ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİ
Yazar Aybüke Subaşıoğlu Yeşilyurt • Diyetisyen • 16 Ağustos 2017 • Yorumlar:
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü’nün de tanımladığı gibi sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesine deniyor. Çocukluk çağında yağ oranındaki yükselme, ileriki yaşlarda kalp-damar hastalığı, kolesterol, diyabet, hipertansiyon gibi metabolik hastalıklara yol açıyor.
Peki, biz diyetisyenler sadece insanları zayıflatıyor muyuz, yoksa onları sağlıklı beslenmeyi bilen bilinçli bireyler haline mi getiriyoruz?
Aslında sorun tam olarak burada başlıyor. Medyada yer alan bilgi kirliliği, diyetisyen olmadıkları halde sağlıklı beslenme konusunda az bilgi ile sosyal medyada yer almaya çalışan insanlar yüzünden halkı bilinçlendirmek bizler için daha güç bir hale geliyor.
Günümüz hastalığı olarak bilinen çocukluk çağı obezitesi prevelansı ise tam anlamıyla çığ gibi büyümekte. Meslek hastalığı dedikleri bu olsa gerek; nerede olursam olayım her gördüğüm anne/aile-çocuk yemek yeme ilişkisi dikkatimi çeker. Zorla yedirilen sebze yemekleri, alternatifsiz katı kurallar sunulan ödüller, hafta sonu ziyafeti adı altında fast food yiyecek tüketimleri gibi…
Sizce bunlar ne kadar doğru, kendi çocuğunuz için bunları hiç düşündünüz mü?
Dünya Sağlık Örgütü’nün de açıkladığı gibi 5 yaş altı çocukların 22 milyonunda kilo fazlalığı var. Zaten yüksek olan bu oran gün geçtikçe daha da artıyor. Bunun sonucu olarak aileler bilinçlenmek için danışacak kişi arayışına giriyor ve çoğu zaman önyargılar, aile büyüklerinden gelecek olan yargılama veya tepkilerden dolayı bu arayış başlamadan bitebiliyor. Gelen danışanlarıma da söylediğim gibi; ‘’Çocuğunuzun sağlığı kimseden önemli değil, bunu onun iyiliği için yapın.‘’
‘’Benim çocuğum sebze sevmiyor’’, ‘’Makarna, pilav, hamburgerden başka bir şey yediremiyorum’’, ‘’Arkadaş ortamında yediklerini kısıtlarsam, özgür bir çocuk olamıyor. ’’ Arkasına sığındığınız bu cümleler aslında hepimizin gündelik hayatında yer alan bireylerden duyduğumuz şeyler.
Peki bunu nasıl engelleyeceğiz?
Sağlıklı Beslenme Reçetesi
Çocuklarımızın kilo ve boylarının, olması gereken yaşa uygun olup olmadığını anlamak için DSÖ tarafından yayınlanan persentil eğrilerine bakılıyor. Bu eğride her yaş aralığına uygun olan boy ve kilo değerleri yazıyor. Bu aralığa uygun olmadığını gördüğümüz çocuklarımızın sağlıklı beslenme, büyüme gelişmesinin devamını sağlamak için beslenme takibine alıyoruz. Bu beslenme takibinde diyet olarak adlandırmadığımız, kişinin ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda, büyüme ve gelişmesini engellemeden sağlığına kavuşturmak için ‘’Sağlıklı Beslenme Reçetesi’’ oluşturuyoruz. Hiçbir çocuk hayat boyu dondurmadan, hamburgerden, patatesten uzak duracak diye bir kaide yok!
Önemli olan bu yiyeceklerin porsiyonunun bilincinde olması. Siz sevgili anne ve anne adayı okurlarım, çocuklarınızın beslenme alışkanlıklarını mümkün olduğunca kısıtlayıcı olmadan oluşturmaya çalışın. Biliyorsunuz ki kısıtlanan çocuk özgür değildir. Onun da özgür olmaya hakkı vardır tıpkı bizler gibi. Sebze yemeği sevmeyen bir çocuğa alternatif olarak patates veya makarna sunmayın. Bunun yerine bir başka sebze yemeği sunun, iki seçeneği olan çocuk bırakın özgürce kendisi seçsin sebze yemeğini. Çünkü sebze yemeği içeriği ile bir makarna yemeğinin içeriği ve besleyiciliği asla bir değildir. Kahvaltılarını eğlenceli hale getirerek onların hem gözlerine hem midelerine hem de hayal güçlerine hitap edin. “Yemeğini bitirirsen sana çikolata alacağım” demeniz çocuğunuza bir ödül değil zarardır. Yemeğin bir ödülü çikolata olmamalı, beraber parka gitmek veya oyun oynamak olmalı. Aslında yemeği bitirmek bir ödül olarak görülmekten çok sağlıklı büyümesi için gerekli bir şey olarak görülmelidir. Yeni dönem annelerimiz her ne kadar çocuklarını iyi koşullarda yetiştirebilmek için üzerlerine titreseler de farkında olmadan gözden kaçan ufak davranışlar, çocuğunuzun ileriki yaşlarda beslenme düzenini etkileyebiliyor.
Tüm bu yanlışları düzeltmek için çocuklarımızı zorlamadan, sınırlandırmadan ve cazip ödüller sunmadan beslemeye dikkat etmeliyiz. Yemek yerken ilgilerini dağıtmak için onlara televizyon karşısında yemek yedirmemeliyiz. Ne yediğini farkına vararak bilinçli bir şekilde yemek yedirmeliyiz. Sebze alternatifi kızartma veya hamur işi olmamalı, bir başka sebze seçeneği olmalıdır. Dışarıda zaman geçirirken çocuğunuz ağlamasın diye eline hazır paket kraker vermek yerine bir oyuncak veya zeka gelişimini ilerletecek etkinlikler verebilirsiniz. Hiçbiri yoksa sağlıklı atıştırmalıklar olarak adlandırdığımız havuç, salatalık, yoğurt veya süt verebilirsiniz.