Çocuklarda Özgüven Gelişimi

Yazar Zübeyde Ezgi Horzum • 13 Mayıs 2024 • Yorumlar:

İnsanın kişiliğindeki temel özelliklerden biri olan özgüven, bireyin kendi hakkındaki değerlendirmeleri sonucunda oluşan bir kavramdır. Davranışlarını etkileyen dinamik bir özellik olarak öne çıkar. Özgüven, genetik mirasla alınan bir özellik değildir; aksine, aile, okul ve çevre gibi çeşitli faktörlerin etkisiyle şekillenir. (Hambly, 2003; Göknar, 2010). İnsan, doğuştan belirli yeteneklere ve farklı zeka düzeylerine sahip olabilir. Ancak, insanın doğuştan özgüvenli ya da özgüvenden yoksun olarak dünyaya gelmediği belirtilmektedir. (Göknar, 2010).

Bireyin kendiyle ilgili olumlu duygular geliştirmesi, kendine güven duyması, yeterlilik hissi taşıması, kendisiyle barışık olması ve kendini olduğu gibi kabul etmesi gibi durumlar, özgüvenin yüksek veya düşük oluşunu belirler. Bu durumlar, olumlu veya olumsuz özgüven olarak ifade edilebilir. Kişinin özgüven seviyesi, yaşamını olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir.

Kendine güvenli, iyimser, mücadeleci, yeni fikirlere ve deneyimlere açık, başarıya odaklı, sorumluluk sahibi, sosyal ilişkilerde başarılı olan bireyler genellikle yüksek özgüvenli kişilerdir. Buna karşılık, kendini değersiz ve başarısız gören, karar verme ve problem çözme yeteneklerinde yetersiz hisseden, aşırı rekabetçi, çabuk etkilenen, başkalarına bağımlı bir yaşam tarzı benimseyen ve kıskançlık gibi özellikler gösteren bireyler ise genellikle düşük özgüvenli olabilirler. Düşük özgüven, mantıksız inançların oluşmasına neden olabilir ve bu da bireyin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına olumsuz şekilde yansıyabilir.

Özgüvenin oluşumu ve gelişiminde anne-baba tutumları, akademik başarı, kendini değerlendirme, çevre, zeka, fiziksel görünüm ve cinsiyet gibi faktörler önemli rol oynar (Başoğlu, 2007).

Çocuklarda özgüven, doğumdan itibaren gelişmeye başlar ve erken yaşlarda belirginleşir, bu belirginleşme süreci 9-10 yaşlarına kadar devam eder. Ancak özgüven, hayat boyu sürekli olarak gelişen bir olgudur. Ergenlik dönemiyle birlikte çocuklar özgüvenlerini değerlendirmeye ve şekillendirmeye başlarlar. İlk yıllarda ailelerin çocuklara verdiği mesajlar, özgüvenin gelişimini etkiler; ancak çocuk okula başladıkça, öğretmenler ve arkadaşlar gibi diğer kaynaklardan da etkilenirler.

Özgüven, kişiden kişiye farklılık gösteren karmaşık bir süreçtir. Bazı kişilerde iç özgüven daha fazla gelişirken, diğerlerinde dış özgüven daha belirgin olabilir. Örneğin, bir çocuğun çabaları ve başarıları sürekli takdir edilirken fiziksel görünümü sürekli eleştiriliyorsa, özgüvenin bir yönü gelişebilirken diğer yönü gelişmeyebilir (Özbey, 2004). Bu durumda, çocuğun özgüveninin oluşumunda olumlu ve olumsuz faktörlerin denge içinde olması önemlidir.

İlk çocukluk dönemi, öğrenme yönteminin en yoğun kullanıldığı zamanlardan biridir. Bu dönemde, anne ve babalar çocuklar için en yakın rol model konumundadır. Dolayısıyla, çocuklar pek çok davranışlarını ve tutumlarını anne ve babalarını örnek alarak öğrenirler. Özgüven de çocuğun anne ve babadan model alarak öğrendiği bir duygudur. Bu nedenle, çocuğun özgüveninin oluşumu, gelişimi ve güçlendirilmesi büyük ölçüde anne ve babanın elindedir. Çocuğun içsel benliğinin şekilleneceği temel tepkiler, anne ve babaların gösterdiği davranışlar tarafından belirlenir. Bu bağlamda, anne ve babaların ihmali mazeret olarak kabul edilemez. Çocukluk döneminde, çocuk tamamen anne ve babaya bağımlı olduğu için, özgüvenin gelişiminde anne ve babanın büyük bir etkisi vardır (Humphreys, 2002).

Okul çağındaki çocuklar için, anne-babalarından sonra en önemli rol model genellikle öğretmenleridir. Çocuklar, öğrenme yöntemini model alarak benimserler ve öğretmenlerinin özgüven düzeyi, öğrencilerin özgüven gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, bireyin özgüveninin oluşumu ve gelişiminde sağlıklı bir aile ortamının yanı sıra sağlıklı bir okul ortamının da önemi büyüktür. Öğrenciler, öğretmenlerini örnek alarak davranışlarını ve tutumlarını şekillendirirler. Dolayısıyla, öğretmenlerin sağlam bir özgüvene sahip olmaları, öğrencilerin de benzer şekilde sağlıklı bir özgüven geliştirmelerine katkı sağlayabilir (Mutluer, 2006).

Kişinin özgüven seviyesi, tüm yaşamını, bu bağlamda okul hayatını da olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilir. Shrauger'ın belirttiğine göre, düşük özgüvene sahip bireyler, yüksek özgüvene sahip olanlara kıyasla anlamlı bir şekilde daha fazla başarısızlık yaşama eğilimindedirler (Franken, 1988). Bu durum, özgüvenin kişinin yaşamındaki önemli bir faktör olduğunu ve başarı üzerinde etkili olduğunu göstermektedir.

Okulda öğrenme zorluğu yaşayan birçok çocuğun özgüven sorunu olduğu bilinmektedir. Çocuğun özgüveninin geliştirilmesi, eğitimsel gelişimi için büyük önem taşır. Öğretmenler çocuğun özgüvenini artırmak için birçok şey yapabilirler; ancak, çocuğun en temel ihtiyacı olan sevgi ve kabul, genellikle anne-babasından gelir. Bu nedenle, anne-babanın çocuğa ilgi göstermesi ve onunla ilgilenmesi son derece önemlidir. Okula giden bir çocuğun özgüveni zayıf ise, anne-babanın da özgüveninin zayıf olma olasılığı yüksektir (Humphreys, 2002).

Özgüven sadece bireyin eğitimini değil, aynı zamanda sosyal, duygusal, entelektüel, cinsel ve mesleki gelişimini de etkiler. Ergenlik dönemi, fiziksel, bilişsel ve toplumsal alanda pek çok değişikliğin yaşandığı ve öğrenmelerle şekillenen özgüvenin ergenin davranışlarının önemli belirleyicileri arasında yer aldığı bir dönemdir. Ergenlik döneminde şu gelişim görevlerinin gerçekleştirilmesi önemlidir:

  • Bedensel özelliklerin kabul edilmesi ve bedenin olumlu kullanımı,

  • Cinsel rolün kabul edilmesi ve bu role uygun davranışların geliştirilmesi,

  • Her cinsiyetten yaşıtlarla yeni ve daha olgun ilişkiler kurulması,

  • Ana-babadan ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığın gerçekleştirilmesi, kendiyle ilgili önemli kararlar alabilme becerisinin kazanılması,

  • Meslek seçimi için gerekli hazırlıkların yapılması ve kendine en uygun mesleğin seçilmesi,

  • Evliliğe ve aile yaşamına hazırlanmanın gerçekleştirilmesi.

Bu gelişim görevleri, ergenlik döneminde özgüvenin şekillenmesine ve gelişmesine katkı sağlar (Aktuğ, 2006; Yiğit, 2010).

Gelişim çağına özgü gelişim görevlerinin zamanında ve başarıyla yerine getirilmesi, bireyin çevresiyle uyumlu bir ilişki kurmasına yardımcı olurken, başarısızlık durumunda ise kişilik uyumunda sorunlara ve güvensizlik duygularının oluşmasına neden olabilir. Gelişim görevlerinin zamanında başarıyla tamamlanması, bireyin kendine duyduğu güven ve saygının yanı sıra, sosyal çevrenin bireye sunduğu güven ve çeşitli yaşantıların önemi büyüktür. Ergenlik döneminde birçok gelişim görevini yerine getirmesi gereken bireyin özgüven seviyesi, başarılı kimlik gelişimi, gelecek gelişim görevlerini başarıyla tamamlama, akademik başarı, iletişim becerileri gibi yaşamın birçok alanını etkiler.

Küçük yaşlardan itibaren özgüvenin oluşması ve geliştirilmesine destek verilirse, birey yaşamı boyunca her alanda kendini rahatlıkla ifade edebilir, sosyal ve yaratıcı bir birey olabilir ve kendiyle ilgili olumlu düşüncelere sahip olabilir (Başoğlu, 2007). Bu destek, çocuğun yeteneklerini keşfetmesine, başarılarını kutlamasına ve hatalarını yapıcı bir şekilde ele almasına yardımcı olabilir. Olumlu geri bildirimler ve sevgi dolu bir ortam, çocuğun özgüvenini güçlendirebilir ve sağlıklı bir şekilde büyümesine katkıda bulunabilir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)