Çocuklarda Sosyal ve Duygusal Beceriler
Yazar Zehra Işıklı • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 15 Eylül 2021 • Yorumlar:
Sosyal ve duygusal gelişim süreci iyi ilerlediğinde bir çocuk temelde 5 temel sosyal ve ilişkisel beceri edinir:
Öz farkındalık:
Birey neyin ilgi alanına girdiğini, kendisinin güçlü yönlerini bilir. Ne hissettiğini anlar ve duygularını tanır. Bu sebeple kendisine özgüveni vardır ve geleceğe yönelik olumlu ve umutlu bir yaklaşımı vardır.
Sosyal Farkındalık:
Başkalarına bakış açısını, empatiyi ve grupla olan benzerlik ve farklılıklarını tanır ve takdir eder. Ailede, okulda, akran gruplarında ve diğer çevrelerde destek kaynaklarını bilir, bulur ve kullanabilirler.
İlişki becerileri:
Birey işbirliğine dayalı karşılıklı tatmin edici ve sağlıklı ilişkiler başlatabilir ve sürdürebilir. Kişiler arası çatışmalarda yapıcı rol alabilir. Çatışmaları önleyebilir, çözümün bir parçası olabilir ve gerektiğinde yardım arayabilir.
Öz yönetim:
Dürtülerini kontrol edebilir, engellerle baş etmede sebat edebilir ve yaşam stresini yönetebilir. Hayatıyla ilgili hedeflere yönelik odaklanabilir ve gerekli yolları takip edebilir. Farklı durumlarda duygularını ifade etmenin uygun yollarını bulabilir.
Sorumluluk ve seçim yapma:
Genel etik değerlere, güvenliği tehdit edici faktörlere, uygun sosyal beklentilere göre herhangi bir eylemin olası sonuçlarını bilir. Buna yönelik seçimler yapabilir ve seçimlerinin sorumluluğunu alabilir.
Sosyal duygusal gelişimin ilk adımları bakış, bağlanma, dikkat ve jestlerdir.
Bakış:
Bebeğin davranışına göre henüz 4-5 aylıkken bile, yetişkin gülümsediğinde bebek gülümser, yetişkin gülümsemeyi bıraktığında bebek de gülümsemeyi bırakır ve kaşlarını çatar. İşte bu türden davranış ve etkileşimler sosyal duygusal gelişimin ve ilişki becerilerinin ilk bebek adımlarıdır.
Bağlanma:
Yaşamın ilk yılında bebeklerle onlara bakım veren yetişkinler arasında çok güçlü ve derin duygusal bağlar oluşur. Bağlanma teorisinin yaratıcısı John Bowlby bebeklerin 6-30 ay arasında bir veya birkaç önemli yetişkinle ilgi ve yakınlığa dayalı güçlü bağlar kurduğunu gözlemlemiştir. Duygusal öğrenmelerin en temelinde bu yoğun duygusal ilişki vardır. Günlük bakım, sevgi ve ilgi ritüelleri çocuğun diğer insanlardan ne bekleyeceğine dair çekirdek deneyimler olarak iç dünyasında yerini bulur. Böylece ilişki becerilerinin temelleri atılmaya devam eder.
Ortak Dikkat:
Bu bir başka kişi bebeğe birşey işaret ettiğinde veya onunla dikkatini çeken birşeyi jest ve mimikleriyle ifade ettiğinde bebeğin buna katılması anlamına gelir. Yaklaşık bir yaş civarında bebekler yetişkinle nesne arasında bakışlarını değiştirmeyi ve böylece ortak dikkat kurmayı yavaş yavaş öğrenirler. Bebek için birşeyler anlaşılmaz geldiğinde de bakışını yetişkin bireye kaydırır. Daha çok bilgi almak veya rahatlamak için yapıyor olma olasılığı olan bu davranış da bir ortak dikkat davranışıdır. Ortak ilgi ve dikkat de ilişki becerilerinin temeli olarak kabul edilir.
Kasıtlı jestler ve işaret etme
Bebekler yine birinci yaş civarında nesne ve olaylara işaret etmeye başlayabilir ve bazı kasıtlı hareketler yapmaya başlayabilir. Evet ve hayır anlamında kafasını sallayabilir veya yetişkine el sallayabilir. Bu kasıtlı davranışlar da sosyal duygusal gelişimin ve iletişim becerilerinin temelini oluşturur.
Sosyal duygusal gelişim: okul öncesi çocukların başkalarının bakış açılarını sosyal olarak öğrenmesi
Sosyal duygusal gelişim yolculuğundaki bir sonraki kilit aşama, başkalarının bakış açılarının anlaşılmasının ortaya çıkmasıdır.
Ahmet o gün annesiyle beraber dışarı çıkmadan önce oyuncak arabasını yatağının altına koydu. Annesi o görmeden oyuncağı alıp dolabın içine koydu ve böylece yerini değiştirdi.Dışarı gidip geldikten sonra Ahmet oyuncak arabasını almak istedi. Bu hikayenin videosunu 3 yaşındaki ve 5 yaşındaki çocuklara izletip şöyle sorabiliriz: “Sence Ahmet oyuncağını nerede arayacak?” 3 yaşındaki çocukla 5 yaşındaki çocuğun cevabı neye göre değişecek dersiniz? Tabi ki kendi bakış açısıyla Ahmet’in bakış açısı arasındaki farkı görme konusunda farklı yanıtlar vereceklerdir.
Bu anlattığımız öykünün benzeri bir hikaye kuran araştırmacılar çocukların başkalarının bakış açısını anlamakla ilgili bir gelişim aşamasından geçtiğini tespit ettiler. Üç yaşındaki çocuk Ahmet’in oyuncağı dolabın içinde arayacağını söylediler. Çünkü onların bakış açısından oyuncak en son dolabın içindeydi. Ahmet’in bakış açısından olayı değerlendiremezler. Ancak 5 yaşındaki çocuk size doğru cevabı büyük olasılıkla verecektir. Çünkü o kendisinden farklı olarak Ahmet’in oyuncağın yerinin değiştiğini görmediğinin farkındadır ve onun bakış açısından da durumu değerlendirebilir.
Yukarıdaki örnek, çocukların sosyal duygusal gelişimlerinin bir diğer aşaması olan “başkalarının bakış açısını anlama” becerisini örneklendiriyor. Tabii ki çocuklar geliştikçe, daha yüksek sosyal duygusal öğrenme düzeylerine ulaşırlar.