Coronavirüsten Korunmak İçin Nasıl Beslenmeliyiz?
Yazar Sümeyra Candan • Diyetisyen • 27 Mart 2020 • Yorumlar:
Yeni Coronavirüs (COVID-19) dolayısıyla ülkemiz ve dünya çok gergin bir haftaya uyandı. Tabi ki panik yapmamamız gerekiyor ama rehavete kapılıp tedbiri elden bırakabileceğimiz bir süreçten geçmediğimiz de aşikar. Bireysel olarak üzerimize düşen şey kişisel hijyenimize dikkat etmek, sık sık ve etkin olarak ellerimizi yıkamak, temastan kaçınmak, ziyarete gitmemek ve ziyaretçi kabul etmemek hatta zorunlu ihtiyaçlar dışında evden dışarıya çıkmamak. Ama biz beslenme uzmanlarının üzerine düşen şey hem danışanlarımızın bağışıklığını güçlendirirken toplumu da bu konu hakkında bilinçlendirmektir.
Günlük hayatımızda sayısız bakteri, virüs ve patojenle karşı karşıya kalırız. Bu durumda vücudumuz yabancı maddelerle savaş haline girer direnç gösterir ve güçlü olan bu savaşı kazanır. Bu direncin etkisi aslında günlük rutinimizden geçer ki bu da nasıl beslendiğimiz gün içerisinde ki aktivitemiz kısacası kendimize nasıl baktığımızla doğru orantılıdır. Şayet şimdiye kadar temiz beslenmiş günlük ihtiyacımız olan takviyelerle vitamin mineral ihtiyacımızı karşılamış antioksidanlarla zenginleştirilmiş sağlıklı bir beslenme programı uygulamışsak; bulaşıcı hastalıklara yakalanma oranı düşer, bağışıklık sistemi sorunları son bulur. Bağışıklık sistemi vücudumuzun hastalıklara ve dışarıdan gelebilecek olası yabancı etkenlere tam anlamıyla bir kalkan vazifesi görür. Corona virüse karşı bağışıklık sistemini zayıf düşüren en önemli etkenler yetersiz ve dengesiz beslenmek, hareketsiz yaşam, sigara tüketimi, yoğun stres ve yetersiz su tüketimidir.Bağışıklık sistemi ile beslenme arasında somut bir bağ olduğunu kesin olarak biliyoruz.
Peki biz Corona virüsünden korunmak, bağışılıklığımızı güçlendirmek için ne yapmalıyız?
İşte sizin için 10 altın adım
1.Proteinden zengin gıdalarla beslenin.
Vücudumuzun temel yapıtaşlarından olan protein, vücudun virüslere ve bakterilere karşı savunma yaparken ihtiyaç duyduğu antikorların üretilmesine yardımcı olur. Yeterli miktarda protein almak için balık, beyaz et, kırmızı et, yumurta ve düşük yağlı süt ürünleri gibi besin içeriği yüksek, kaliteli protein içerikli besinleri tüketmeliyiz.
2. Günde 5 porsiyon meyve ve sebze tüketin.
Sebze ve meyvelerde bulunan vitamin ve mineraller vücudun hastalıklarla savaşma kabiliyetini olumsuz etkileyebilecek olan oksidatif stresin azaltılmasını sağlar. Vitamin ve mineral grubunun kanser riskini azalttığı, enflamasyonla mücadele ettiği, kan basıncının düşürülmesine ve genel bağışıklık sistemimizin güçlendirilmesine yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.
4. Depresyona Karşı Magnezyum ve B12 Vitamini tüketimini arttırın
Ev dışında vakit geçiren kişilerin bu süreçte evde kalmaları depresyona olan meyili arttırmakta bu durum kişilerin gereksiz kalori alımını destekleyerek kontrolsüz kilo alımına sebebiyet vermektedir. İşte tam da bu yüzden magnezyum ve B12 Vitamini takviyesi almak ruh halimize, enerji seviyemize, hafızaya, kalbe, cilde, saçımıza, sindirimimize ve daha pek çok şeye yarar sağlar. Bu besinler kırmızı et mantar yeşil yapraklı sebzeler balık ve ay çekirdeği fındık badem gibi çiğ kuruyemişlerdir.
4. C vitamininden zengin beslenin
Kimyasal, duygusal, psikolojik, fizyolojik stres durumlarında üriner sistemden C vitamini atılması artar. Dolayısıyla böyle durumlarda vücudun C vitamini ihtiyacı artar. Böyle durumlarda immün sistemin uygun çalışabilmesi için C vitamininden zengin besinlerin alınması önerilir. Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol C vitamini içerir. C vitamini kaybını önlemek için salatalar tüketilmeden hemen önce hazırlanmalıdır.
5. Paketli ürünlerden uzak durun ve şeker tüketimini azaltın
Paketli ürünlerin içerisinde bulunan şeker kan şekerini hızlı yükselterek anlık mutluluk sağlasa da kısa süre sonra düşmesiyle birlikte kişileri sürekli yeme alışkanlığına yönlendirdiğinden özellikle abdominal bölge dediğimiz karın bel ve basen bölgesinde yağlanmaya sebebiyet verir. Bu yüzden salatalık ananas kuru meyve ve kuruyemiş gibi sağlıklı atıştırmalıkları küçük porsiyonlar halinde tercih etmeliyiz.
6. Günde 3 fincan taze zencefil çayı tüketin
Zencefil, eski çağlardan beri pek çok sağlık sorunu için kullanılan şifalı bir bitki ve lezzet verici bir baharattır. Günümüzde geleneksel doğu tıbbının yanında modern batı tıbbı tarafından da tavsiye edilen Zencefilin içinde pek çok vitamin ve mineral ile birlikte uçucu şifalı yağlar da bulunur. Antioksidan özelliği bulunan bu şifalı bitki, başta antienflamatuar etkisiyle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinin yanı sıra mide bulantısı, ishal ve mide ağrısı gibi sindirim sistemi sorunlarının ve soğuk algınlığı tedavisinde kullanılmaktadır.
7. Günde en az 10 bardak su tüketin
Yaşam kaynağımız olan su vücudumuzun tam bir denge ve iyilik halinde olması için hayati önem taşıyor. Kan dolaşımını sağlanması, gıdaların işlenmesi ve oluşan toksik maddelerin böbrekler olayısıyla dışarıya atılması için kg başına en az 35 cc olacak şekilde su tüketimi faydalı olacaktır.
8.Evde kal hareketsiz kalma
Bilgisayar, tv ve telefon başında vakit geçirilen bu süreçte ekran başında uzun süre hareketsiz kalınması, başta obezite ise kalp ve damar sağlığını tehdit ediyor. Bu yüzden akıllı telefonlarda bulunan çeşitli uygulamalardan faydalanarak haftada en az 4 gün 45 dakikalık egzersizlerle hem fazla kalori alımının önüne geçin hem de fit ve sağlıklı bir bedene sahip olun
9. Aromatik yağlardan yararlanın.
Diffüzör yada buhurdanlık yoluyla kullanacağınız aromaterapik yağlar, anbakteriyel ve antiviral olup zararlı mikroorganizmaların ortamdan uzaklaşmasına dolayısıyla güçlü bir bağışıklık sisteminin oluşmasına yardımcı olur. Bunlardan başlıcaları lavanta karanfil nane sedir ağacı limon yağı ve bergamuttur.
10. Probiyotik ve prebiyotiklerle masanızı renklendirin
Probiyotikler, konakçının bağırsak florasındaki dengeyi sağlayarak, konakçının sağlığını pozitif yönde etkileyen canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanmaktadır. Sindirim sistemi, bağışıklık fonksiyonların desteklenmesinde önemli bir role sahiptir. Bağırsak yolu, dış ortamla temasın temel rotasıdır ve besin maddelerinin sindirilmesine ve emilmesine yardımcı olan mikroorganizmalar içerir. Bu alanda yapılan çalışmalarda ortaya çıkan sonuç, doğru bakteriler genellikle kilo kontrolü, sindirim sisteminde iyileşme, sağlıklı cilt görünümü ve en önemlisi bağışıklık fonksiyonlarında artış gibi birtakım faydalarla ilişkilendirilmektedir. Probiyotik gıdaların başında kefir, yoğurt ,pancar kvass ve probiyotik lahana turşusu gibi fermente edilmiş gıdalar gelir.