Çocukluktan Büyümeye Terfi Olmak

Yazar Filiz Tüfek • 25 Aralık 2018 • Yorumlar:

12 yaşına kadar “çocuk” olarak adlandırıyoruz. Çocukluktan sonra başlayan ergenlik ve 18 yaşından itibaren başlayan yetişkin yani birey olma süreci ile büyümeye terfi ediyoruz, yetişkin oluyoruz. Bazen de edemiyoruz, “Peter Pan” oluyoruz.

Hatırlar mısınız? Çocukken izlediğimiz bir çizgi film vardı. Adı: Peter Pan. Peter Pan Sendromunu hiç duydunuz mu? Bu sendrom anladığınız üzere adını edebiyatın maceraperest, büyümeyi reddeden, hep çocuk kalmak isteyen kahramanı Peter Pan’den alıyor. Genellikle yaşları 25-40 arasında değişen insanlar ve kadınlar arasında yeni bir fenomen olarak ortaya çıkıyor.

Yetişkinliğin getirdiği sorumlulukları reddeden ve hayatını çocukluğunun dertsiz tasasız yıllarındaki gibi sürdürmeyi seçen insanlar bu sendrom ile yaşıyorlar.

“Partnerim içindeki çocuğu öldürmeyen biri” diyerek sevimli hale getirmeden önce bir göz atmanızı öneririm. Siz içindeki çocuk diyorsunuz ama bize göre onlar tam bir “bumerang nesli”, yani baba evinden ayrılıyor ama bir süre sonra bakmışsın yine aynı yere geri dönmüş, tıpkı bir bumerang gibi. Evlendiğinde de sürekli anne evine / baba evine dönme ihtiyacı yaşıyor. Bu nedenle ortaya çıkan kavgalar nedeniyle aile olamadan biten evlilik hikayelerinde genellikle Peter Pan insanlar vardır.

Peter Pan insanlar; zamanı durdurmak isteyen, sorumluluklarıyla başları dertte olan çocuk – yetişkinlerden oluşuyor.

Bu kişiler onlara çocuk gibi davranıldığı sürece eğlencelidir. Yetişkin gibi davranması beklendiğinde durum sıkıcı bir hal alacaktır. Peter Pan Sendromlu insanlar büyümek ve olgunlaşmak kısmını aşamazlar. Bu kişiler “sorumluluk” lafından aşırı derecede korkarlar. Sanki sorumluluk aldıklarında yok olurlar. Bağlılık – bağlanma korkuları da vardır. Bağlılıktan bir veba ve onlara bulaşacakmış gibi kaçarlar. Sorumluluk ve bağlılık gerektiren herşeyin onun özgürlüğünü kısıtlayacağını düşünürek karşı çıkarlar. Erkeklerde kadınlara oranla daha çok görülüyor.

Şimdi potansiyel bir Peter Pan’ı nasıl anlayabiliriz buna bir bakalım

Duygusal Olgunluğu gelişmemiş Çocuk Yetişkin – Peter Pan insanlar ne yapar?

  1. Bağlanma Korkusu

Yukarıda söz ettiğimiz gibi bu tio bir insan bağlılık karşısında büyük bir korku duyar. İlişki kurmak istemedikleri anlamına gelmez. İlişki kurabilirler, bu mümkün. Ancak hep aynı kalsın, sorumluluklar artmasın, yaşam şekli değişmesin, daha fazla ilerlemesin dedikleri bir zaman gelecektir.

Bu bağlılık korkusu, evlenmek, birlikte bir ev almak ya da ilişkiyi güçlendirecek ama “özgürlüklerini” ortadan kaldıracak şeylerden kaçınacaklarını ifade eder.

  1. Manipülatördürler.

İlk başta size çok çekici gelecek olan Peter Pan, dışa vurduğu o eğlenceli ve akıllı kişiliğinin altında değişimden ödü kopan bir manipülatör olduğu ile yüzleşmeniz an meselesidir.

Genellikle tembellik yapmayı da severler. Örneğin iş için; “ne yapayım, iş kolik mi olayım?” diyerek bir işte sürekli olamama yada terfi edememe yetersizliklerini haklı çıkarmaya çalışırlar.

  1. Düşüncelidirler

Oldukça düşüncelidirler ancak sadece kendileri hakkında. Sizin için detaylı düşünmezler. Birine hediye verirken bile kendisinin sevip kullanabileceği bir şeyi seçerler. Hediyeyi alan kişinin hediyeyi umursamaması muhtemeldir.

  1. Maymun iştahlıdır

Bu insanlar oldukça maymun iştahlıdırlar. Bir süre için eşyalarına çok bağlı olurlar ve sonra daha iti bir şey bulunca atıverir ve yeni şeylere ilgi gösterirler.

Çocukluk hayallerim gerçekleşti deyip en çok istediğim şeye sahip olduğunu birkaç hafta duyarsınız, daha sonra bu değilmiş istediğim deyip bambaşka bir yöne yönelebilir.

  1. Sizi ailesine benzetir

Konuştuğunuz konularda sıklıkla zihni ailesine gider. “Annemde böyle der..”,“Tıpkı babam gibisin..” sizle ebeveyn çatışmasına girmiş olarak bulabilir kendini

  1. Düzene karşıdırlar

Düzenden nefret ederler. Düzenli bir yaşam, düzenli bir iş, düzenli bir para kazancı, düzenli bir ilişki onlara göre değildir. Kendilerinin özgürlüğü elinden alınmış hissederler.

  1. Kuralları sevmezler

Evlilik kuralları, iş kuralları, ilişki kuralları, toplumsal kurallar onlara saçma gelir ve istemezler.

Duygusal Olgunluğa Sahip Yetişkin İnsanlar Ne Yapar?

  1. Geçmişlerini geride bırakırlar

Herhangi bir geçmiş zamanın daha iyi olduğu fikrine tutunmak, bugün duygusal acı çekmemize sebep olur. Bizim özgür olmamızı, geçmişi geride bırakmamızı engeller ve bizi panikle çok derin olduğunu sandığımız kuyuya atar.

Bu geriye bakıp durma ve geçmişi geride bırakmama bizde duygusal vertigoya – baş dönmesine yol açar. Duygusal olgunluğa sahip kişiler, geçmişe bakmayı bırakırlar, böylece bu sayfaları kapatıp yaralarını iyileştirir ve acıyan yerlerine parmak basmaktan vazgeçerler.

 

  1. Geçmişi onunla yüzleşmeden geride bırakamazlar

Duygusal olgunluğa sahip olmayan kişiler, geçmişe bakmanın zaman kaybı olduğunu düşünürler, geçmişlerini bir düzene sokma ihtiyacı hissetmezler. Fakat bu sadece duygusal geçmişinizdeki pisliği birikip çok büyük bir acı dağı oluşturması anlamına gelir.

Eğer iç dünyanızdakileri gözden geçirip sorgulamazsanız, bundan kaçamaz, aksine duygusal geçmişinizdeki olumsuz yanların bugününüze zarar vermesine yol açarsınız. Ve şüphesiz olumlu alandan götürür ve acıtır, çok acıtır.

Öyleyse, acıdan yeterince öğrendiğinizde, duygusal geçmişinizi iyileştirmek için içinize dönün ve bir basamak daha yukarı çıkın.

  1. Şikayet edip durmazlar

Ya değiştirirler ya da kabul ederler. Eğer duygusal olarak olgun biriyseniz, yakınıp durmanın sizi karanlık bir labirente attığını fark edersiniz. Ne düşünüyorsak oyuz ve duygusal olgunluğa sahip kişiler bunu yaşamışlardır. Daha çok işleyip daha az yakınırsanız, bu duygusal olarak büyüdüğünüz anlamına gelir.

  1. Hata yapma lüksüne sahiptirler

Hata yapmanın, öğrenmenin bir yolu olduğunu fark ettiyseniz olgunsunuz demektir. Çünkü hata yapmak suç değil; hayat yolculuğunu anlamanın başka bir yöntemidir. Sınırlarınızı kabullenin ve onları geliştirmek için gayret edin. Hatalar büyümek için fırsattır.

  1. Duygusal olarak kendini açarlar

Duygusal kalkanların geçmişe ait olduğunun ve sadece hayat yolculuğunuzu zorlaştırdığının farkına varıyorsanız, olgunlaşıyorsunuz demektir. Öyleyse, bağlılık ve aşktan korkmaktan vazgeçin, kendinize ve başkalarına güvenin.

Duygusal olgunluk, hayatın dizginlerini elinize almanıza, kendi dünya görüşünüze ve başarı için büyül bir tutkuya sahip olmanıza imkan verir. Duygusal olgunluğunuzun gelişmesiyle birlikte, hayat işten çok zevk haline gelir.

Duygusal olgunluk biz uyurken gelişmez. Çalışma, pratik ve sabır ister.


Çocukluktan ergenliğe geçeriz. Ergenlikten ya Peter Pan’a geçeriz ya da Yetişkin oluruz. Eğer ki yetişkin olmakta sorun yaşıyorsak bir uzmandan yardım almamız gerektiğini unutmamalıyız. Biliyorum güven alanı burası diyorsunuz. Konforum bozulmasın. Hayatım alt üst olur diye endişeleniyorsunuz. Ancak Şems-i Tebrizi demiş ki; Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)