D Vitamini
Yazar Selvi Karagül • Diyetisyen • 23 Şubat 2018 • Yorumlar:
D vitamini, hormon benzeri fonksiyonları olan bir grup yağda çözünen vitamindir. Türkiye bol güneş ışığına sahip coğrafi bir konumda olmasına rağmen, gebe kadınlar, bebekler, çocuklar ve yetişkinlerde D vitamini eksikliği gün geçtikçe yaygınlaşmaktadır. Özellikle kış aylarında güneşten az faydalandığımız için D vitamini sentezi hemen hemen hiç olmamaktadır. Bu nedenle D vitamini eksikliği bir hastalık göstergesi olacağı gibi, yetersizliğiyle birlikte bir çok sağlık sorunları da ortaya çıkmaktadır.
D Vitamininin Vücuttaki Sentezi
Bitkisel ve hayvansal kaynaklı olarak alınan D vitamini öncülleri deride ve vücutta sentez edilir.
D vitamini iki şekilde oluşur.
1)Deride güneş ışığı yardımı ile;
Yeterli D vitamini alımı günde 20 dakika boyunca kol, bacak ve yüzün ışığa maruz kalması yeterli olabilir.
D vitamini,
-
Tüm D vitamini yapımının % 80’i deride olur,
-
Geri kalanın % 20’si ise diyetle bitkisel kaynaklardan ergokalsiferol (D2 vitamini) ve hayvansal kaynaklardan kolekalsiferol (D3 vitamini) alınır
2) Diyetle besinlerden vitamin D2 ve vitamin D3 alınmasıyla ;
Hayvansal besinlerden alınan kolekalsiferol(D3) ile bitkisel besinlerden alınan ergokalsiferol (D2), ince barsaklardan emilir. Emilen D Vitamini Karaciğerde metabolize olur. D Vitamininin fazlası Karaciğer, yağ ve kas dokularında depolanır. Vitamin D’nin bir kısmı, karaciğerde 25-hidroksikolekalsiferole [25(OH)D3] veya 25-hidroksiergokalsiferole [25(OH)D2]’ye çevrilir. D Vitamininin depolanmayan önemli bir kısmı 25(OH)D3’e dönüşerek kana geçerse de az bir kısmı karaciğerde işlenerek safra yoluyla barsağa taşınır ve ince barsakdan tekrar emilir(enterohepatik dolaşım). Plazmada bulunan 25(OH)D3 veya 25(OH)D2, böbrek hücrelerine gelir ve hidroksilaz enziminin etkisiyle hücre içinde 1.25(OH)2D3 veya 1.25(OH)2D2’ye dönüşerek aktif D Vitamini Metabolitini oluşturur.
D vitaminin vücuttaki rolü
D vitamini bağırsaktan kalsiyum ve fosfor emilimini kolaylaştırıp, böbreklerden fosfor geri emilimini uyararak kemik mineral metabolizmasını doğrudan etkilemektedir.
İskelet sistemi ve D vitamini ; D vitamini eksikliği ile iskelet sistemindeki belirtilerle ortaya çıkan hastalıklar raşitizm ve osteomalasidır.Raşitizm, özellikle süt çocuklarında ve ilk yaşlarda çok görülür.Raşitizmde kemikler yumuşar ve kolay bükülür hal alır. Bacaklarda X veya O biçimi çarpıklıklar olur.Osteomalasi ise yetişkinlerde yaygın olarak görülür ve kemikler daha yumuşaktır. Vücutta kalsiyum emilimi ve kemik mineral yoğunluğu düşüktür. Sık doğum yapan, yetersiz ve dengesiz beslenen, güneşten yararlanamayan kişilerde risk artar.
Diyabet ve D vitamini ; D vitamini pankreasdan insülin salgılayan beta hücrelerini uyararak insülin salınımını arttırır. Serum 25-OH-D ile isülin duyarlılığı arasında pozitif ilişki gözlenmiştir. Ayrıca D vitamini yangısal madde üretimi ve lenfosit çoğalmasını azaltarak Tip 1 diyabet oluşuma riskini ve özellikle açlık kan şekerini düşürdüğü gözlenmiştir.
Obezite ve D vitamini; Vitamin D eksikliği deri altında yağ birikimini artırabilir. Obezitede yağ dokusu arttığı için D vitamini bu dokuda daha fazla depolanmaktadır.
Ortak genetik ve çevresel ortamlarda gelişen, bel çevresi kalınlığı, yüksek tansiyon, kan yağlarında bozukluk, kan şekeri yüksekliği ile karakterize bir kardiyometabolik risk faktörleri olarak tanımlanan metabolik sendroma bağlı olan D vitamini eksikliğinin dünyada populasyonu % 30-60 olarak görülmektedir.
D vitamini alımı, BKİ (Beden Kitle İndeksi )’ni azaltır ve birlikte kan basınıcını düzenleyerek tansiyonu dengeleyebilir. Ayrıca D Vitamini bazı kanserlerin (meme, prostat, kolon rektum kanseri) otoimmun hastalıkların, kalp hastalıklarının gelişimini önler.
D vitaminin eksikliği riski taşıyan grupları şu şekilde sıralayabiliriz.
-
Hamile ve emziren kadınlar
-
Bebekler ve <5 yaşındaki çocuklar
-
<65 yaş üzeri insanlar
-
Güneşden az yararlananlar veya kapalı ortamda çalışanlar
-
Koyu cilt yapısına sahip olanlar(Afrika ve Güney Asya kökenli gibi)
Ayrıca D vitamini eksikliğinin nedenlerine baktığımızda ;
Diyetle yetersiz D vitamini alımı olanlarda , obezite (şişmanlık), yağ emilimi bozukluğu yapan hastalıklarda ( kistik fibrozis, çölyak, whipple, crohn hastalıkları), katabolizmayı arttıran ilaçlar (glukokortikoidler) kullananlarda, karaciğer yetmezliği, nefrotik sendrom, kronik böbrek yetmezliği, genetik hastalıkları (vitamin D bağımlı rikets tip1-2-3), hipertroidizmi olan kişilerde ve anne sütü kullanan bebeklerde D vitamini eksikliği bulgularına çok sık rastlanmaktadır.
D Vitamini Kaynakları
D vitamini diyetle, bitkilerde bulunan ergokalsiferol (D2 vitamini) ve hayvan dokularında bulunan kolekalsiferol (vitamin D3) şeklinde alınabilmektedir. Aşağıdaki tabloda gördüğümüz üzere asıl D vitamini, kaynağı Güneş ışığı olup besinlerde ise D vitamini en fazla sırasıyla derin yağlı su balıklarında (somon, sardalya, uskumru, ton balığı), morina balığı ciğeri ve yumurta sarısında bulunmaktadır.
D Vitamini
Doğal Kaynaklar
Morina karaciğer yağı
∼400–1,000 IU/çay kaşığı vitamin D3
Somon
∼600–1,000 IU/100 gr vitamin D3
Sardalya
∼300 IU/100 gr vitamin D3
Uskumru
∼250 IU/100 gr vitamin D3
Ton balığı
236 IU/100 gr vitamin D3
Shiitake Mantarları
∼100 IU/100 gr vitamin D2
Yumurta sarısı
∼20 IU/yumurta sarısı vitamin D3 /D2
Ülkemizde ve dünyada D vitamini yetersizliği yaygın olarak görülmektedir. Bu durumun kısıtlı güneş ışığına maruz kalma ve diyetsel faktörlerle ilişkili olacağı düşünülerek, kişilere vücudun ihtiyacını karşılamak için uygun beslenme kaynaklarından yeterli D vitamini alımı sağlanmalı.