Çocukluk Çağı Beslenmesi
Yazar Merve Can Tezel • Diyetisyen • 27 Kasım 2018 • Yorumlar:
Herkese yeniden merhabalar. Bu hafta sizlere aslında etrafımdan sıkça duyduğum ve şahit olduğum bir konudan bahsetmek istiyorum. Çocuklarda beslenme bilinci konusunda sanırım biraz zayıf kalıyoruz. Bir taraf iştahsızlıktan şikayet ederken diğer bir taraf ise obeziteden dert yanıyor. Bir beslenme uzmanı olarak benim bu konuda vardığım sonuç, her iki durum için de, yapılan ortak yanlış çocuklara yaklaşım şeklimiz oluyor.
Bu konuya değinmemin bir diğer nedeni de sağlıklı ve üretken nesiller yetiştirebilmenin yolu sağlıklı beslenmeyi çocuk yaşta aşılamaktan geçer. Çocuk beslenmesinde ki asıl amacımız iştahsızlık çeken bir çocuğa zorlamayla bir şeyler yedirmek veya obez bir çocuğa yememesi gereken bir besini onu rencide ederek anlatmak değildir. Öncelikle karşınızdakinin çocuk da olsa bir birey olduğunu unutmayın. Bu konudaki asıl amaç, çocuğunuzun normal ve sağlıklı büyüme ile gelişimini sağlaması ve sağlıklı beslenmeyi daha çocuk yaştan öğrenmesidir.
Obezite günümüzde yalnızca yetişkinler için değil, çocuklar için de ciddi bir risktir. Obez olarak yetişen çocuklar ileride yalnızca kronik hastalıklar ile değil, düşük benlik algısı, özgüven yetersizliği gibi psikososyal sorunlara da maruz kalabilmektedirler. Danışanlarımdan, çocuğum çok fazla yemek yiyor, geceleri patates kızartması istiyor, abur cubur yemeyi çok seviyor, fast food tüketimi çok fazla, yemek yerken çocuğumu durduramıyorum, çok kilo aldın diyerek baskı yapıyorum fakat beni dinlemiyor gibi bir sürü şikayet duyuyorum. Ve benim her zaman ilk sorduğum soru ''Peki siz nasıl besleniyorsunuz?'' oluyor. Çocuklarda ki ilk öğrenme, yakın çevresindeki bireyleri taklit etme biçimindedir. Dolayısıyla büyüme çağındaki çocuklar, ebeveynlerini, kardeşlerini veya akranlarını örnek alırlar. Çocuğun beslenme düzenindeki en önemli faktör ev ortamındaki besin seçimleridir. Çocuğun sağlıklı büyümesi ve sağlıklı bir yetişkin olabilmesi için, sofra alışkanlığı edindiği andan itibaren önüne sağlıklı yemekler sunmak gerekmektedir. Eğer ev ortamında sağlıksız besinler tüketiliyorsa, aile bireyleri dar ve seçici bir beslenme tarzını benimsemişse, çocuğunda bunlardan farklı bir tutum sergilemesini beklemeyiniz. Çocukluk çağı obezitesinin bir diğer sorumlusu da medya ve reklamlardır. Internet ve televizyon karşısında geçirilen zamanın giderek artması özellikle okul öncesi çocukların besin seçimlerini olumsuz etkilemekte ve yüksek şekerli veya yağlı, besleyici değeri düşük besinlere sevk etmektedir. Buna yönelik çocukların internet ve televizyon karşısında geçirdiği vakit kısıtlanmalıdır. Mümkün olduğunca sosyalleşeceği, mutlu olacağı bir hobi seçilerek çocuğun vaktini değerlendirmesini sağlayabilirsiniz. Malesef çocukluk çağı obezitesinin bir diğer ayağı da satış stratejileridir. Özellikle büyük marketlerde, kasalara yakın ve alçak yani çocukların rahatça ulaşabileceği standlara yerleştirilen şekerli yiyecekler de çocukların bu tarz besinlere eğilimini arttırmaktadır.
Aşırı yeme eğilimi gösteren çocuklar için öncelikle ebeveynlere düşen sorumluluk çok daha büyüktür. Ebeveyn olarak sizlerin çocuklarınıza davranışlarınızı değiştirmeniz, onları asla rencide etmemeniz, çocuklarınızı kimseyle kıyaslamadan onlara sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmanızı öneriyorum. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırırken evdeki tüm bireylerin bu tutumda davranması ve çocuğun kendini yalnız hissetmemesi, ebeveynlerini örnek alarak doğru bir davranış sergilediğini hissetmesi gerekmektedir. Fiziksel aktivitenin bu konuda ki rolü atlanmamalı ve gerekli önem verilmelidir. Sizde çocuğunuz ile beraber özellikle onun zevk alabileceği bir fiziksel aktivite edinin ve onunla birlikte olduğunuzu çocuğunuza hissettirin.
Çocukluk çağı obezitesinden sonra gelen bir diğer şikayet ise çocuklarda ki iştahsızlık problemi oluyor. Ancak unutulmaması gereken konu çocuklar her yaşta aynı oranda büyüme ve gelişme göstermezler ve iştahları da aynı oranda azalıp artacaktır. Öncelikle şunu söylemeliyim ki eğer çocuğunuzun büyüme ve gelişiminde bir sıkıntı yoksa ve herhangi bir sağlık problemi yoksa bu dönemsel yaşanan iştahsızlıklar tolere edilebilir. Uzun süreli iştahsızlıklarda ise tek neden besine karşı isteksizlik olmayabilir. Sofraya oturduğunuzda çocuğunuzun yeterli yemek yediğinden emin olmak için sürekli yemek ile ilgili mesajlar vermek, yemeğini bitirmesi için aceleci tavırlar sergilemek, zaman sınırı koymak, çok ısrar etmek, kırıntı, yemek artığı dökülmesi veya tabak vs. kırılmasında çocuğa çok fazla tepki göstermek, diğer çocuklarla kıyaslamak veya çocuğunuzu yargılamak gibi davranışlar zamanla çocuğunuzu iştahsızlığa ve yemek yemeğe karşı bir önyargıya itebilir. Çocuğunuzun yemek saatinde uyuyakalması, yemek saati yaklaştığında mide bulantısı şikayeti olması, sofraya oturmaktan kaçınma gibi davranışlar sergileyebilir. Her çocuk doğduğu günden itibaren emme, yeme ve içme içgüdülerine sahip olarak dünyaya gelmiştir. Çocuğunuzun bu içgüdülere kulak vermesine imkan tanıyın ve bu duyguları siz değil onların da bir birey olarak yaşamasına izin verin. Her öğünde ve sürekli yapılan ''tabağını bitir'' uyarısı zamanla çocuğunuzun açlık-tokluk ile ilgili duyularına zarar verebilir. Çocuklara yapılan bu tarz baskılar çocuğun ilerde kendi vücut ağırlığı kontrolünde sıkıntılar oluşturabilir. Acıkmadan yemek yemeğe zorlanan çocuk veya arkasından bir lokma daha yemesi için koşturulan çocuk da tepki olarak iştahsızlığı geliştirebilir. Çocuklar küçük bir mide kapasitesine sahip oldukları için bazen yemekten biraz önce içilen bir bardak süt bile onları doygunluğa ulaştırabilir. Çocuklara yemek yemeğe teşvik için ödül, ceza veya sözel uyarılarda bulunulması da çocukların besin seçiminde etkili olur. Çocukların yiyebileceği porsiyonlarda yemeğini bitirmesi için onlara destek olabilirsiniz fakat asla baskı yapmayın. Yetişkinler çocukların neyi, nerede, ne zaman yiyeceğine karar verirken çocuklar ise sunulan yemeğin seçimini ve tüketmek isteyeceği miktarları seçmelidir.
Çocuklarınızın her iki durumda da rol model olarak gördükleri siz ebeveynlerin de beslenmenize, yaptığınız seçimlere dikkat etmeniz gerektiğini unutmayın. Çocuklarınızın da bir birey olduğunu ve onların da kendi tercihleri olabileceğini aklınızdan çıkarmayın.
Pazartesi başlanan diyetlerin devamının gelmesi temennisiyle, sağlıklı haftalar dilerim.