Çocuklar Ebeveynlerinin Sır Küpü Değildir
Yazar Zeynep Ebrar Dumlupınar Eser • Psikolog • 27 Temmuz 2020 • Yorumlar:
Anne-baba ve çocuk arasındaki ilişki her zaman anne-çocuk ve baba-çocuk rolleri dahilinde olmalıdır. Çocuk, “çocuk” olarak yetiştirilmeli, ebeveyn çocuğunu kendisine arkadaş, dost, yoldaş yapmak amacıyla büyütmemelidir. Doğru ebeveynlik doğuştan gelen bir beceri değil, öğrenilen ve kazanılabilen bir beceriyken ebeveynlerin yetiştirme yolları konusunda pasif kalmamaları çocuklarının hayatını temelden etkiler.
Anne-baba çocuğuna ebeveynlik yapmayı öğrenmelidir. Aksi halde tamamen iyi, tatlı ve saf niyetlerle fark etmeden çocuğunu kendi ebeveynleri yapan anne-babalar görebiliriz. Ebeveynlik yapmak öğrenilen bir şey mi ki? Öyleyse de nasıl öğreneceğiz diye soruyor olabilirsiniz. Öncelikle çok sık kullanılan ve bilinen bazı söylemleri değiştirebiliriz düşünce dünyamızda.
1) Çocuğumuzla arkadaş gibi olmalıyız (!)
2) Çocuğumuza her şeyimizi anlatırsak onun da bize her şeyini anlatmasını sağlarız (!)
Anne-baba çocuğuyla arkadaş gibi değil “anne” ve “baba” gibi olmalıdır. Çocuğa doğru ebeveynlik yapıldığı zaman zaten birçok arkadaşı olacaktır ama çocuğun yalnızca bir tane annesi ve bir tane babası vardır. Bu düşünce bizi direk ‘çocuğumuzla oyun oynamayalım o zaman arkadaşları oynasın’, ‘çocuğumuzun derdini dinlemeyelim arkadaşları dinlesin’ sonucuna götürmemelidir. Çocukla oyun oynanmalı, çocuk dinlenmeli, çocuk değer görmeli. Böyle bir ilişkide özne çocuktur. Çocuk için anne-baba vardır. Araştırmalar çocuğun ihtiyaç duyduğu zaman yanında olmanın en güzel ebeveynlik olduğunu kanıtlıyor. Oyun oynamaya ihtiyacı varsa onun yönetmesine izin verip yanında olarak oyun oynamak, duygularını ifade etme ihtiyacı varsa yargılamadan ve nasihat etmeden dinlemek, korunmaya ihtiyacı varsa onu kuşatıp güvenli kişi olabilmek, sergilemek istediği becerileri için alan tanıyabilmek. Böyle bir ebeveyn olmak sizce de arkadaş gibi davranmaktan daha sağlıklı değil mi?
Bu cümleyi, “çocuğumuzun duygularını kabul edersek tüm varlığımız ve dikkatimizle onunla anda olursak onun da bizimle bir şeyler paylaşmasına fırsat tanırız” cümlesiyle değiştirmek daha işlevsel olacaktır.
Çocukla kendilerine bir şeyler anlatsın diye yapılan paylaşımlar güzel bir amaca hizmet ediyor gibi görünebilir fakat bu tutumla sadece çocuğun üzerine yük bindirildiği bir an önce fark edilmelidir. Zira çocuklar ebeveynlerin sır küpü değildir, dert ortağı değildir, ebeveynlerinin sorunlarını yüklenecek sorumluluk onlara ait değildir. Bunları dinlemek eşin, arkadaşların, dostların görevidir. Eğer böyle ebeveynlere sahip biriyseniz de ‘Olgunlaşmamış Ebeveynlerin Yetişkin Çocukları’ adlı kitabı okuyabilir ve farkındalığınızı arttırabilirsiniz.
Aslında bazen sadece olan şu, partnerinden değer, ilgi görmeyen bir eş oradaki dinlenilme ihtiyacını ve ilgi boşluğunu çocuğuyla paylaşarak dolduruyor ve aralarında olması gerekenin dışında paylaşım ve ilişki kurulabiliyor. Anne rolü artık eş rolünden daha baskın oluyor. Çocuk fark etmeden annesinin çözüm noktası, kaçış mağarası olup, onu iyi hissettirme sorumluluğunu üstleniyor. Bu sorumluluk babaya aitken, çocuk daha büyümeden annesinin iyi olma göreviyle büyümüş gibi muhatap alınıyor. Kendisi olmuyor, kendisinden arzu edilen çocuk oluyor. Annenin ne kadar problemi varsa artık çocuğun da o kadar problemi oluyor. Ayrışamıyor ve annenin çocuğu olmak yerine annenin dert ortağı ve sır küpü oluyor. Bazen annenin ebeveyni, bazen annenin eşi ama asla annenin çocuğu değil. Sevgili ebeveynler, dünyaya getirdiğiniz çocuk, sizin amaçlarınıza hizmet eden kurtarıcı bir nesne değildir. O da kendi dünyasını kurmak adına size emanet edilmiş ve zamanı gelince sizden ayrışmasına izin vermeniz gereken bir öznedir. Lütfen kendi hayatının öznesi olmasına izin verin.