Covid-19 Sürecinde Psikolojik Dayanıklılık
Yazar Polen Tuncer • Psikolog • 10 Aralık 2021 • Yorumlar:
Çok değil bundan tam bir buçuk ay öncesine döndüğümüzde hepimizin farklı günlük rutinleri, farklı uğraşları vardı. Rutin hayatlarımıza devam ederken bu kadar uzun bir es vermek kimsenin aklına gelmezdi. Daha önce yaşamadığımız ve ne yapacağımızı bilmediğimiz bir süreçten geçiyoruz. Evde kal çağrıları sonrasında evlerde izole olunan, bulaş riski yüksek olduğu düşünülen gruplar ile büyükşehirlerde kısa süreli de olsa sokağa çıkmanın yasaklandığı, çalışma biçimlerinin değiştiği, her türlü ortamda sosyal mesafenin mümkün olduğunca korunmaya çalışıldığı, olağan rutinlerimizi değiştirmek zorunda kaldığımız bir kriz süreci bu. Covid-19 sürecinde alınan önlemler sonrasında kendimizi dinlediğimizde korktuk, kaygılandık, önceliklerimizin ne olduğunu sorguladık ve hala sorgulamaktayız. Neleri ihmal ettiğimizi, nelere boş yere üzüldüğümüzü, nelerle zaman kaybettiğimizi yakından gördük. Küresel pandemi nedeniyle aktivitelerimizi sınırlandırdık ve alışık olmadığımız bu durum bizleri psikolojik olarak oldukça zorladı.
Bu günlerde daha iyi hissetmek için yapmamız gerekenler kısmına kendi yaptıklarımı anlatarak başlamak istiyorum. Daha önce yapmak isteyip, zaman bulamadığım için ertelediğim ne varsa hepsini yapmanın tam sırası olduğunu düşünerek harekete geçtim. Bunları yaparken maksimum verim sağlama ve mükemmeliyetçi olma gibi bir hedef koymadım. Sadece ‘AN’ da kalmayı önemsedim. Kesin ve net kararlar alıp kendimi yormadım. Günümü istediğim gibi planlayıp ne yapmak istiyorsam onu yaptım ve sürekli bir şeyler yapmalıyım düşüncesinden sıyrıldım. Aynı zamanda işlerimi online olarak evden yürütmeye devam ettim. Başkalarına destek olabilmek için ilk önce kendinizi iyi hissetmeniz ve krizle baş edebilmiş olmak gerekir. Ben de kendimi iyi hissettiğim ve durumla baş ettiğimi fark ettiğim noktada başkalarına destek olmaya başladım.
Peki bu günleri yaşarken sizler neler yapıyorsunuz? Hayatımızda ilk defa yaşadığımız, alışkın olmadığımız bu durumda yaşantınızda neler değişti? Yeni uğraşlar edindiniz mi? Sosyal ilişkilerinizi nasıl devam ettiriyorsunuz? Bu günler neyin önemini hatırlamanızı sağladı?
Siz bu soruların yanıtlarını düşünürken yapmanız gerekenlerle ilgili birkaç tavsiyede bulunmak istiyorum. Öncelikle bağışıklık sisteminizin güçlü olması için; çok geç saatlerde uyumamaya özen gösterin. Fiziksel egzersizi arttırın ve yemek yeme düzeninizi bozmayın. Hangi yaş aralığında olursa olsun mutlaka çocuklarınızın oyunlarına katılın ve birlikte oyun kurun. Büyüklerinizle iletişim kurmayı asla ihmal etmeyin onların bu süreçte en çok bizlere ihtiyacı olduğunu unutmayın. Salgına ilişkin haberleri belirli saatlerde güvenilir kaynaklardan alın, hastalıkla ilgili iyileşme oranlarını takip etmeye gayret gösterin. Bu dönemde bulaş riskini azaltacak biçimde yapabileceğiniz işlere odaklanın ve asla salgının bitmeyeceği, tekrar dışarı çıkamayacağınız, sevdiklerinizi göremeyeceğiniz, ne kadar önlem alsanız da virüsten korunmayacağınız gibi bilişsel çarpıtmalarınızın kurbanı olmayın.
Ne kadar zaman alacağını bilmesek de bu kriz sürecinde öncelikle sağlığımızı koruyarak, zorlu yaşam deneyimlerinin öğretici ve güçlendirici yanları olduğunu unutmadan dayanışma ile bu zor günleri geride bırakabiliriz. Sağlıkla kalın.