı konusundaki kararların birlikte verilmesi.

Ödevin bitmiş halini zihninde canlandırabilmesi. Kendini nasıl hissedeceğini de hayal etmesi.

Ortamda analog saatlerin bulundurulması. Saatin hangi kolu nereye geldiğinde çalışmasının bitmiş olması gerektiğinin saat üzerine yapıştırılacak bir magnet ya da kağıtla işaretlenmesi. Molaların da benzer biçimde işaretlenmesi.

Zamanlayıcı kullanımı

Öğrenme Etkinliklerinin Planlanması:

Ajanda ve takvim kullanımının öğretilmesi ve özendirilmesi. İşlendiğinin günlük olarak izlenmesi. Her dersin ayrı renklerde işaretlenmesi.

Aile takvimi de tutulması

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Çağatay Uğur Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzm. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)