Çocuklara terörü nasıl anlatmalıyız?
Yazar Adil Maviş • Pedagog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi, Psikolog, Psikiyatrist, Psikiyatrist, Psikolog, Psikolog, Psikiyatrist, Çocuk Psikiyatristi, Çocuk Psikiyatristi, Psikolog • 25 Temmuz 2016 • Yorumlar:
ÇOCUK PSİKOLOJİSİ, TERÖR ve DARBE
Ülkemizde olup bitenleri yetişkin olarak bizlerin dahi anlaması son derece güçken, çocuklarımızın neden iki insanın birbirini öldürdüğünü, neden bu vatan için canını vermeye hazır olduğunu söyleyen asker ve polisin birbirine kurşun sıkıp öldürebileceğini, gecenin geç vakitlerinde sokağa çıkarak kendimizi kime karşı ve neden savunduğumuzu anlamaları oldukça zordur. Tarih boyunca “İYİ” ve “KÖTÜ” kavramı iki kutuplaşmayı yaratmış ve iki kutup da kendi anlayışları çerçevesinde toplumun sulh ve refahı için birbiriyle çatışmış, hatta öldürmek zorunda kalmıştır.
Benim bir uzman olarak özellikle terör konusunu değerlendirirken ön plana aldığım ve kendi hayatımda da uygulamaya çalıştığım şey şudur; Kontrolümüzde olmayan gelişmelerde güven, sevgi, inanç, cesaret, iyimserlik, umut konusundaki değerlerimizi kaybetmeden korumak ve yaşanan olumsuzlukları bağışıklığımızı geliştirebilme fırsatı olarak görüp soğukkanlılığımızı yitirmeden önümüze bakmamız gerekir.
Her Travma Bir İz Bırakır ve Bu İz Kalıcı Olursa Buna “Travma Sonrası Stres Bozukluğu” Denir.
Eğer siz de aşağıdaki konulardan bir veya birkaçının etkisine girdiyseniz ve STRES yaşıyorsanız muhtemelen “travmatik bir durumun stresini” alışkanlığa dönüştürmüşsünüz demektir.
-
Tekrar eden düşünceler zihninizi işgal ediyorsa. (Anılar)
-
O anlara dair hatırlamak istemediğiniz anılarınız zihninize sık sık geliyor ve beyninizde kendini yenileyerek izini pekiştiriyorsa.
-
Günlük yaşamınızdaki rutinlerinizi gerçekleştirirken isteksizlik, unutkanlık, güvensizlik, insanlardan uzaklaşma gibi normalde size yabancı olan duygular yaşıyorsanız.
-
Uyku düzensizlikleri, öfke, duygusal karmaşa, hep bulunduğunuz ortamlardan kaçma isteği, fiziksel ağrı, madde kullanımına yönelme, alkol ve sigara tüketiminde artış veya sinir boşalmalarından bir veya birkaçını bir arada yaşıyorsanız “Travmatik Stres Bozukluğu”nun belirtilerini yaşıyorsunuz demektir.
Yetişkinlerde görülen “Stres Bozukluğu” çocuk ve ergenlerde kendini biraz daha farklı belirtilerle ortaya koyar;
-
Anne-babayı kaybetme veya ayrılma korkusu
-
Kabus görme, uyku ritminin bozulması
-
Yatak ıslatma ve çığlık atarak yataktan kalkma
-
Nedeni belirsiz sıkıntı halini uzun süre devam etmesi
-
Olumsuz tasvirleri sürekli tekrar ederek oyunlaştırma
-
Eskiden normal karşılanan şeylere yönelik korku ve kaygı hali geliştirmek
-
Aşırı mutsuzluk ve bedensel ağrılar
Geçmişte yaşanmış bir travmatik öykünün varlığı ( şiddet, taciz, ölüm vb) yaşanan travmanın etkilerini arttırabilir. Bütün psikolojik rahatsızlıkların temelinde duyguların sağlıklı bir şekilde açığa çıkamaması yatar. Bu nedenle biz duygularımızı gizlemek, bastırmak veya yok saymaya dayalı bir yöntemi sağlıklı bulmuyoruz. Yüzleşmek duygulardan kaçmaktan daha zor gelse de, uzun vadede bunun yaratacağı olumsuz anıları genelleyerek geleceğin ipotek altına alınmasını önlemiş olur.
Bir travmanın en iyi yönü; onun geçmişte kaldığını ve geçmişi tekrar etmeden geleceğimizi onun etkisinden özgürleştirebileceğimizi bilmektir. Çocuklarımızı travmalardan koruyabilmek için önce kendimizi onların etkilerinden sağlıklı bir şekilde arındırabilmeyi öğrenmemiz gerekir.
İşte çocuklarınızı terör ve darbe hakkında bilgilendirmenize yardımcı olacak 10 yöntem;
Çocuklara terörü anlatmanın 10 yolu;
-
Okul çağına gelmemiş bir çocuğa çok fazla bir şey anlatmanıza gerek kalmaz. Daha oyun çağından çıkmamış ve her şeyi bir oyun olarak algılayan bu çocuğun yanında mümkün olduğu kadar olup bitenleri konuşmayın. Çocuk uyanıkken TV izlemeyin, eve gazete getirmeyin ve çocuğunuzu bir süre bu olayların yaşandığı ortamlardan uzaklaştırın.
-
Kelime dağarcığı gelişmemiş ve zengin bir duygusal potansiyeli olan çocuklara sembollerle, resim ve çizimlerle anlatımlarda bulunmak onların anlam dünyasında daha kolay kabul görecektir.
-
Çocukların terör ve benzeri ciddi olaylardan ne kadar etkilendiklerini ilk bakışta anlayamayabilirsiniz. Bu durumda çocuğun ne bildiğini, ne düşündüğünü ve içinde neler yaşadığını anlayabilmek için onu konuşturma yoluna gitmelisiniz. Hiç konuşmaması, düşüncelerini içine atması veya bu konuların konuşulmaması gerektiği düşüncesi onları hem yalnızlaştırır, hem de kontrolünüzden uzaklaştırabilir.
-
Bilgileri detaylarıyla anlatmak yerine mevcut bilgilerinden yola çıkarak anlatmakta yarar var. Çocuğun yaşı, ilgi ve merak düzeyini göz önünde bulundurarak en çok merak ettiği şeyler konusunda açıklama yapın ancak gereksiz detaylandırmalardan kaçının. Bu arada endişe içinde, kaygıları tavan yapmış ve çok korkmuş bir ebeveyn konumunda size söylediklerimizi sakince yapamayabilirsiniz; bu durumda çocuğunuzla konuşmadan önce mutlaka kendinizi sakinleştirmelisiniz.
-
Çocuğun sorularını anlayacağı dilde ve sakince yanıtlamaya çalışın. Bilgilerin tüm açıklığıyla paylaşılması çocuk için duygusal açıdan zorlayıcı olabilir.
-
Bilgi gizlemek ve yasaklar koymak işe yaramaz. Özellikle akıllı telefonu olan çocuk pek çok veriye sizden önce ulaşabilir. Bu durumda çocuğun merak ve ilgisini başka yöne çekmeye çalışın. Bilgileri gizleyen veya yalan söyleyen bir durumda olmanız ilişkinize zarar verebilir.
-
İnsanlar pek çok şeyi korkutularak ve bu korkunun etkisiyle yeterince düşünemeden yapabilirler. Çocuğunuza korkularının anlamsızlığını anlatmanız, ona güven duygusunu aşılamanız ve sizin yanınızda her zaman güvende olduğu hissini ona yaşatmanız gerekir.
-
Çocuğunuzun belli bir rutini varsa bunu mümkün olduğunca engellemeye özen gösterin. “Şuraya gitmeyeceksin”, “Şurada bulunmayacaksın”, “Yalnız kalmayacaksın”, “Beni her saat başı arayacaksın” gibi koruma amaçlı telkinler çocuğun anksiyetesini harekete geçirerek dengesini bozabilir.
-
Çocuklara terörü anlatmak konusunda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de, şiddet uygulayanlara kesinlikle aynı şekilde şiddet uygulayarak karşılık verilmemesi gerektiğini çocuğa açıklamaktır. Eğer çocuğunuzda halihazırda şiddet eğilimi varsa ya da stres düzeyi yüksekse aksi durumda hataları şiddet uygulayarak cezalandırmaya yönelebilir veya şiddet görme korkusuyla doğrularından taviz verebilir.
-
Kriz durumunda neler olabileceğini, dışardaysa tehlike geçinceye kadar nasıl güvende olabileceğini, aile olarak birlikte neler yapabileceğinizi bir tür tatbikat gibi ama bir yandan da bir oyun gibi kurgulayabilirsiniz. Çocuk güven duygusunu en çok ailesinden edinir ve güvensizliğin bedelini canıyla olmasa bile ömür taşıyacağı duygusal gerilimlerle öder.
Ne Zaman Bir Uzmandan Yardım Almalıyız?
Travmatik olayların etkisi gerek yetişkinlerde gerekse çocuklarda zaman içinde ortaya çıkar. Söz konusu süre haftalar, aylar ve hatta yıllar olabilir. Bu etkileri genelde şu konulardaki değişimlerle birlikte anlarız;
“Fobiler, aşırı isteksizlik, uyku rutinlerinin bozulması, çarpıntı, nefes darlığı, yalnız kalamamak, birilerini kaybetme korkusu, aşırı hareketlilik veya aşırı durgunluk, çocuklarda tuvaletini tutma, aile bireylerine aşırı yapışma”. Eğer çocuğunuz bunlardan birkaçını bir arada deneyimliyor ya da herhangi birini çok güçlü biçimde yaşıyorsa psikolojik destek almanın zamanı gelmiş demektir.
Bu yazının telif hakkı Adil Maviş’e aittir. Kaynak gösterilerek yayınlanabilir. Makaledeki bilgilere dayanarak herhangi bir teşhis ve tedavi uygulanamaz. Adil Maviş kendi geliştirdiği ve kişinin içsel dinamiklerini en üst seviyede kullanılabilmesine dayalı koçluk ve bireysel danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu bağlamda alacağınız hizmet teşhis ve tedavi kapsamında değildir.