Çocuklarla Ölümü Konuşmak
Yazar Dilara Kaymakcı • Psikolojik Danışman Ve Rehber • 1 Nisan 2021 • Yorumlar:
Ölüm gibi acı deneyimler yaşarken; olan bitene şahit olan çocuklara, bu durumun nasıl anlatılacağı önemli bir mesele olmaktadır. Çocuklar kayıplarla bir şekilde karşılaşabilirler. Evcil hayvanlarının kaybı da onlar için önemli kayıplardandır. Çocuğun yasla başa çıkmasında yetişkinler olarak destekleyici olabiliriz. Çocuk için ebeveyn, güvenli bir sığınak özelliği taşımaktadır. Mutlu bir ailede, sevgi ve güven duygusu olan bir çocuğun; ölüm ve kayıp dahil yaşamda karşılaşacağı krizleri iyi bir şekilde atlatacağı söylenebilir.
Öncelikle kısaca yas sürecinden bahsedelim. Yas kültürel bir bağlam içindedir kültürel tepkileri içerir. Ölen kişiye karşın tamamlanmamış plan hayal ve fantezileri içerir. Çözümlenmemiş yaslar gelecekteki kararları, bağlanma figürlerini etkilemektedir. Aileden birinin kaybı söz konusu olduğunda, ailenin de acısının varlığı kabul edilmelidir. Kendi yasıyla baş etmeye çalışıp yeni hayata uyum sağlarken bir yandan çocuğunu büyüten ebeveynlerin; kendi baş etme becerisi, yasını tamamlayabilmesi, çocuğunu rahatlatabilmesi, çocuğuna kaybın yerine geçecek nesneler sağlaması çocuğunun toparlanmasında etkilidir. Aslında çocuklar ölümün farkındadır, çocuklar çok iyi gözlemcidir. Yetişkinlerin yaşadıkları yas süreci kendilerini modelleyen çocukları için örnek teşkil etmektedir. Yetişkinler yas sürecinin bastırmamalı, kendi duygularını gizlememeli.
Çocuğun yası, ölümü nasıl algıladığına göre değişkenlik göstermektedir. Çocukların gelişim dönemlerine göre, yası algılayışları, verdikleri tepkiler çeşitlenmektedir. Çocuğa yardımcı olmak için gelişim dönemini bilmek ve çocuğun ihtiyaçlarını iyi tanımak gerekir. Yaş dönemleri net sınırlar olmamakla birlikte;
0-2 yaş: Bir şeyin eksik olduğunu hisseder, yas yetişkin yasına benzemez. Daha çok davranışsal tepkiler verir. Ölüm kavramı net oluşmamıştır. Kayıpla büyüyen bir çocuk hayali bir imge oluşturup, bunu sürdürmeye çalışacaktır. Ölen ebeveynin yerine geçen bakım veren kişi çocuğun sevgi ve güven ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir.
2-6 yaş: Yetişkin yardımıyla “ölüm” kavramını anlamaya başlar. Ölüm uyku ve ayrılık kavramları içinde sıkışmıştır, Bu yaş döneminde ayrılık kaygısı ilk kaygı durumu olarak karşımıza çıkar. Ölüm geri döndürülebilir, geçici bir şeymiş sayarlar, tekrar uyunabileceğine inanır gerçeklik algısı oturmamıştır, ölüm nedenlerini sayamaz. Yeme-uyku bozuklukları, korku, endişe, güvensiz, üzüntü, özlem ve suçluluk gibi duygusal tepkiler görülebilir.
6-9 yaş: Yavaş yavaş ölümün son olduğunu anlamaya başlar. 9-10 yaşlarında ölen kişinin artık hayatta olmadığı gerçeğini anlar ancak son olmamasını dilemeye devam edebilir. Okul yaşantısında gerileme gibi tepkiler görülebilir.
9-12 yaş: Ölümün bir son olduğunu anlar. Gerçek anlamda ölüm kaygısıyla tanışmıştır. Kendi ölümlülüğünün de farkındadır. Kendisinin ya da ebeveynlerinin ölümlerine dair korkular yaşayabilir. Okula devamsızlık, sosyal geri çekilme gibi tepkiler görülebilir.
12-18: Ebeveyne bağlılık arkadaşlara yönelmiştir. Ergen için ölüm görünürde anlamsız ve düşünülmemesi gereken konulardır ancak yine de çok fazla düşünmektedir. Ölüm kaygısı önemli bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır, ölüme meydan okuma girişimleri bu bağlamda ele alınabilir. Riskli davranışlar, kendine zarar verme, öfke, aşırı sorumluluk üstlenme gibi tepkiler görülebilir.
Çocuğun yaşı, çocuğun ev ortamının güvenli olması, yetişkinlerin kayba yönelik tepkileri, baş etme becerileri, teselli sağlayabilme becerileri; çocuğun yas tepkilerini etkiler. Aşağıda çocukların gösterdikleri tepkiler kategorize edilmiştir.