Çocuklar Neden Yalan Söyler?
Yazar Damla Kankaya • 12 Temmuz 2024 • Yorumlar:
Çocuklarda yalan söyleme davranışı sıklıkla gözlemlenen, ailelerin endişe duyduğu bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, bir çocuk neden yalan söyler? Çocuğun yalan söylediğini yakaladığınızda ona karşı tutumunuz nasıl olmalıdır? Hangi tutum ve davranışlar çocuğun yalan söyleme davranışını arttırır? Gelin birlikte inceleyelim.
Yalan, en genel tanımıyla “gerçekte olmayanı, olmuş gibi ifade etme” anlamında kullanılır ve başkalarını yanıltma amacı taşır. Çocuklarda gözlemlenen yalan söyleme davranışının nedenleri anlamaya çalışırken çocuğun gelişimsel dönemini dikkate almak oldukça önemlidir. Yapılan araştırmalar, çocukların dil gelişimiyle birlikte 2 - 3 yaş itibariyle yalan söylemeye başladıklarını göstermiştir. 2 – 3 yaşındaki çocuk yalan söyleme konusunda henüz yeterince iyi değildir. Bu yaşlarda ortaya çıkan yalan, çoğunlukla başkalarına zarar vermeyen ve kolaylıkla fark edilebilen türden yalanlardır. Çocuk daha çok bir yanlışı gizlemek, karşılaşabileceği cezalardan kaçınmak, kendini olumsuz tutumlardan veya duygulardan korumak için yalana başvurabilir. 3-6 yaş arasındaki çocuklarda ise sorumluluktan - işten kaçınma, kontrol elde etme, kazanç elde etme, kardeş suçlama gibi durumlar yalan söyleme davranışında ön planda olduğu görülmüştür. Ancak 6 yaşına kadar söylenen yalanlar daha çok “sözde” yalanlardır çünkü çocuğun amacı karşısındaki kişiyi aldatmak değildir. 6 yaşa kadar gözlemlenen yalan söyleme davranışı çocuk gelişimi sürecinin bir parçası olarak görülür çünkü bu dönem, çocukların hayal güçlerinin çok geniş olduğu bir dönemdir. Bu süreçte hikayeler uydurma, masallar anlatma, taklit oyunları gibi etkinliklerden çok keyif alırlar. Dolayısıyla çocuklar hayal ile gerçeği ayırt etmekte zorlanabilir, gerçek ve hayali birbirlerine karıştırabilirler. Bu yaşa kadar görülen yalan söyleme davranışına karşı ailelerin aşırı endişe etmesine gerek yoktur. Çocuklarda gerçek ile hayal arasındaki ayrım, 6 yaş itibariyle başlar. 6 yaşından itibaren yalanın söylenme sıklığı, hangi amaçla söylendiği ve nasıl sonuçlara sebep olduğu gibi noktalara dikkat etmekte fayda vardır çünkü gerçek ile hayal arasındaki ayrımı sağlamaya başlayan çocuk, yalan söylemeyi de kasıtlı bir halde gerçekleştirmeye başlar. Yalan söyleme davranışının altında çocuğun sevgi ve ilgi ihtiyacının ebeveynleri tarafından yeterince karşılanamaması, ebeveynlerin ya da çevredeki diğer insanların çocuğa kötü örnek olması, çocukların hata yaptıkları zaman karşılaşacakları tepkiden korkması sonucu yalana başvurması, çocuğa karşılayabileceğinden daha fazla sorumluluk yüklenmesi sonucu başarısızlığı yalanla örtmeye çalışması, çocuklar arasında karşılaştırma yapmak, ebeveynlerin çocuğa yeterli güven duygusu sağlayamaması sonucu çocuğun yalanlarla güven kazanmaya çalışması, dikkat çekmek, arkadaş kazanmak gibi birçok neden yer alabilir. Çocuğun yaşı ilerledikçe de özellikle ergenlik dönemiyle birlikte çocuklar çevresindeki kişilerin iyiliği için, gönül almak, üzüntü yaşamanın önüne geçip kendilerini daha iyi hissetmek, kibar olmak, çevresindekilere karşı iyi görünmek için yalana başvurabilirler.
Çocuğun yalan söyleme davranışı nedenleri ele alınırken çevresel ve psikolojik birçok unsur göz önünde bulundurulmalı ve çocuğa karşı uygun bir tepkide bulunulmalıdır. Bu süreçte öncelikle çocuğu yalan söylemeye teşvik eden psikolojik faktör tespit edilmelidir. Çocuğun bedeni, zihni, duygusal ve sosyal özellikleri, ilgi alanları ve istekleri göz önünde bulundurulmalı ve gerçekçi bir şekilde ele alınmalıdır. 6 yaş öncesi bir çocuğun yalan söylediği gözlemleniyorsa, bu davranışın gelişimsel sürecin bir parçası olduğu hatırlanmalı ve çocuğa kızgınlıkla, cezalandırıcı bir yaklaşımla tepkide bulunulmamalıdır. Çocuğa doğru söylemenin, dürüst olmanın önemi ve değeri anlatılmalıdır. Çocuklar için daha anlaşılır bir dil ile aktarım sağlayabilmek için hikayeleştirme yöntemi kullanılabilir ya da dürüstlük ile ilgili çocuğun yaşına uygun hikaye kitapları çocuğa okunabilir. Yalan söylemek, doğuştan gelen bir özellik değildir ve sonradan öğrenme yoluyla kazanılır. Bu noktada ebeveynlerin çocuğa nasıl bir rol model olduğu oldukça önemlidir. Çocuğun yalan söyleme davranışını azaltmaya çalışırken, ebeveynler de yalan söylemekten kaçınmalı ve çocuğa olumsuz model olmamalıdır. Çocuk, anne ve babasının dürüst ve açık iletişim kurduğunu gördüğünde kendisi de dürüst ve açık iletişim kurmaya daha yatkın olabilir. Çocuğun yalan söylediği fark edildiğinde çocuğu “yalancı” olarak etiketlemekten kaçınılmalıdır. Çevreden gelen bu damgalama çocuğun durumu içselleştirmesine ve daha çok yalan söylemesine neden olabilmektedir. Çocuğa karşı doğru ve yanlışın ne olduğu açıklanmalı ve bu süreçte sevecen, açıklayıcı, hoşgörülü ve destekleyici bir tutumla yaklaşılmalı ve onlara duygu ve düşüncelerini rahatlıkla paylaşabileceği güvenli bir alan tanınmalıdır. Çocuk yalan söylediğinde yalan söylediği için çocuğu cezalandırıyor olmak, çocuğun cezadan kaçmak için daha fazla yalan söylemesine neden olabilir. Dolayısıyla böyle durumlarda çocuğa kaygı ve baskı oluşturmaktan kaçınılmalıdır. Unutulmamalıdır ki çocuk kendini ne kadar güvende hissederse, yalan söyleme davranışı da o kadar azalacaktır.
Uzm. Psk. Damla Kankaya SÜNTEROĞLU