Çocuklarda Obezite (Aşırı Şişmanlık)
Yazar Seydi Battal Gölgeli • Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Doktoru • 3 Eylül 2019 • Yorumlar:
Fiziki görünüm; çağımızda insanların çok önem verdiği konuların ilk sıralarında ve hatta birçok kişi için en başında yer almaktadır. Fiziki görünüm özellikleri arasında boy ve ağırlık başlı başına bir önem taşımaktadır. İnsanları ağırlığına göre zayıftan şişmana doğru sıralayacak olursak; çok zayıf-zayıf-narin-normal-balık etli-şişman ve aşırı şişman şeklinde adlandırabiliriz. Ağırlık cetvelinin bir ucunda aşırı zayıflık yer alırken diğer ucunda aşırı şişmanlık yani OBEZİTE yer almaktadır. Hem aşırı zayıflık hem de obezite çocuk hekimlerinin ve çocuk hormon hastalıkları uzmanlarının çok karşılaştıkları ve önemle takip ettikleri ciddi sağlık sorunlarıdır.
Obezite, vücutta aşırı yağ depolanması ve yağ miktarının vücut kitlesine oranının çok artması sonucunda ortaya çıkan çok önemli bir sağlık problemidir. Obezite sadece fiziki görünümü bozmakla kalmaz.Çok ciddi fiziksel ve ruhsal problemlere yol açabilir.
Obezite tanısı konulurken en çok kullanılan ölçü vücut kitle indeksidir (VKİ). VKİ, kilogram cinsinden vücut ağırlığının; metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile elde edilir. Bir başka deyişle; kilo cinsinden vücut ağırlığının metrekare cinsinden vücut alanına bölünmesi sonucunda elde edilen rakamdır. Bu şekilde hesaplanan *VKİ % 5 in altında ise AŞIRI ZAYIFLIK , % 85-95 arasında ise OBEZİTE TEHLİKESİ, % 95 in üzerinde ise OBEZİTE vardır.
Obezite 6-18 yaş arasındaki çocukların yaklaşık %18 inde görülmektedir. Obezite son 20 yılda 2-3 kat daha sık görülmeye başlanmıştır. Bundan dolayı son on yılların giderek daha sık karşılaşılan sağlık sorunları arasına girmiştir. Çocukluk çağında başlayan obezite ne yazık ki erişkinlik döneminde de devam etmektedir. 6-9 yaşlarındaki obez çocukların % 69 u,10-14 yaşlarındaki obez çocukların % 83 ü erişkinliklerinde de obez kalmaktadırlar.
Obezitenin nedenleri:
Çocuklarda ve ergenlerde (12-18 yaşları arasındaki gençlerde) görülen obezitenin ancak % 10 u hormon bozukluklarına ve ırsi (genetik) hastalıklara bağlı olabilir. Obezitenin % 90’ı dış kaynaklıdır. Dış kaynaklı obezitenin ortaya çıkmasında genetik ve çevre faktörleri tek başına veya birlikte etkili olabilirler. Ailede diyabet öyküsü bulunması risk faktörleri arasındadır.Eğer anne ve babanın her ikisi de obez ise çocuklarının da obez olma ihtimali; anne babaları normal kilolu olan çocuklara göre 15 kere daha fazladır. Şişmanlığın temelinde alınan enerjinin harcanan enerjiden çok fazla olması dolayısıyla fazla enerjinin karaciğer tarafından yağa çevrilerek depo edilmesi vardır. Obez çocuk başkalarından çok yiyen değil başkalarına göre az harcayan bir özelliğe sahip olabilir. Çocuğun çevreye bağlı obezite nedenleri arasında az hareketli oluşu, beslenme alışkanlıkları, ruhsal stresler önemlidir. Çocukların ve gençlerin televizyon, bilgisayar ve akıllı telefon aşkları da çok yemek yemelerine ve aldıkları besinleri yeterince harcayamadıkları için de kilo almalarına yol açmaktadır.Ayrıca ‘fast food’ cinsi yüksek kalorili hazır gıdalar ve şekerli gıdalar obeziteye neden olmaktadır.
Ailenin sosyoekonomik durumu da obezitede etkili oluyor. Ekonomik durumu yeterli olmayan ve karbohidrat ağırlıklı beslenen ailelerin çocuklarında obeziteye daha sık rastlanmaktadır. Ailesinin tek çocuğu olanlarda obezite eğilimi daha fazladır.
Obezite tanısı nasıl konulur?
Hastalığın öyküsü,muayene bulguları ve **laboratuvar tetkikleri tanı koymayı sağlar.Eğer hastanın öyküsü, muayene bulguları, kan ve idrar tahlillerinin sonuçları bir hormon hastalığını düşündürüyorsa hastanın bir çocuk endokrin (hormon) hastalıkları uzmanına gönderilmesi gerekir.
Obezitenin önlenmesi:
Obeziteyi önlemek için, ailelerin sağlıklı bir beslenme düzeni olmalı ve yüksek enerji taşıyan gıdalardan uzak durmalıdırlar. Yenilen gıdaların yağa çevrilerek depolanmaması için günlük hareketlilik arttırılmalıdır. Okul çocuklarında televizyon izleme süresinin 2 saatten ve bilgisayar kullanma süresinin ise 1 saatten fazla olması obeziteye zemin hazırlar. Ayrıca televizyon seyrederken veya bilgisayar kullanırken yemek yeme alışkanlıkları da obezite doğmasında önemli pay sahibidir. Bu zararlı alışkanlıklar önlenmelidir. Düzenli olarak her gün yürüyüş ve spor yapmak obezitenin önlenmesinde ve sağlıklı bir vücut yapısının korunmasında çok önemlidir.
*Çocuk her pazar sabahı tartılarak ağırlığı kaydedilmelidir. Tartıdan önce çocuğun kahvaltı yapmamış olması, tuvalete giderek idrarını ve kakasını boşaltmış olması ve üzerinde sadece iç çamaşırı bulunması sağlanmalıdır.
*Çocuklara sağlıklı ve düzenli beslenme alışkanlığı kazandırılmalıdır.
*Çocukların anne babaya çok özendiğini ve hatta onları taklit etmeyi sevdiğini akıldan çıkarmamalı ve anne babalar beslenme tarzlarıyla da onlara örnek olmalıdır.
*Acele yemek yemek ve atıştırmak şişmanlığa götürür. Lokmaların uzun uzun çiğnenmesini ve beslenmenin en az 20 dakika sürmesini öğrenmeleri sağlanmalıdır.
*Yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, tatlılardan, şekerli yiyeceklerden, unlu yiyeceklerden ve besin değeri düşük yiyeceklerden uzak kalmaları sağlanmalıdır.
*Fast food türü yiyeceklerden uzak kalmaları sağlanmalıdır
*Çok tatlı ve çok şekerli meyvelerden uzak kalmalıdır.
*Yağlı kuruyemişler çok az tüketilmelidir.
*Kola ve gazoz başta olmak üzere bütün şekerli içeceklerden uzak durmalıdır.
*Salatayı, sebzeyi ve meyveyi ana yemekten hemen önce yemek faydalı olur.
*Okulda yanlış beslenmeyi önlemek için; beslenme çantası evde hazırlanmalı ve içine haşlanmış yumurta, tavuk, parça et, barbunya pilaki, süt, ayran ve yoğurt gibi geç sindirilen ve çabuk acıkmayı önleyen yiyecekler konulmalıdır. Çantaya meyve suyu değil meyve konulmalıdır.
*Çocukların televizyon karşısında veya bilgisayar başında beslenmeleri kesinlikle önlenmelidir.
*Arabaya binmek yerine yürüme özellikle özendirilmeli ve tercih edilmelidir.
*Asansöre binmek yerine merdivenle inip-çıkmak tercih edilmelidir.
*Her gün bisiklete binmek, yüzmek, günde en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapmak alışkanlık haline getirilmelidir.(pazarda aheste aheste salınan adam yürüyüşü ile değil , yağmurdan kaçan adam yürüyüşü ile).
*Ek olarak çocuk; yaşına uygun her türlü sporu günlük olarak yapmaya özendirilmelidir.
Obezitenin tedavisi:
Obezitenin tedavisi çok yönlü ve sabır gerektiren bir tedavidir.Hedefe ulaşabilmek için hasta, aile, çocuk endokrin doktoru, çocuğun devamlı doktoru, diyetisyen ve bazen psikolog ekip olarak yakın iş birliği içinde olmalıdır. Obez bir hastanın doktor tarafından muayenesi ve değerlendirmesini yaptırmadan hastayı alıp bir diyetisyene götürmek çok yanlış bir yaklaşımdır.Tedaviden sonuç alınabilmesi için aile mutlaka çocuğa destek ve yardımcı olmalıdır. Bazı obez anne ve babalar çocuklarının obez olduğunu kabul etmemektedirler. Bazen de anne babalar hastalığı kabul etseler bile tedaviyi kabul etmemektedirler. Bu durum çocukta çok daha aşırı bir şişmanlık türü olan ÖLDÜRÜCÜ ŞİŞMANLIK tablosunun ortaya çıkmasına neden olabilir.
Eğer obezite bir hormon bozukluğuna bağlı ise; o hastalığa özel tedavi uygulanabilmesi için, hastanın çocuk hormon hastalıkları uzmanı tarafından takip ve tedavi edilmesi gerekir.
Obezite dış nedenlere bağlı ise bu nedenler düzeltilmeye çalışılır.Besinlerden kızarmış yiyecekler, yağlı yiyecekler, etlerin yağlı kısımları, kaymak, yağlı peynir, yağlı kuruyemişler, şekerli gıdalar çıkarılmalıdır. Her öğünde sebze ve salata yenilmesi, bol miktarda meyve tüketilmesi, meyvelerin kabuklu yenilmesinin tercih edilmesi çok önemlidir.Gazoz ve kola gibi şekerli içeceklerden uzak durmalıdır. Ayrıca çay, kahve ve süt gibi içeceklere şeker koymaktan vazgeçilmelidir.
Sağlıklı ve dengeli beslenme ile birlikte günlük hareketliliğin artırılması ve düzenli yürüyüş ve spor yapılması elde edilen ideal kilonun korunması için gereklidir.Eğer dengeli beslenme ve spor devamlı olmazsa obezite tekrar başlar.
İlaç tedavisi 18 yaşının altında önerilmemektedir. Çocuklarda ilaç tedavisi yalnızca öldürücü obeziteye sahip olanlarda uygulanabilir.
Ergenlik obezitesinde diğer tedavi yöntemleri yetersiz kalırsa cerrahi yöntemlere başvurularak mideye band konulabilir.
Obezitenin olumsuz sonuçları:
Obezitenin zararlı sonuçları çok fazla olup neredeyse bütün vücut organlarını olumsuz olarak etkilemektedir. Burada olumsuz etkilerin çok önemlilerinden söz edilecektir.Obezite başlangıç yıllarında daha çok psikolojik bozukluklara yol açar. Çocuk sosyal olarak okul ve oyun çevresinden dışlanabilir. Bu durum çocuğun kendine güveninin azalmasına yol açar. Ardından depresyon ve okul başarısızlığı ortaya çıkabilir.
Obezite hipertansiyona, şeker hastalığına, safra kesesi taşlarına ve iltihaplarına, karaciğerde yağlanmaya, kalp yetmezliklerine, kalp krizlerine, beyin kanamalarına ve felçlere yol açabilir.
Obez çocuklarda tıkayıcı uyku apnesi denilen ve tedavi edilmediği zaman uykuda nefesin kesilmesi suretiyle ölüme bile yol açabilen solunum bozukluğu görülebilir. Ayrıca obez hastalarda iskelet sistemi de çok olumsuz etkilenir. Ayak ve bacaklarda şiddetli ağrılar, kemiklerde, eklemlerde ve omurgada bozukluklar ortaya çıkar.
Eğer çocuk veya ergen şişmansa, onların obeziteye yakalanarak hayatlarının tehlikeye girmesini beklemeden durumlarının araştırılması sağlanmalıdır. Obeziteden korunmak, tedavisinden daha kolay ve yüz güldürücüdür. İhmal edilen obezite ise MORBİD OBEZİTEye kadar ilerleyebilir. Bu obezite türü ise ne yazık ki ani ölümlere bile yol açabilmektedir.
Son söz: KİLOLU ÇOCUK SAĞLIKLI ÇOCUK DEĞİLDİR.
*VKİ, kilogram cinsinden vücut ağırlığının; metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesi ile elde edilir. Bir başka deyişle; kilo cinsinden vücut ağırlığının metrekare cinsinden vücut alanına bölünmesi sonucunda elde edilen rakamdır.
** Obez bir hastada tarama testleri olarak; açlık kan şekeri, şeker yükleme testi, açlık insülin seviyesi, açlık kortizolu, serbest T4, TSH, kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, VLDL kolesterol, trigliseridler, karaciğer enzimleri (AST ve ALT) ve idrar tahlili mutlaka yapılmalıdır.