Çocukluk Döneminde Korkular ve Kaygılar
Yazar Benan Şahinbaş • Psikolog • 27 Kasım 2020 • Yorumlar:
Çocukluk döneminde korkular ve kaygılar çocuk gelişiminin bir parçası olarak görülebilir. Çoğunlukla bu duyguyu yaşayan çocuklar veya çevresindeki kişiler için korkular veya kaygılar tatsız ve can sıkıcı bir durum gibi algılansa da, aslında kişinin güçlenmesine ve gelişmesine katkı sağlar.
Özellikle çocuklar kaygı ve korku yaratan durumlarla baş ederek yaşamda karşılarına çıkabilecek güçlüklerle baş etmekle ilgili deneyimler kazanırlar. Hiçbir şeyden korkmamak aslında riskli de bir durumdur. Bir çocuğun uyum ve sosyal becerisinin gelişebilmesi için kaygı ve korkuları bazı dönemler içerisinde yaşamış olması gerekir.
Bazı durumlarda da çocuklarda tedirginlik ve destek arayışı gözlemlenebilir. Genellikle bu tablo, durumun değişmesi ve çocuğun güvendiği bir bireyle yakınlaşması ile son bulur. Böylece çocuk kendini rahat ve güvende hisseder. Kaygı azalır veya son bulur.
Çocuklarda neden-sonuç bağlantısının kurulmaya başlandığı 9 ay sonrasından özellikle 2 yaşına kadar süren yoğun bir bağımlı olma dönemi yaşanır. Bu dönemde korku ve kaygı hali gözlenebilir.
Çocuklar hangi yaşta nelerden korkarlar?
0-2 yaş: yüksek ses, yabancılar, bakım veren kişilerden ayrılma, yaralanma, hayali varlıklar, tuvalete oturmak
3- 6 yaş: hayvanlar, böcekler, yalnızlık, karanlık
7- 12 yaş: yeni ortamlar, sosyal ortamlarda reddedilmek, okul, hastalık, yaralanma
13- 18 yaş: yeni ortamlar ( lise, üniversite…) hastalık, cinsellik ile ilgili korkuların görülmesi normal kabul edilebilir.
Kaygılı Çocuk Ne Gibi Davranışlar Sergiler?
Anneden veya bakım verenden ayrılmak istemezler, uyku veya yemek yeme sorunları yaşanabilir ve yabancılarla yakın ilişkiler kurmak istemeyebilirler.
3 yaş sonrası anaokulu deneyimi ile birlikte dış dünyayı tanıyan çocukta tanımlanamayan korkular üretme sıkça görülür. Hayali kötü kahramanlarla sıkça karşılaşılan 6 yaş sonrasında soyut düşünmeye başlaması ile yaşama ait gerçek korkuları anlamaya başlar. Ölüm kavramı bu dönemde sıkça düşünülen bir konudur.
Savaşlar, parasız kalmak, anne-babasını kaybetmek onun için yaşamını tehdit eden gerçek unsurlardır. Okul öncesi dönemde sağlıklı anne-çocuk ilişkisinin kurulduğu durumlarda çocuğun kaygı ve korkularının onun gelişimini olumsuz etkilemediği görülmektedir.
Kaygı Bozukluğu Olan Çocuğa Nasıl Davranmalı?
- Öncelikle çocuğunuzun kaygısını da korkusunu da ifade etmesine izin verin.
- Çocuğun dinlediğini ve anlaşıldığını hissetmesi rahatlamasını sağlayacaktır.
- Korkuyu ve onun duygularını küçümseyici cümleler kurmayın.
- Önce çocuğun sıkıntısının ne olduğu sorulmalı, ebeveyn bunu kendisi algılamalı ve bu konuda ona yardım edebileceği anlatılmalıdır.
- Korku yaratan durum ve nesneden uzak durmak kalıcı bir çözüm değildir. Ona destek olarak cesaretlendirme ve olumlu rol model olma yöntemi işinizi kolaylaştıracaktır.
- Ebeveynler çocuklarının kaygılarını ve korkularını anladığını, bu kaygıların zamanla geçeceğini önemle vurgulama, ve çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamalıdır.
Aşırı tepki vermeyin. Kaygılı olduğunda çocuğa aşırı ilgi gösterilmesi kaygıyı pekiştirebilir.
- Aşırı korumacı davranmayın, korktuğu şeyden kaçmasına izin vermeyin. Aksi takdirde çocuk kaçtığı şeyin sandığı kadar tehlikeli olmadığını, sandığından daha güçlü olduğunu fark etme fırsatı olmayacaktır.
- Cesur ve kaygısız davranışlarını ödüllendirilme: ne kadar küçük olursa olsun çocuğunuzun cesaret gerektiren davranışlarını ödüllendirin.
**Problemin ne olduğunu hızlı fark etmek ve doğru müdahale etmek, çözümü de çabuk getirecektir.
*Eğer çocuğunuzda kaygı ve korku durumları şiddetli ise, ve bu davranışlarınızın hiç birinin işe yaramadığını fark ediyorsanız o zaman bir uzmandan terapi desteği almanız gerekebilir.
Üzerinde çalışılmayan korkular veya kaygılar geçmeyeceği gibi ilerleyen zamanlarda çocuğunuzun iç dünyasını daha da etkileyebilir. En etkili yöntem çocuğun iç dünyasını keşfetmek, nedeni ve sorunu ortaya çıkardıktan her çocuk için farklı bir yol haritası çizmektir.