Çocuklarla İletişim

Yazar İpek Erdoğan ŞerefoğluPsikolog • 4 Temmuz 2019 • Yorumlar:

Son yıllarda aile içi iletişimin zayıfladığı, aile içinde geçen konuşmaların azaldığı, yüzeysel soru cevap şekline geldiği, aile bireylerinin ayrı aktivitelere katıldığı, tüm ailenin birlikte yaptığı eylemin televizyon izlemekten öteye gitmediği, aile üyelerinin kendi arkadaş gruplarıyla sosyal faaliyetlerde bulunduğu bu nedenlerle de maalesef aile içi yabancılaşma oluştuğu görülmektedir. Halbuki aile bir insanın koşulsuz sevgi ve kabul gördüğü tek yerdir. Bir insanın hayatında ailenin önemi oldukça büyüktür. Unutmayalım ki ailelerde kişiliklerin, hayatların temeli atılmakta ve aile kişilerin hayatı, insanları ve kendisini algılamasında belirleyici olmaktadır. Çocuk kendisine verilen sevgi, yöneltilen tutum doğrultusunda zihninde şemalar, yargılar oluşturur ve bunlar hayatları boyunca aynı kalır, değiştirilmesi çok zordur. Psikolojide yer alan ve halk arasında sıklıkla kullanılan çocukluğuna inmek kavramı bu nedenledir. Yetişkinlikte yaşanan problemlerin, duyguların büyük çoğunluğu kaynağını çocukluktan, ailede yaşanmış ve zihne kaydedilmiş olay ve durumlardan alır. Tabii ki genelde bunun farkında olunmaz. Aile ilişkilerinde belirleyici olan iletişimdir. Birçok anne baba çocuklarıyla anlaşamadıklarından, iletişim kuramadıklarından yakınır.

Çocuklarla iletişimde önemli noktalar ve yapılması gerekenler nelerdir?

İletişim için zaman ayrılmalıdır. Çocuğunuz bir şey söylediğinde, bir şey anlatmak istediğinde işinizi bırakın ve tüm dikkatinizi ona yöneltin. Bir şeyle meşgulken anlat dinliyorum demeyin, çocukla iletişim halindeyken sadece işiniz bu olsun. Çocuk, anlattıklarının sizin için de önemli olduğunu, onun sizin için önemli olduğunu hissetsin. Kesinlikle zaman ayıramayacak durumdaysanız uygun olmadığınızı nedeni ile anlatıp, ne anlatacağını çok merak ettiğinizi, onu mutlaka dinleyeceğinizi belirtmelisiniz ve zamanı da söylemelisiniz.

Çocuklarla göz teması kurulmalıdır. Göz teması kurmak için aradaki boy farkını ortadan kaldırmalıyız. Oturarak ya da onun göz seviyesine gelecek şekilde çökerek yapmalıyız. Çocuğa yukarıdan konuşmak doğru değildir.

Çocuğun konuşmasına izin vermek, öncelikle çocuğu doğru biçimde dinlemek, sözünü kesmemek, müdahale etmemek gerekir. Çocuğunuz konuşurken onu anladığınızı belli etmek için başınızı sallamalı, söylediklerini ara ara basit şekilde tekrar etmelisiniz. Buna etkin dinleme diyoruz. Örnek: Çocuk “onunla oynamayacağım oyuncağımı kırdı.” Oyuncağını kırdığı için kızdın” “evet” “bu oyuncağını seviyordun” evet başka arabam yok ki” gibi iletişiminiz devam edebilecektir. Böylece çocuk kendisine değer verildiğini, sevildiğini hisseder. Dinlenmeyen çocuklar, saldırgan davranışlarla, yaramazlıkla, kendisine ve çevresine zarar vererek dikkat çekme eğilimi gösterir ya da içine kapanır.  

Çocuğunuza onu sevdiğinizi söyleyin ancak sadece söylemekle kalmayın, davranışlarınızla da hissettirin. Sevginizin koşulsuz olduğunu belirtmelisiniz.  Böyle yaparsan seni sevmem, uslu durursan seni severim gibi koşul cümleleri çocukla olan ilişkiyi zedeler. Çocuğu sevmekle ya da bu sevgiyi göstermek için onu aşırı koruyup kollamayı karıştırmayın. 

Çocuğunuza verdiğiniz öğütlerin tersini yapıyorsanız o öğütlerin çocuk için anlamı kalmayacağını unutmayın. Örneğin asla yalan söylenmemeli diye uyarıda bulundunuz. Ancak çocuk sizin yalan söylediğinize şahit oldu. Çocuk yalan söylediğinde ilk savunması ama annem de babam da yalan söyledi olacaktır. Çocuklar anne ve babalarının yaptıklarını doğru olarak algılar ve kabul eder. Kendisinin de benzer şeyleri yapması gerekiyor diye düşünür. Her konuda çocuğun anne ve babasını model aldığını unutmayın. Bir şey söylerken ve yaparken bunu göz önünde bulundurun. Çocuğa sizi model alarak yaptığı şeyler için kızamazsınız.

Beni böyle kızdırırsan seni sevmem, ben yaramaz çocuk istemem gibi cümleler çocuğun tüm güvenini yıkar büyük hayal kırıklığı yaşatır. İyi ki Benim kızımsın, oğlumsun, senin gibi bir oğlum kızım olduğu için çok şanslıyım gibi cümleleri esirgemeyin.

Nitelikli zaman geçirmek önemlidir. Genellikle aynı ortamda olmak çocukla birlikte zaman geçirmek olarak düşünülüyor. Bu doğru değildir. Zaman geçirmek aktif olarak çocukla bir şeyler yapmaktır.  Küçük çocuklarda anne babayla oyun oynamak, oyuncaklarıyla oynamak büyük mutluluktur. Okul çağında farklı oyunlar oynamak, derslerinde yardım etmek, ergenlik döneminde sohbet etmek çocuklarınıza iyi gelecektir. 

Çocuk bu yaşta bunu anlamaz diye bir şey yoktur. Emin olun sandığınızdan çok daha fazla şeyin farkındalar ve anlıyorlar. Sadece nasıl anlattığınız önemli. Bildiği kelimelerle, kısa cümleler halinde, mümkün olduğunca somutlaştırarak anlatmalısınız.   

Çocuğunuzun bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini bilmelisiniz. Böylece çocuğunuzun davranışının sebebini anlayabilirsiniz. Örneğin belki de 9 yaşındaki bir çocuğun yapabileceği ya da anlayabileceği bir şeyi siz 6 yaşındaki çocuğunuzdan bekliyorsunuz ve anlayamadığı yapamadığı için de olumsuz tepkiler veriyorsunuz. 

Çocuğun yaramazlık yapması bir şeyleri öğrenmek istemesi, girişkenlik, merak duygusu olabilir. Uyarılarınıza rağmen çocuğunuz istemediğiniz bir şeyi yapıyorsa size tepki olarak yapıyor demektir. Ya yeteri kadar ilgilenilmediğini düşünüyor, ya da size karşı bir öfkesi var.

Son olarak çocuğunuz yararlı olacak birkaç şeye de dikkat çekmek istiyorum çocuğunuzla birlikte bir hikaye kitabı okuyun ya da siz okuyun o dinlesin, hikaye ve hikayedeki kişiler üzerine konuşun, aynı şeyi filmler ve çizgi filmler için de yapın ve olayları, duyguları vb günlük hayata uyarlayın. Çocuğunuza evcil hayvan alıp beraber bakımını üstlenin. Müzik dinlemesini sağlayın imkanınız varsa kursa gönderin. Aynı şekilde özellikle takım sporları olmak üzere spor aktivitesine de katılmasını sağlamanız bedensel enerjisini atmasında, sakinleşmesinde yarar sağlayacaktır.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)