Çocuklukta İhmalin İzi: Boşluk Hissi
Yazar Gülsinem Çekiç • 2 Ağustos 2023 • Yorumlar:
Çocukluğunda duygusal ihmal yaşamış kişilerin yetişkinlikte karşılaşabileceği boşluk hissi sorununu ele alır. Kitap, okuyuculara kendi geçmişleri ile yüzleşmeleri, duygusal ihtiyaçlarını tanımaları ve kendi kendilerine iyileşme sürecinde yardımcı olmaları için araçlar sunar.
İhmal, çocuğun fiziksel veya duygusal ihtiyaçlarının yeterince karşılanmadığı bir durumdur. İhmal edilen çocuklar genellikle yetişkinlikte boşluk hissi, güvensizlik, değersizlik ve diğer duygusal sorunlar yaşayabilirler. Boşluk hissi, kişinin içinde bir şeylerin eksik olduğu hissiyatıdır. Bu hissiyat, kişinin geçmişinde yaşadığı travmalar ve duygusal ihmal nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu nedenle, çocuklukta ihmalin izi, kişinin boşluk hissini tetikleyebilir. Bu hissinin nedenlerini anlamak için, ihmal edilen çocukların duygusal ihtiyaçlarına bakmak önemlidir.
Çocuklar, sevgi, şefkat, güvenlik ve kabul görme gibi temel duygusal ihtiyaçlara sahiptirler. Bu ihtiyaçlar yeterince karşılanmadığında, çocuklar kendilerini değersiz, yetersiz ve yalnız hissedebilirler.
Bu duygusal ihtiyaçların karşılanmaması nedeniyle, çocuklar yetişkinlikte de boşluk hissi yaşayabilirler. Bu hissiyat, kişinin hayatındaki ilişkilerde, iş hayatında veya diğer alanlarda kendisini yetersiz hissetmesine neden olabilir.
Çocuklukta ihmalin izi boşluk hissi kitabında özellikle, ebeveynlerin ihmal edici davranışlarına ve bu davranışların çocuklara nasıl etki yarattığına odaklanılır. Kitapta yer alan örneklerde, ebeveynlerin ihmal edici davranışları şöyle sıralanabilir:
-
Duygusal olarak meşgul olmak: Ebeveynlerin yoğun iş hayatı, ev işleri veya kişisel sorunlar nedeniyle çocuklarına yeterince ilgi gösterememesi, onların duygusal ihtiyaçlarını karşılamaması.
-
Yoksunluk: Ebeveynlerin maddi veya duygusal ihtiyaçlarına yönelik yetersizlikleri, çocukların temel ihtiyaçlarını karşılamakta başarısız olmaları.
-
İlgisizlik: Ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına yeterince ilgi göstermemesi, onların duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmeleri.
-
Örneğin, bir ebeveynin sürekli olarak işle ilgilenmesi ve çocuğunun duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmesi, ya da maddi sorunlar nedeniyle çocuğunun temel ihtiyaçlarını karşılayamayan bir ebeveynin yoksunluk yaratabilmesi gibi durumlar verilebilir. Vurgulanan önemli noktalardan biri, ebeveynlerin genel davranışlarından ziyade, çocukların duygusal ihtiyaçlarına nasıl yanıt verdikleriyle ilgilidir. Yani, her ebeveynin belirli bir ebeveynlik stili olabilir, ancak önemli olan çocuğun duygusal ihtiyaçlarına ne kadar yanıt verildiğidir. Bu nedenle, kitapta ebeveyn tipleri yerine, ebeveynlerin çocukların duygusal ihtiyaçlarına nasıl yanıt verdikleri üzerinde durulur.
Çocuklarda ihmal veya duygusal yoksunluk durumlarında ortaya çıkabilen örneklerden bazıları şunlardır:
-
Boşluk hissi: Kendini yalnız, anlaşılmamış ve değersiz hissetme durumu.
-
Özsaygı eksikliği: Kendine olan güvenin azalması ve kendine güvenmekte zorlanma.
-
Özgüven eksikliği: Kendi yetenekleri konusunda şüphe duyma, risk almaktan kaçınma ve sosyal ortamlarda kendini ifade etmekte zorlanma.
-
Kaygı: Yoğun endişe duyma, sürekli kaygı hali, panik ataklar veya fiziksel semptomlar (örneğin, kalp çarpıntısı, nefes darlığı).
-
Depresyon: Sürekli üzgün hissetme, enerji eksikliği, ilgi kaybı, uyku sorunları ve yeme bozuklukları
Kitapta sıkça çocukların yaşadıkları olayları neden-sonuç ilişkileri çevçevesinde sunar ve önemli olan düşünceleri görmemizi sağlar. Örnegin : ‘Zeke’ adında bir çocuk hakkında bir örnek verilir. Zeke, çocukken anne ve babasının ilgisizliğiyle karşı karşıya kalmıştır. Ailesi, onun ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli zaman ve enerji ayırmamıştır. Zeke, kendisine yeterince sevgi, ilgi ve dikkat gösterilmediği için kendini yalnız hissetmiştir.
Bu ihmal, Zeke’nin büyüme sürecindeki duygusal gelişimini etkilemiştir. Zeke, ilerleyen yıllarda kendisini başkalarına açmakta zorlanmıştır ve duygusal bağlar kurmakta güçlük çekmiştir. Ayrıca, kendine olan güveni ve özsaygısı düşüktür.
Kitapta Zeke örneği, çocuklukta yaşanan ihmalin yetişkinlikteki duygusal sorunlara nasıl yol açabileceğini göstermek için kullanılmaktadır. Bu örnek, çocukların duygusal ihtiyaçlarının ihmal edilmesinin, yetişkinlikte boşluk hissi, kaygı, depresyon gibi sorunlara yol açabileceğini vurgulamaktadır. Bir çok örnekle çocukların yaşadığı duygusal ihmali hayatlarının bir çok durumda etkilediğini göstermektedir.
Sonuç olarak çocuklukta yaşadığımız her şey yetişkin hayatımızda yaşadığımız zorlukların temelini barındırıyor . Büyüyünce ilişkisel anlamda nerede zorluk çekiyorsak çocukluktan gelen bir ihmalin olduğunu farkediyoruz. Kitabı okurken bir çok kişinin benzer şeyleri tecrübe ettiğini görüyoruz aslında bu hayat yolculuğunda yalnız değiliz. Kitabı okurken, ebeveyn olarak büyük katkı sağladığı gibi, çocukluk döneminde yaşadığım ihmaller doğrultusunda yetişkinlik döneminde geçtiğim zorlukları da daha net görme ve değerlendirme fırsatım oldu. Bütün bunların değerlendirmesini yapmak, geçmişe dönmek mümkün değil fakat çocukların dünyasından olayları görmek ve yorumlamak farkındalık noktasında büyük katkılar sağlar. Kısacası atalarımızın dediği gibi ‘Ne ekerseniz onu biçersiniz’, çocuklar için uyarlarsak eğer ne ekerseniz ilerde birer yetişkin olduklarında onları biçiyorlar.