Çocuklarda Orta Kulak İltihaplanması:
Yazar Hakan Soygür • 21 Temmuz 2017 • Yorumlar:
Çocuklarda Orta Kulak İltihaplanması:
Orta kulak iltihaplanması, kulak zarı ve arkasında kalan havalı odacığın iltihaplanmasıdır. Çocuklarda genellikle iki şekilde görülür:
1. Akut (ağrılı) orta kulak iltihabı
2. Seröz (ağrısız) orta kulak iltihaplanması (Kulakta su toplanması)
Orta kulak iltihaplanması her yaşta görülebilmekle beraber daha çok çocuklukta görülür.
AKUT OTİTİS MEDİA:
NEDENLER:
Viral üst solunum yolu enfeksiyonları (nezle), alerjik nezle, geniz eti büyümesi, östaki borusunun doğuştan iyi çalışmaması, yarık damak anomalisi, yatarak biberon ile beslenme vb…
Özellikle nezle gibi viral bir soğuk algınlığı sırasında östaki borusunun geniz ucunun ödemlenerek tıkanması, kulağa hava girememesi ve genizdeki bakterilerin orta kulağa ulaşarak iltihaplanmaya yol açmasıyla ortaya çıkar.
BELİRTİ VE BULGULAR:
Tamamen sağlıklı daha önce hiçbir kulak rahatsızlığı olmayan bir çocukta bir üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben ağrılı (akut) orta kulak iltihaplanması başlayabilir. (Burada, banyo veya havuzda su kaçmasının orta kulak iltihaplanması yapmayacağını belirtmek gerekir.) Soğuk algınlığının seyri sırasında veya sonrasında tek veya iki kulakta birden başlayan ağrı ile kendisini gösterir. Sadece hafif ağrı olabileceği gibi beraberinde ateş, huzursuzluk ve bulantı kusma da görülebilir. Nadiren zar üzerindeki iltihaplı baloncuğun patlaması veya zarın tam olarak delinmesi ile kanlı akıntı da gelebilir. Ağrı ilk saatlerde şiddetli olup, genellikle 12-24 saati geçmez. Ağrılı dönemden sonra iyileşene dek kulakta uğultu, tıkanıklık hissi, hafif bir işitme kaybı (geçici) ve seslerde yankılanma gibi yakınmaları olabilir.
Teşhis, otoskop veya mikroskop ile kulak zarının görülmesiyle koyulur. Kulak zarı belirgin şekilde kırmızı ve bombe görünümdedir. (Burada, bebeklerde muayene sırasındaki ağlamanın da kulak zarını kızartabileceği ve bunun orta kulak iltihaplanması ile karışabileceği unutulmamalıdır.)
TEDAVİ:
Hiçbir ilaç vermeden takip edilebileceği gibi, ağızdan veya enjeksiyon yoluyla antibiyotik, yanı sıra ödem giderici ilaçlar, burun spreyi, anti alerjikler ve ağrı kesiciler kullanılabilir. Akıntılı durumlar dışında kulak damlası gerekmez. Genellikle 1-2 hafta içinde tamamen iyileşir. Bazı durumlarda ağrılı durum geçer, ancak orta kulakta sıvı iltihap birikimi devam edebilir.
Sık tekrarlayan orta kulak iltihaplanması (senede 5-6 kez veya daha sık) olan çocuklarda, her atak sonrası kulak normale dönüyor da olsa kulak tüpü takılması önerilir.
SERÖZ (SEKRETUAR) OTİTİS MEDİA (Kulakta su / sıvı toplanması):
Bu durum, orta kulak boşluğunda ağrı olmaksızın iltihap birikimini ifade eder. Ağrılı bir orta kulak iltihaplanmasını takiben olabileceği gibi, uzun süre devam eden östaki tıkanıklığını takiben hiç ağrı olmaksızın da ortaya çıkabilir. Yatarak beslenme, evde sigara içilmesi, kreşe gitmek, alerjik nezle ve geniz eti gibi etkenlere bağlıdır. En önemli belirtisi işitme kaybıdır. Tıkanıklık, basınç hissi gibi belirtileri de olmakla beraber çocuklar bunları ifade etmezler. Ya tesadüfen muayene sırasında saptanır, veya ev veya okulda işitme kaybının fark edilmesiyle saptanır. 2 yaş altı çocuk ve bebeklerde huzursuzluk ve kulakla oynama davranışı (burada, 1 yaş civarı bebeklerde uyku öncesi sıkıldıkça kulakla oynama davranışı unutulmamalıdır) , Küçük çocuklarda önceden olmayan yüksek sesle konuşma, söylenenleri anlamama veya tekrarlatma (-hı, ne dedin…), televizyonu yüksek sesle ve yakından izleme, daha büyük çocuklarda okulda dikkat dağınıklığı ve akademik başarıda azalma olabilir. İşitme kaybı “geçici” olmak üzere 25-35 Db civarındadır.
Muayene sonrası kulak basınç ölçümü (Timpanogram) yapılarak bu durum teyit edilebilir. Ancak kesinlikle sadece basınç testine bakılarak karar verilmez.
ÖNLEMLER VE TEDAVİ:
Anne sütünün en az 12 ay verilmesi orta kulak iltihaplanmasından korunmada çok önemlidir. Biberona geçildiğinde yatarak beslenmeden kaçınılması, pasif sigara içiciliğinin önlenmesi, kreşe ara verilmesi veya gönderilmemesi önleyici yöntemlerdir.
Tedavide sadece takip, aralıklı ilaç vererek takip, kulak tüpü takılması (genellikle geniz eti ile beraber), nadiren kapsamlı kulak ameliyatları uygulanabilir.
İlaç tedavisinde çocuğun yaşına ve kilosuna göre uygun antibiyotikler, ödem gidericiler, alerjik nezle varsa antialerjik ilaç ve burun spreyleri ve ağızdan kısa süre kortizonlu ilaçlar önerilebilir. (Burada, antialerjik ilaçların her zaman verilmediği önemlidir. Kulaktaki sıvıda koyulaşma yapabilir)
Düzelmeyen olgularda kulak tüpü takılması önerilir .Tek bir ilaç tedavisi ile hemen karar vermek doğru değildir. (Yarık damak gibi özel durumlar ve zarda ileri derece çökme dışında) Aynı doktorun hastayı 2-3 ay kadar izlemesi hatta gerekirse takip süresini uzatması gereklidir. Kreşe yeni başlayan çocuklarda, kış ve ilk bahar aylarında, büyük geniz eti veya şiddetli alerjik nezlesi olmayan / sık nezle olmayan çocuklarda hemen karar verilmesi doğru olmaz. Her ne kadar kulak tüpü takılması ilaç tedavisinin tükendiği noktada mutlaka yapılması gereken (son çare değil!!!) ve bilinen önemli bir yan etkisi olmayan bir işlem de olsa, yine de bir cerrahi işlemdir.
Kulakta sıvı toplanmasının nedeni, östaki borusundan orta kulağa yeterli hava girmemesidir. Kulakta hava azaldıkça negatif basınç gelişir ve kulak zarı orta kulağa doğru çökmeye başlar. Daralan orta kulak boşluğunda da sıvı bir iltihap birikir. Bu durum uzun süre ihmal edildiğinde zarın yapısı bozularak orta kulağa tamamen yapışabilir (adeziv otit), daha sonra kemik erimesi, menenjit ve yüz felci yapabilen bir iltihap türüne dönüşebilir (kolesteatom), zar delik kalabilir, daha ileri ve kalıcı işitme kayıpları gelişebilir, daha kapsamlı ameliyatlar gerekebilir. Öte yandan konuşma, zihinsel ve sosyal gelişim ve akademik başarı açısından işitmenin çok önemli olduğu bir yaş döneminde yaklaşık 30 Db işitme kaybı olması, bu alanlarda duraklama ve gerilemelere yol açabilir.
KULAK TÜPÜ:
Kulak tüpü takmanın temel mantığı, östaki borusundan kulağa giremeyen havanın direkt olarak dışarıdan kulağa girmesinin sağlanmasıdır. Bunun için kulak zarına ufak bir delik açılır, buradan olabildiğince orta kulaktaki sıvı temizlenir, daha sonra deliğin hemen kapanmaması ve uzun süre açık kalması için TÜP yerleştirilir. Kulak tüpü değişik şekil ve boyutlarda olabilen küçük borucuklardır. Standart tüpler 2-3 mm boyunda bir iplik makarasına benzer. İki ucu çentikli, ortası delik bir şekildedir.
Tüp takılan çocuklarda sıklıkla geniz eti de alınmaktadır.
Tüp takılması basit ve genellikle risksiz bir işlemdir. Takıldığı andan itibaren işitme normale döner. (uçak yolculuğu sonrası tıkanan kulağın valsalva ile birden açılması gibi) Tüp dışarıdan görünmediği gibi, çocuk tarafından da varlığı fark edilmez. Çocuğun günlük hayatını kısıtlamaz. Sadece banyo ve havuz gibi durumlarda kulakların sudan korunması gerekir.
Özel durumlar dışında ilk aşamada kısa süreli standart tüpler takılır. Genellikle 5-6 ay ile 1 sene arasında kulakta kalır ve kendiliğinden atılır. (Yeni bir ameliyatla alınması gerekmez. ) Aslında vücut için yabancı bir cisim olan tüp, takıldığı andan itibaren atılamaya çalışılır ve 6-12 ay içinde kulak zarının kendisini onarmasıyla kulak yoluna düşer. Nadiren de olsa yeri delik kalabilir. Bu durumda 6 ay kadar izlenir, kapanmıyorsa yeni bir işlemle onarılır.
Bazı çocuklarda tüpler atıldıktan sonra sıvı toplanması tekrarlar ve yeniden tüp takılması gerekebilir. Hatta 3-4 kez tüp takılan durumlar da olabilir. Bu durumlarda genellikle 2-3 sene kalabilen uzun ömürlü tüpler takılır. Bu tüpler bazen kendisi atılır, bazen de zamanı dolduğuna karar verilerek kulaktan alınır. Bu esnada delik de ufak bir yama ile onarılır.
Uzun süre ihmal edilen orta kulak iltihaplarında, tüpe rağmen zarda çökme devam eden durumlarda, kulak arkası kemikte iltihaplanma olması durumunda bazen daha kapsamlı ameliyatlar da gerekebilir.
EVE GİDERKEN NOTU:
Kulakta sıvı toplanması, işitme kaybı ve bunun olumsuz sonuçları açısından ve kulağın ileriki sağlığı açısından çok önemli bir durumdur. Bu çocukların mümkünse aynı doktor tarafından ve en az 2-3 ay, gerekirse daha uzun süre izlenmesi önemlidir. Eğer düzelmiyorsa kulak tüpü takılmasından kaçınılmamalıdır. Kulak tüpü takılması sırasında sıklıkla geniz eti de alınmaktadır.