Çocuklarda Diş Travmaları
Yazar M. Meriç Yıldırım • Diş Hekimi • 14 Kasım 2019 • Yorumlar:
Çocuklarda diş travmaları, diş çürüklerinden sonra dişlerde meydana gelen en önemli zararları oluşturmaktadır. Çocuklar ve aileleri için de en üzücü durumlardan biri travma nedeniyle çocuğun dişinin kırılması, yerinden çıkması ya da yer değiştirmesidir.
Çocuklarda meydana gelen diş travmaları incelendiğinde, her ne kadar birçok kaza yeni yürümeye başlayan çocukların başına gelse de 7-10 yaş arasındaki okul çağı dönemindeki çocukların dişlerinin travma nedeniyle zarara uğrama eğilimlerinin daha fazla olduğu görülmektedir. Süt dişlenme döneminde diş travmalarıyla erkek ve kız çocuklarında hemen hemen aynı oranda karşılaşılırken; okul çağı dönemindeki erkek çocuklarında kız çocuklarına oranla daha fazla travma olgularıyla karşılaşılmaktadır. Diş travmalarının olası zararlarından korunmak için travma şekli ve büyüklüğü nasıl olursa olsun eğer bilinç kaybı, kanama, denge kayıpları, baş ağrısı, kusma, bulantı, konuşma zorlukları vb gibi genel sağlık durumu ile ilgili bir problemi yoksa en kısa sürede mutlaka bir diş hekimine götürülmesi gerekmektedir.
Özellikle diş kırığı ve dişin yerinden çıkması ile sonuçlanan diş travmalarının neden olduğu zararlardan korunmada en önemli noktalar, travmanın meydana gelmesiyle diş doktoruna başvuru arasında geçen süre ile dişin ya da kırık parçanın getiriliş şeklidir. Ayrıca mümkün olduğunca sakin olmak ve çocuğun genel sağlık durumu, travmanın meydana geldiği yer ile ilgili diş hekimini doğru bilgilendirmek büyük önem taşır.
Bilinç kaybı, kanama, denge kayıpları, baş ağrısı, kusma, bulantı, konuşma zorlukları genel sağlığın değerlendirilmesinde kilit noktaları oluşturmaktadır. Bu noktada kazanın tam olarak ne zaman, nerede, nasıl gerçekleştiği, tıbbi geçmişi, aşı durumu (tetanoz) önem taşımaktadır.
Diş travmalarının yarattığı zararlar ve travma sonrası yapılması gerekenler, çocukların gelişim dönemlerine göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle çocuklarda diş travmalarını yaşlarına ve gelişim dönemlerine göre ele almak gerekir:
Süt dişlenme döneminde ,travmadan dolayı sadece ağızda bulunan süt dişleri değil; çene kemiği içerisinde gelişmekte olan sürekli diş germleri de ciddi zararlar görebilmektedir. Ne yazık ki sürekli diş germinde meydana gelen zararlı etkiler, yıllar sonra dişler sürdüğünde ortaya çıkmaktadır. Bu dönemde en sık karşılaşılan travma şekli, dişlerin tamamen yerinden çıkması ya da diş veya dişlerin çene kemiği içerisine gömülmesi şeklinde olmaktadır. Böyle bir durumda yapılması gereken, sakin olup öncelikle dişe ne olduğunu tespit etmektir. Çünkü yerinden çıkan diş halen ağız içerisinde olabilir ve dikkat edilmezse çocuk dişi yutabilir. Travma nedeniyle yerinden çıkan süt dişleri tekrar yerine yerleştirilmez. Bu durumlarda dişin tekrar yerine yerleştirilmemesinin nedeni altta bulunan sürekli diş germine zarar vermemektir. Bazen de travma sonucu dişler kemik içerisine gömülebilirler ve ağız içerisinde diş görünmeyebilir. Aileler bu durumda dişin düştüğünü ancak dişi bulamadıklarını düşünür. Böyle bir durumda dişe hiçbir müdahelede bulunulmaz ve her iki durumda da çocuk derhal diş hekimine götürülür. Süt dişlerine gelen basit ya da büyük, her türlü travmadan sonra eğer çocuğun emzik emme, biberon kullanma ya da parmak emme gibi alışkanlıkları varsa mutlaka kesilmesi gerekmektedir. Çünkü bu alışkanlıkların da dişler üzerinde mikro-travma etkileri bulunmaktadır. Bu da dişlerin iyileşmesini olumsuz yönde etkileyecektir.
Sürekli dişlenme döneminde, süt dişlenmenin aksine dişlerin kuron ve/veya kök kırıklarıyla daha sıklıkla karşılaşılmaktadır. Travma ile diş hekimine başvuru arasında geçen süre, tedavinin başarısını etkileyen birincil nedendir. Eğer diş kırıldıysa ve kırık parça bulunabildiyse, kırık parçayı hemen bir süt içerisine koyarak mümkün olan en kısa sürede (ilk 1 saat içerisinde) diş hekimine başvurmak gerekir. Sürekli dişlerde travma nedeniyle karşılaşılan diğer bir durum da dişin tamamen yerinden çıkmasıdır. Böyle bir durumda diş tekrar yerine yerleştirilir. Ancak yerine yerleştirilen dişin başarılı ve sağlıklı bir şekilde ağızda kalabilmesi için çocuk doğru bir şekilde diş hekimine getirilmiş olması gerekir. Yerinden çıkan dişler için en iyi ortam dişin hemen kaza yerinde tekrar kendi yerine yerleştirilmesidir. Ancak kaza şoku ve heyecanı içerisinde bunu yapabilmek anne-baba veya öğretmen ya da kaza yerinde bulunan diğer kişiler için pek kolay olmayabilir. İkinci en uygun ortam ise tükürüktür. Transfer sırasında diş yanak içerisine konulabilir ancak bu da çok korkmuş ve ağlayan bir çocuk için çok kolay olmayabilir. Bunun için 3.seçenek olarak süt içerisinde diş hekimine ulaştırılması gerekmektedir.
Eğer diş yere düştüyse , yerinden çıkan diş bulunmalıdır. Bulunan diş kuron kısmından tutulmalıdır. Dişi kök kısmından tutarak buradaki dokuların daha fazla hasar görmesine neden olunmamalıdır. Eğer dişin kök kısmındaki dokular fazla hasar görürse dişin yuvasına tutunması mümkün olmaz. Kuron kısmından tutulan dişin üzerinde bulunan yabancı maddeler akan su altında yıkanmalıdır. Diş yüzeyinin temizlenmesi sırasında ovalama işlemi yapılmamalı ve kesinlikle fırça kullanılmamalıdır. Öncelikle dişi yuvasına yerleştirmeye çalışın. Diş yuvasına yerleştirilebilmişse yerinde sabit kalabilmesi için üzerine temiz bir gazlı bez koyularak ısırtılmalıdır. Bu şekilde en kısa zamanda diş hekimine başvurulmalıdır.
ÇOCUKLARDA DİŞ TRAVMALARINDAN KORUNMAK İÇİN AİLEYE DÜŞEN GÖREVLER
Eğer çocuğunuz bir sporla ilgileniyorsa spor sırasında mutlaka dişlerinin özel olarak hazırlanmış mouthguard denilen dişliklerle korunması gerekir. Özellikle basketbol, voleybol ya da futbol gibi temas gerektiren sporlarda ya da paten, jimnastik, kayak vb düşme riski olan sporlarda bu diş koruyucularının kullanılmasının büyük önemi bulunmaktadır. Bu dişlikler, sadece dişleri korumakla kalmaz, aynı zamanda dudakları, yanakları ve dili de travmanın zararlı etkilerinden korumaktadır.
Bazı çocukların koruyucu dişlik kullanmaları için sadece spor yapmaları gerekmez. Özellikle üst dişleri önde konumlanan, halk arasında hafif dişlek olarak adlandırılan çocukların, düzenli ve sürekli bir spor yapmasalar bile beden eğitimi dersleri sırasında ya da arkadaşlarıyla bahçede oynarken de bu koruyucu dişlikleri takmalarını öneriyoruz. Çünkü bu çocukların ön dişleri, diğer çocuklara oranla iki kat daha fazla travma riski altındadır. Patlamış mısır, sert şeker ve buz gibi sert gıdaları yemek veya gazoz kapağı vb. kapağını açmaya çalışmak da diş kırıklarına neden olabilir. Bu nedenle çocukların diş travmalarından korunmasında anne-babalara düşen en önemli görev, oluşabilecek diş travma risklerine karşı gerekli önlemleri almaya çalışmalarıdır.