Çocuklarda Okuma Alışkanlığı Kazandırma
Yazar Hazel Özçelik • 24 Temmuz 2023 • Yorumlar:
Okumak zihni sadece bilgi malzemesiyle doldurur, okuduğumuzu bize mal eden düşünmedir. (John Locke)
Çocuklarda okuma alışkanlığı kazandırma süreci 3 aşamada kazanılması gereken bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Birinci aşamada; çocuğun kağıt üzerinde yazanı okuyabilme yetisi kazanması, ikinci aşamada; kazandığı işlevi alışkanlık haline getirmesi ve bu alışkanlığı iç motivasyonu yani bireysel isteğine bağlı olarak geliştirmesi ve son aşama olan üçüncü aşamada da; eleştirel okuma becerilerin kazanması ile gelişen bir süreçtir.
Türkiye’de okuma alışkanlığı
Uluslararası Eğitim Başarılarını Belirleme Kuruluşunun (IEA), Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Projesi (PIRLS) çerçevesinde 35 ülkede ilkokul 4. Sınıf öğrencileri arasında yaptığı araştırmayla Türk çocuklarının okuma becerilerinin uluslararası standartların altında olduğu ortaya konulmuştur (EARGE, PIRLS, 2003). Bununla birlikte ülke nüfusumuzun ortalama % 88’i okuryazar olduğu hâlde bunların tamamı okumayı alışkanlık hâline getirememiştir. Okay, bu durumu bir paradoks olarak niteleyerek ülkemizde okur-yazar oranı arttıkça okuma seviyesinin düştüğünü söylemektedir (2004, s. 413) Anlaşılıyor ki; ülkemizde -genelleme yapmak gerekirse- okuma alışkanlığı kazandırma sürecinin ikinci ve üçüncü basamaklarının tamamlanmadığı yani okumanın bir eylem olmaktan öteye geçemediği ve alışkanlık haline gelemediği saptanmıştır.
Yaş faktörünün okuma alışkanlığı kazandırmada etkisi
Okumanın alışkanlık haline gelmesinde yaş kuşkusuz ki en önemli faktörlerdendir. Fakat çocuğun temel okuma becerisinin kazandığı ilkokul dönemi tüm dönemlerden daha fazla öneme sahiptir. Özellikle 6-8 yaş dönemi, çocukların okuma alışkanlığı ve kültürü edinmelerinde en duyarlı dönemdir (Sever, 2007, s. 35). Cleary, 8 ile 13 yaş arası dönemi okumanın altın yılları olarak betimlemekte; 13 yaşından sonra çocukların okumaya olan ilgisinin azalabileceğini belirtmektedir (Akt. Bamberger, 1990, s. 8).
Çocuk kitapları ve okuma alışkanlığı kazandırma
Bu dönemde okumaya teşvik edebilecek en önemli kaynak çocuk kitaplarıdır. Çocuk kitaplarının; çocuğun ilgi, dikkat, hayal gücüne uygun, gerçekliği yansıtan, yalın bir dili olan, estetik yönden gelişimi sağlayan ve sosyal duygusal gelişimine katkı sağlayan içerikte olması gerekir. Bu nedenle yetişkinlere düşen önemli görevlerin başında, daha küçük yaştan itibaren çocukları, onları yaratıcı kılacak nitelikli kitaplarla buluşmalarını sağlamak gelmektedir (Gültekin, 2011, s. 8).
Okuma alışkanlığı kazandırmada ailenin rolü
Çocuğun eğitim sürecinin ilk başladığı yer ‘’aile’’dir. Dolayısıyla çocuklar için anne ve babaları rol modeldir. Bu bağlamda çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılmasında anne ve babalara büyük sorumluluklar düşmektedir.
Bilinen bir ifadeyle ‘Çocuklar bizim aynamızdır.’ Çocuklar ailelerini rol model olarak aldıkları ve bilgi kaynağı olarak gördükleri için sürekli gözlem içindedirler. Bu noktada; anne ve babaların evde kitap, gazete gibi materyalleri okuması ve bu eylemlerin çocuklar tarafından gözlenmesi, çocukların okumaya karşı ilgisini sağlayacak bir davranıştır. (Homeschool-By-Design reading, 2009). Bu davranış; çocuklara önlerindeki en önemli model olan ailelerinin okumayı sevdiğini göstermektedir. (Wise ve Buffington, 2004, s.354).
Anne ve baba tarafından çocuğa okunan kitaplar, çocuğun okuma becerisine yönelik hayal gücünü v kelime bilgisi geliştirme gibi birçok açıdan fayda sağlamaktadır. (National Network for Child Care, 2002). Ayrıca bu dönemde anne ve babaların çocuğa kitap okuması ve bu süreçte okunan yerleri parmakla takip etmeleri çocukların yazının soldan sağa ve satırların yukarıdan aşağıya doğru bir sıra izlediğini öğrenmelerini sağlamaktadır. (Parent Institute, 2007).
Çocuk gelişimine uygun yazılı materyallerle tanıştırılmalıdır. Anne ve babaların okul öncesi dönemde çocuklarının okuma becerisi kazanmasına yönelik olarak gerçekleştirmesi gereken bir diğer etkinlik de gazete, dergi, kitap gibi materyallerle ve bu tür okuma materyallerinin bulunduğu ortamlarla çocuğu buluşturmaktır. (Homeschool-By-Design, 2009).
Anne ve babaların, çocuklara okuma becerisinin kazandırılmasına yönelik yapması gereken bir diğer önemli etkinlik ise çocuğun düzeyine uygun kitap ve dergileri sağlamaktır. (Üstün, 2007, s.21).Çocuk edebiyatına dair sayısız araştırmada çocukların yaş gruplarına uygun kitap seçimlerine yer verilmiştir. Resim ya da metin merkezli olmak üzere gelişim düzeyine göre değerlendirmeler yapılmıştır.
Okul öncesi dönemin sonlarındaki (5-6 yaş grubu) çocuklarla ilgili olarak yapılan araştırmalar çocukların kitaplarda içeriğe daha çok önem verdiklerini göstermektedir. (Sofuoğlu 1979, s.156).
Çocukların düzenli sıklıklarla çocuk kütüphanelerine götürülmesi, onların okuma alışkanlığı kazanmalarını sağlayacak materyallerle daha çok etkileşimde bulunmalarını sağlar. Çocuk kütüphanelerinin yanı sıra herkese açık olan ve bu amaçla hizmetler sunan halk kütüphaneleri de çocukların okuma alışkanlığı kazanmalarında etkin bir role sahip olabilir.
Çocuklara kendilerine ait bir kitap okuma ortamının ve kitaplığın sağlanması okumaya teşvik edici bir nitelik kazandırıp, okuma bilincinin ve isteğinin oluşmasına olanak sağlamaktadır. Okuma çevresine sahip olan çocuklara yönelik olarak yapılan çalışmalarda, evlerinde veya odalarında kitaplık bulunan çocukların okuma eylemini diğer çocuklara göre daha kolay kavradıkları ve daha başarılı oldukları ifade edilmiştir. (Sangkaeo, 1999)
Kitap okuma alışkanlığı kazandırmada hatalar ve alışkanlığı pekiştirecek öneriler
Çocuklara okuma alışkanlığı kazandırmak için sürekli ödül vermek aslında onları cezalandırmak sayılabilir. Kitap okuma alışkanlığı iç motivasyon ile ilgilidir. Ödülle pekiştirilen dış motivasyonla çocuk “ödül yoksa davranış yok” anlayışına kapılır. Oysa alışkanlığı kazandırmak için iç motivasyon maksimum önem taşır. Somut ödül yerine dolaylı güdülenme veya dolaylı pekiştirme, çocuğun bu alışkanlığı devam ettirmesi için istek uyandırabilir. Örneğin; çocuğunuzun okuduğu kitapları listeleyerek buzdolabınızın üzerine asabilir, çocuğunuzun değer verdiği insanlara gösterebilirsiniz. Aldığı pozitif yönde tepkiler çocuğun okuma davranışının olumlu sonuçlarını görmesine yardımcı olabilir.
Çocuğu kitap okumak için salondan uzaklaştırıp odasına göndermek onda olumsuz hisler doğurabilir. Bu nedenle diğer tüm uyarıcıları devre dışı bırakarak tüm ailenin katılımıyla bir okuma saati düzenlenmesi daha sağlıklı olacaktır. Bununla birlikte; okuduğunuz kitap hakkında sohbet etmek ve ilginç bulduğunuz kısımları paylaşmak çocuğu motive edecektir.
‘Her çocuk özeldir.’ Çocukları birbirleriyle kıyaslama yapmak oldukça yanlıştır. Bu tutum çocukta kitap okuma isteğini baltalayabilir, kitap okumaya karşı olumsuz tutum gelişmesine neden olabilir.
Okuma Stratejileri
Çocuğun ilgi ve deneyimleri üzerine olan ve bunu destekleyen, hoş resimler içeren, çocuğun sahip olduğu sözcük düzeyinin biraz üzerinde, okumanın keyfine varabileceği bir kitap seçilmelidir. Bu kitap, şiir veya masal gibi değişik türleri de içermelidir. Kitap seçildikten sonra okumak için çocuk davet edilmeli ve çok tanıdık sevilen kitaplar tekrar tekrar okunmalıdır.
Kitabı okumadan önce çocukların hazır olması ve her çocuğun kitabı görecek biçimde oturması sağlanmalı, çocukların rahat olduğundan emin olunmalıdır.
Okumaya başlamadan önce, kitabın yazarı ve resimleyeni tanıtılmalı, aynı yazarın ya da resimleyenin okunan diğer kitapları ile ilgili konuşulmalı, kitap kapağı ve resimlerdeki ayrıntılar gösterilmelidir.
Yüksek sesle kitabın başlığı okunmalıdır. Kitabın türü hakkında konuşulmalı, öykünün nerede ve ne zaman geçtiği sorulmalı, ana karakterler tanıtılmalı ve okumadan önce öyküyü nasıl dinleyecekleri ve izleyecekleri hakkında çocuklarla konuşulmalıdır. Birkaç sayfa göstererek “Bu kitapta neler olacağını düşünüyorsun?” gibi sorular sorularak tahminde bulunmaları istenmelidir.
Okumak için değişik mekânlar seçilmelidir. Her zaman evde okuma yapılmamalı, zaman zaman park, bahçe, çocuk kütüphaneleri, otomobil veya restoran gibi değişik mekânlar da okuma etkinlikleri için kullanılmalıdır.
Tekerlemeler ve tekrarlanan ifadelerin çocuk tarafından söylenmesi teşvik edilmeli ya da karakterlerden birini çocuğun seslendirmesi gibi farklı sesler oluşturarak çocuğun öykü okumasına katılımı sağlanmalıdır
Okunan sözcükler parmak ile takip edilmeli ve noktalama işaretlerine uygun vurgular yapılmalıdır.
Okuma sırasında öyküde geçen kavramlara dikkat çekilmelidir. “Resimlerdeki bütün kareleri bul, kedi nerede?” gibi yönergeler verilerek kavram gelişimi desteklenmelidir.
Öykü okunduktan sonra, öyküde gerçekleşen olayların hatırlanması için sorular sorulmalıdır “Sen hiç....?” gibi cümlelerle başlayan ve öykü ile ilgili kişisel deneyimlerin anlatılmasını sağlayan sorular sorulmalıdır “Sen kahramanın yerinde olsan nasıl davranırdın? Ne yapardın?” gibi sorular sorularak çocuğun kahramanla özdeşim kurması sağlanmalıdır Çocuğun, öykü ile ilgili görüş ve düşüncelerinin açıklanması sağlanmalı böylece yaratıcılığı teşvik edilmelidir.
Öyküde geçen konularla çocukların ilgilendiği görüldüğünde, konu ile ilgili değişik kitaplar sunulmalı ve çocukların incelemesine olanak tanınmalıdır.
Hikayeler çocuğun hislerini anlamamıza ve onların duygularını nasıl anlamlandırdığını hissetmemize olanak sağlar. Örneğin; bir kaydıraktan kayarken düşen bir çocuk bir daha kaydırakta oynamaktan korkabilir. Sevdiği bir pelüş oyuncağını kaybeden bir çocuk çok çok üzgün olabilir ama bunu ifade edemez. Hikaye anlatımını bir olayı ve bunu çevreleyen duyguları anlatmak için bir araç kullanmak, çocuğun neler olduğunu daha iyi anlamasına ve acısını yatıştırmasına yardım eder. Bunu sürekli olarak ve uygun biçimde yapmak çocuğun duygularını anlamasına, tanımlamasına ve ifade etmesine hatta öz düzenleme becerilerini daha iyi geliştirmesine yardımcı olur. (Suskind;2018 ; s.173)
Sonuç olarak; kitap okuma işlemi tek taraflı değil interaktif geçen bir süreç olmalıdır. Klasik bir anlayışla; annelerin zihninde, çocuğa başarılı bir şekilde kitap okumanın ön koşulu; dinleyen sessiz bir çocuktu. (Suskind 2018; s.167). Bunun aksine; çocuğun soru sormasına ve yorumlamasına izin verilmeli, okuma süreci boyunca sessizce dinlemesinden ziyade aktif katılımı sağlanması okuma sürecinin etkin ve sağlıklı ilerlemesine imkan sağlamaktadır.