Çocuklarda Ruhsal Gelişim ve Teknoloji
Yazar Veysi Ülgen • Çocuk Psikiyatristi • 22 Haziran 2020 • Yorumlar:
Her zaman parklarda görmeye alışkın olduğumuz cıvıl cıvıl koşuşturan, eğlenen çocukların yerini günümüzün teknoloji çağında maalesef evde ekran karşısında saatlerce oturan, asosyal, mutsuz ve agresif çocuklar aldı. Çocuklar artık birbirlerine değil ekrana bakmaktalar. Elbette hayatı kolaylaştıran, çocukların bilgiye ulaşmalarını, araştırma yapmalarını, problem çözme, üreticilik, kritik düşünme gibi kişisel gelişimlerini destekleyen ve büyük bir nimet sayılabilecek telefon, televizyon, internet gibi teknoloji ürünlerinin faydaları yadsınamaz. Fakat bu potansiyel gücün, doğru ve etkin kullanılmadığında özellikle hassas ve savunmasız olan çocuklar için birtakım problemleri de yanında getirdiği bilinmektedir. Bu yazıda daha çok küçük yaş çocuklarda psikososyal gelişimleri açısından karşılaşılabilecek sorunlardan bahsedeceğim.
0-2 yaş için ekran ciddi tehlike
Çocukların zihinsel ve ruhsal gelişiminin en hızlı olduğu ve bununla beraber en hassas olduğu dönem 0-2 yaştır. Bu yaşlardaki çocukların ekrana maruz kalmaları ciddi sorunlar doğurabilmektedir. İnsan yavrusu dünyaya geldikten sonra 5 duyusu aracılığıyla kendini ve etrafını anlamaya ve tanımaya çalışır. Yaşamın ilk yıllarında bebekler insanlarla etkileşim içinde olmalıdır. Çıkardığı bir sese karşılık ona hitap eden bir ses duymalı, güldüğünde gülünmeli, oyuncağı yere attığında eline geri verilmeli, sevdiği bir yemeği yediğinde ‘beğendin mi?’ diye sorulmalıdır. Fakat ekran karşısında büyüyen çocuklar bunları gerçekleştiremez. Tüm duyularından yalnız görme ve işitme duyularını kullanabilirler. Gerekli olan karşılıklı iletişim olmadığı için çocuğun ne hissettiğini bir etkileşim içinde ona yansıtacak başka bir kişi yoktur. Bu nedenle duyuların bütünleşmesi için karşılıklı sağlıklı bir etkileşim olmayacak ve çocuğun kendi duygularını tanımlayamaması ve başkalarının duygularını anlayamaması şeklinde otizmli bireylerde olan temel sorunla karşı karşıya kalabileceklerdir. Klinikte bu çocuklarda yeterli göz temasını sürdürme, duygusal ve sosyal karşılık verme gibi sosyal becerilerinde beklenen gelişmenin olmaması ve sallanma, dönme şeklinde tekrarlayıcı hareketlerle karakterize otizm belirtileri gözlenmektedir.
1 saat fazladan TV, % 7 öğrenme kaybı
Erken bebeklik döneminde medya etkisine maruz kalmanın ilerleyen dönemde içerik ve süreyle ilişkili bir biçimde zihinsel ve dil alanları da olumsuz etkilenmektedir. Yapılan bir araştırmada 1-4 yaş arasında ekran karşısında geçirilen fazladan her 1 saat için çocukların yüzde 7 oranında daha fazla öğrenme güçlüğü çektiği gösterilmiştir.
Okul öncesi internet sınırı 30 dakika
Sonuç olarak teknolojinin özellikle yaşamın ilk yıllarında ciddi zararları bulunmaktadır. Bu nedenle 2 yaşından küçük çocuklar internet, TV ya da bilgisayarla karşılaşmamalı, okul öncesi yaş grubu içinse internet kullanımı günde 30 dakikayı geçmeyecek şekilde erişkinlerin gözetiminde sağlanmalı, ebeveynlerin, çocukların gördüklerini anlamalarına yardımcı olmak ve çevrelerindeki dünyaya uygulamaları için, medyayı çocuklarıyla birlikte değerlendirmeli, bilişsel ve dil gelişiminin çok hızlı olduğu bu dönemde uygun uyaranlarla çocuğun gelişimi desteklenmelidir.