Çocuklarda Öz-Disiplin
Yazar Enise Gül Çepni • 14 Aralık 2023 • Yorumlar:
Çocuklar, yaşadıkları dünyanın kurallarını anlamak isterler ve buna ihtiyaç duyarlar. Kendilerinden ne beklendiğini diğer insanların gözünde durdukları yeri ne kadar ileri gidebileceklerini fazla ileri gittiklerinde neler olacağını bilmek isterler. Büyürlerken artan beceri ve kapasitelerini ölçecek yollar bulmak isterler. Sınırlar bu öğrenme ve keşfetme sürecinde çok önemli rol oynar ancak gönderilen mesajlar net değilse ebeveynin vermeye çalıştığı dersler işlemez duruma gelebilir.
Siegel ve Bryson’a göre etkili disiplinin iki temel hedefi vardır. Bunlardan ilki çocukların iş birliği ve doğru olan şeyi yapmalarını sağlamaktır. İş birliği kısa vadeli hedefken, ikinci hedef daha uzun vadelidir. Bu hedef, çocukların zor durumlar, engeller ve kontrolü kaybetmelerine neden olabilen duygusal fırtınalarla dirençli bir şekilde baş etme kapasitesi geliştirecek şekilde eğitilmesine odaklanır. Bunlar o andaki anlık davranışın ötesinde genellenebilen ve yalnızca şu an için değil, daha sonraki çeşitli durumlarda da kullanılabilen içsel becerilerdir. Disiplinin bu içsel ikinci hedefi, çocukların irade gücü ve vicdan geliştirmelerini sağlamaktır. Böylece otorite figürleri etrafta değilken bile çocukların dikkatli ve özenli olmaları, başarılı ilişkiler kuran nazik ve sorumluluk sahibi insanlar olmaları sağlanır.
Çocukta Öz Disiplin Sağlama Nasıl Olmalı?
Çocukların gelişen karakterlerinden biri olan öz disiplin, karakterin önemli bir parçasıdır. Öz disiplin kavramı, kişinin kendi davranışlarının sorumluluğunu alması, diğer bir deyişle onları kontrol etmesi olarak özetlenebilir. Öz disiplinin günlük yaşamda oldukça önemli bir yeri vardır. Aynı zamanda bu önemli yeri her şeyi mümkün kılmak için bir anahtar olarak da tanımlayabiliriz.
Çocuklarda Öz Denetim Sağlanması İçin Öneriler;
Sevgiyi ifade etme ve koşulsuz sevme
Eğer bir çocuk sevildiğini hissederse, ebeveynini memnun etmek için onun istediği yönde davranacaktır. Çocukla iletişim halindeyken çocuğa sevgi koşullu sunulmamalı, sevginin koşulsuz olduğu hissettirilmelidir. Çünkü koşullu sevgi istenmeyen davranışları uzun zaman sürecinde pekiştirmektedir.
Tutarlı olmak
Ortak görüşte olan tutarlı ebeveynlerin kural ve sınırları da çocuklar için nettir. Çocuk aynı davranışına farklı tepkiler aldıkça olumsuz davranışları pekişecektir.
İletişimde açık ve net olmak
Kullanılan kelimelerin ve hareketlerin çocuğa da aynı mesajı verdiğinden emin olunmalıdır. Davranışlarda soyut kavramları çocuğa öğretirken bunların birçok örneğini çocuğa sunmanız ve göstermeniz gerekmektedir.
Problem yaratan davranışı anlamak
Problemi anlamak çoğu zaman problemi çözmekten daha zordur.
Ebeveyn çocuğunu gözlemlediği takdirde davranışın ortaya çıkma sebebi ve sonuçlarını rahat bir şekilde görebilir.
Güvenilir bir çevre hazırlamak
Çocuklar keşfettikçe daha az istenmeyen davranışları sergilemeye başlayacaklardır. Ayrıca ortamda çocuğu kışkırtan, sınırların dışına iten faktörler olup olmadığı araştırılmalıdır. Zaman zaman oynanan oyuncakları kısa süreli olarak ortadan kaldırmak, tekrar sunulduğunda sanki yeniymiş gibi ilgi çekmesine neden olacaktır. Okul öncesi dönem çocuklarının farklı oyun tiplerine ihtiyaçları olduğu göz önüne alınarak yerleşim yerini ve oyun tipini değiştirerek, gerginliği ve sıkılganlığı en önemlisi de zarar verici davranışları engellemek mümkün olmaktadır.
Sınırlar koymak
Çocuklar büyür ve değişir. Değiştikçe de daha çok özgürlük ayrıcalık ve sorumluluk yüklenmeye hazır hale gelirler. Çocuklar; çevrelerini keşfetmeye , becerilerini geliştirmeye, yeni yetenekler kazanmaya ve bağımsız olmaya fırsat bulmalıdır. Bizim görevimiz de bu normal süreci engellemeden, onlara destek olacak sınırlar koymaktır.
Kurallar birkaç kelimeyle ifade edilebilecek kadar basit olmalı, çocuğa yapılmasını istemediği şeyleri belirtmekle beraber yapılması istenenleri de açıklamalıdır. Çocukların, fiziksel olarak zarar verici davranışlarında hareketleri değil kelimeleri kullanmaları yönünde bir rehberliğe ihtiyaçları vardır. Ayrıca farklı yaşlardaki çocuklardan beklediğimiz davranışlar konusunda da gerçekçi olmamız gerekir.
Olayları denetleyebilmek
Ebeveynler, olayları daha başlamadan önlemek ve kötü sonuçlar doğurmasına fırsat vermemek için aktif birer denetleyici olmalıdırlar. Çocuklarda öz denetimin kazanılması ve belirli bir olgunluk seviyesine ulaşabilmeleri için ebeveynlerinin uygun çözümler önermelerine ve onların rehberliğine ihtiyaçları vardır
Problem çözme becerisi kazandırmak
Problemlerin iyi çözümleri ve kötü çözümleri vardır. Fakat bu farklılığı çocuklar nasıl ayırt edecekler? Eğer bir çocuk kabul edilemez bir çözüm önerirse ona açıkça davranışın kabul edilemezliği açıklanmalı ve nedenleri anlatılmalıdır. O çözüm uygulandığında sonucun ne olacağı tartışılmalıdır. Ayrıca her durum için birden çok çözüm olduğu ve her çözümün de sonucu olduğu açıklanmalıdır. Daha sonra denemesi için olumlu çözümler önerilmelidir.
Fazla müdahale etmemek
Çocukların yanlış ve zarar verici bir davranışı gözlendiğinde, en iyisi aşırı tepki vermemektir. Azarlamak veya cezalandırmak yerine, olumsuz davranışından dolayı onu oyun alanından uzaklaştırmak ya da kısa bir ara verip onu oyundan alıp sessizce oturup bekleyeceği bir yere koymak daha etkili olabilmektedir.
Model olma
Erken yaşlarda soyut düşünme gelişmediğinden çocuklar, mantık yürütmektense ne gözlemlerse onu yapar. Bulunduğu ortamda gözlemlediği davranışları doğru kabul eder. Onun için çocuğa doğru davranış kazandırmanın en iyi yolu çocuktan beklenen davranışı ilk olarak ebeveynlerin kendilerinin yapmasıdır. Çünkü ebeveynler kendilerinde olmayan bir değeri ya da kendilerinin yapmadığı bir davranışı çocuklarına kazandıramazlar.
Psikolog Enise Gül Çepni