Çocuk ve Şiddet
Yazar Banu Kılıç • 8 Ocak 2019 • Yorumlar:
Şiddet, fiziksel güç ve baskının, fiziksel veya ruhsal derecede yaralanmaya ve kayıplara sebep olacak bir şekilde başka bir insana, kişiye, bir gruba doğrudan veya dolaylı yollarla uygulanmasıdır. Şiddetin anlamındaki en önemli konu zarar verme amacı taşıması veya buna aracı olmasıdır.
Çocuklar, büyüklerinin rol göstericiliğine ihtiyaç duyup onların davranışlarını örnek alırlar ve kendi davranışlarını onlara göre rol model alırlar. 12 yaş öncesi henüz muhakeme gücü tam olarak gelişmeyen çocuklar, şiddeti gördükçe ve yaşadıkça şiddeti çözümlerine ulaşma yolu olarak görürler. Ekranda, izledikleri dizilerde, aile içerisinde ve sokakta şiddete tanık olan çocuklar şiddetin normal ve uygulanabilir olduğu mesajını alırlar. Çünkü çocuklara göre ekranda gözükenler ve büyüklerin yaptığı davranışlar doğrudur.
Öncelikle şiddetin kaynağının başında çocukların oynamış oldukları bilgisayar oyunları gelmektedir. Oyunların içerisinde adam öldürme vb. birçok şiddet içerikli unsur yer almakta ve bu da çocuklarda şiddeti normalleştirmektedir. Aynı şekilde televizyonda, haberlerde ve dizilerde de birçok şiddet içerikli sahneler yer almakta ve bilinç altına işlenmektedir.
Şiddetin diğer kaynaklarından birisi de aile ortamıdır. Aile şefkatinden mahrum bırakılmış ve sürekli kavga ortamında, aile baskısı ve dayağı altında büyüyen çocuklar şiddete daha fazla meyilli olmaktadırlar.
Çocuklar ebeveynlerinin davranışları ile birlikte olaylar karşısında verdikleri tepkileri de model almaktadırlar. Örneğin trafikte küfür eden ya da en ufak bir gerilim içeren olayda şiddete yönelen ebeveynler de çocuğa şiddet konusunda rol model olmaktadırlar. Ailelerin şiddeti pekiştirmiş olduğu alanlardan birisi de söylemiş oldukları kelimelerdir. Çocukların anlattıkları olaylara ‘’ Sen de ona vursaydın’’ Ya da ‘’ Git sen de vur’’ gibi kelimeler de şiddeti arttıran etkenlerdendir.
Şiddetin bir diğer kaynağı ise yaşamış oldukları çevredir. Şiddetin hayat tarzı ve çözüm metodu olduğu bir çevrede yetişen çocuklar ister istemez bu durumdan etkilenmekte ve şiddeti de bu nedenle hayatlarına dahil edebilmektedirler. Bu sebeple sadece evdeki şiddeti kaldırmak tek başına toplumun şiddetten arınabilmesi için yeterli olmamaktadır. Aileler çocukları eğitirken çevre faktörünü de göz önünde bulundurmalı ve çevreyi de doğru seçmelidirler.
Öfke her insanda bulunmakla beraber; aktarılan, yayılan ve bulaşan bir duygudur. Doğru bir şekilde ifade edildiği zaman gayet sağlıklı bir duygu olmakla birlikte, yanlış beslenip yönlendirildiği zaman sağlıksız neticelere sebep olabilmektedir. Öfke normal insani bir duygudur fakat öfke karşısında gösterilmiş olan şiddet davranışı doğru olmamaktadır. Çocuklarımıza öfkeyi doğru davranışlar ile ifade etmeyi öğretebilirsek ve şiddete neden olan kaynaklardan onları uzak tutabilirsek bu şekilde sağlıklı bir toplumun temelleri de atılmış olacaktır.