D Vitamini 1

Yazar Yusuf Bozkuş • 4 Aralık 2024 • Yorumlar:

Vitaminler, vücutta üretilmeyen ve besinlerle dışarıdan alınan, metabolizma için gerekli biyolojik maddelerdir. D vitamini ise, vitamin olarak isimlendirilse de, aslında insan vücudunda yapılan bir hormondur. Yeterli güneş ışınına maruz kalındığında, insan vücudu D vitamini oluşturabilmektedir. Güneş ışığında bulunan ultraviole B (UVB) ışınlarının etkisi ile cildimizde bulunan bir tür kolesterol türevi, D vitaminine dönüşmeye başlar. Ciltte üretilen D vitamini (diğer ismi vitamin D3) kan yoluyla karaciğere taşınır ve orada birtakım işlemlerden geçer ve son durağı olan böbreğe geçerek, orada aktif D vitaminine dönüşür. Aktif D vitaminine dönüşmesi için, normal çalışan bir paratiroid bezi ve sağlam böbrekler gerekir. Sonuç olarak D vitaminin vücutta yapılıp, tam olarak işlev görür hale gelmesi için, güneş ışını, sağlıklı bir cilt, sağlıklı karaciğer, böbrek ve paratiroid organları gerekmektedir. İhtiyacımız olan D vitamininin büyük çoğunluğunu bu şekilde elde ederken, çok az bir kısmını gıdalardan almaktayız. Yapamadığımız veya alamadığımız durumda ise vitamin takviyelerine başvurmaktayız.

Ülkemizin bulunduğu enlemde vitamin D üretimi, en çok Mayıs ve Kasım ayları arasında gerçekleşmektedir. D vitamini üretimi için en uygun saat, 10:00 ile 15:00 arasında olmaktadır. Yeterli D vitamini yapmak için gerekli süre cilt rengi açık bir insanda 15 dakika iken, koyu ciltli bir insanda bu süre 3-4 kat daha uzun olabilir. Yaşlanma ile birlikte ciltte D vitamini yapımı azalmaktadır. Faktör düzeyi 15 ve üzeri güneş kremi kullanılması, güneş ışınlarının deriye ulaşmasını engellemekte ve D vitamini sentezini belirgin olarak azaltmaktadır. Örneğin 30 faktörlü bir krem kullanımı, ciltte D vitamini yapımını %95'den fazla azaltmaktadır. Ayrıca cam ve tül perde arkasından güneşlenme durumunda da vücudumuz D vitamini yapamaz. Öte yandan kişi ne kadar güneşte kalırsa kalsın, D vitamini yapımı toksik düzeylere ulaşmaz. Ciltte yapılan D vitamininin fazlası, yine ciltte takisterol ve lumisterol denilen etkisiz moleküllere dönüşür. Bu mekanizma, D vitamini zehirlenmesini önler. Öte yandan güneşlenmenin de zararları vardır ve bu konuya sonradan değinilecektir.

Önceleri yaşlılarda görülen güneşten sakınma durumu, artık güneş ışınlarının zararlı etkileri konusunda artan bilinç ve şehir yaşamının getirdiği zorunluluklar nedeni ile tüm toplumda görülmektedir. Özellikle şehir yaşamında kapalı mekanlarda geçirilen uzun zamanlar, dışarıda bulunulsa bile sıkışık ve çok katlı şehirleşme nedeniyle güneşe daha az maruz kalınması da D vitamini eksikliğinin artmasına neden olmaktadır. Özellikle güneşin en yoğun olduğu ve D vitamini üretiminin en belirgin olduğu saatlerde kapalı mekanlarda vakit geçirme veya bilinçli olarak güneşten kaçınma, ya da güneş ışınlarına karşı koruyucu krem kullanma gibi nedenlerle tüm toplumda D vitamini eksikliği sık görülür hale gelmiştir.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Yusuf Bozkuş Endokrinoloji Ve Metabolizma Hastalıkları Doç. Dr.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)