Damar Anevrizmaları (Karın, Bacak Damarları vb.)
Yazar Suat Doğancı • Kalp Ve Damar Cerrahı • 31 Ağustos 2022 • Yorumlar:
Anevrizma, atardamarın ya da kalbin çeperinin bir bölgesinin elastikiyetini yitirerek baloncuklaşmasına verilen addır. Yüksek kan basıncı sonucu, damar duvar yapısı zayıflamış olan arter ya da kalp duvarı dışarı doğru genişleme yapar ve dışarıdan bakılınca baloncuk şeklinde görülür. Bu baloncuklaşan doku basınçtan dolayı çok fazla gerilirse, anevrizma kesesi yırtılır ve hayatı tehdit eden kanamalar meydana gelir.
Kalp anevrizmaları çoğunlukla kalp krizi sonrasında oluşur. Genellikle kan basıncının en yüksek ve kalp krizinin en sık olduğu sol ventrikülde görülür. Kalbin herhangi bir bölgesinde kalp krizi geliştiğinde bu bölgedeki kas dokusu canlılığını yitirir. Canlılığını yitiren bölgede zamanla kas dokusu incelir ve zayıflayarak yerini kasılma özelliği olmayan fibröz dokuya (skar-iyileşme dokusu) bırakır. Bu bölgede de zamanla basınca bağlı olarak anevrizma gelişebilir. Bu bölgenin kasılma özelliği olmadığı için anevrizma gelişen bölgenin büyüklüğüne göre kalp yetmezliği gelişebilir. Ritim bozukluğu gelişmesi muhtemel bir diğer problemdir. Anevrizmanın iç yüzeyi normal kalp dokusu özelliğini kaybettiği için kan pıhtısı oluşumuna zemin hazırlar. Bu nedenle anevrizma kesesi içinde pıhtı olabilir ve bu pıhtıdan parçalar koparak çeşitli atardamarları (beyin, kol, bacak, ayak gibi) tıkayabilir.
Atardamarlarda anevrizma herhangi bir bölgede gelişebilir. En sık olarak görülen yer ise ana atardamarımız olan aortadır. Bu anevrizmalara aortik anevrizmalar adı verilir. Aortanın farklı segmentlerine göre farklı bulgular verebilir. Aortanın göğüsteki bölgesinde gelişen anevrizmalara genel olarak torasik aort anevrizmaları (TAA), karın bölgesinde seyreden aortanın anevrizmasına ise abdominal aort anevrizması (AAA) adı verilir. Bu anevrizmalar genellikle böbrek atardamarlarından daha aşağıdaki aort bölgesinde gelişir.
Serebral anevrizmalar ise beyni besleyen arterlerin anevrizmasıdır. Bu anevrizmaların yırtılması beyin kanaması, inme ve ölüme neden olabilir.
Damar duvarını oluşturan dokular, doğumsal hastalıklar (Marfan hastalığı, Ehler Danlos sendromu gibi), enfeksiyon, uzun süreli kontrolsüz hipertansiyon, sigara içimi ve ateroskleroz anevrizma gelişimine zemin hazırlayan başlıca faktörlerdir. Birçok hastada anevrizma, hipertansiyon ve ateroskleroz gibi kardiyovasküler hastalıklarla beraberdir. Anevrizma kesesi içerisinde de damar iç yüzeyi normal damar dokusu özelliğini kaybettiği için pıhtı oluşur. Bu pıhtıdan parçalar koparak hayati organları ve bacaklarımızı, kollarımızı besleyen arterleri tıkayabilir.
Belirtiler
Anevrizmanın tipine, lokalizasyonuna ve büyüklüğüne göre görülen belirtiler farklılık gösterebilir. Belirtiler genelde anevrizma kesesinin komşuluğundaki organlara, sinire ve diğer damarlara yaptığı bası ile ortaya çıkar.
Lokalizasyonlarına Göre Anevrizma Türleri
Aortanın Bölümleri
Asendan aorta, aort damarının kalpten çıkım yerinden arkus adı verilen kısmına kadar olan bölümünü ifade eder. Bu bölüm, aortanın kalpten çıktığı yerdeki aort kapağını da içerir. Arkus aorta ise beyine ve kollara giden 3 ayrı damarı verdikten sonra göğüs boşluğunda, sırttan aşağı doğru seyreder. Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayıran diyaframa kadar olan kısmına torakal aorta adı verilir. Diyaframdan itibaren karın boşluğuna girerek abdominal aortaadını alır. Abdominal aortadan karın iç organlarını besleyen dallar çıkar. Abdominal aorta yaklaşık olarak göbek seviyesinde ikiye ayrılarak pelvis (alt karın) bölgesini ve her iki bacağı besleyen dalları vererek sonlanır. Bu farklı bölgelerin her birisinde, birkaçında yada tümünde birden anevrizma gelişebilir. Anevrizmalar içerdikleri aort bölgesine göre adlandırılırlar.
Asendan (Çıkan) Aort Anevrizması
Bu tür anevrizmalar genellikle aort kapak yetmezliği için yapılan tetkiklerde ortaya çıkar. Anevrizma arkus aortaya kadar yayılım gösterebilir, hatta tüm arkusu da içine alabilir. Genel belirtiler ses kısıklığı, kuru öksürük, göğüs ağrısı ve nefes darlığıdır. Anevrizma belli bir büyüklüğe ulaştığında, kendiliğinden ani yırtılmaları engellemek için müdahalede bulunmak şarttır. Günümüzde en sık uygulanan yöntem anevrizma kesesinin tamamen çıkarılarak sağlam bölgeye suni greft (genellikle dacron greft) dikilmesidir.
Cerrahi Tedavi
Asendan aort anevrizmalarının cerrahi tedavisi anevrizmanın yaygınlığına göre farklı stratejiler içerir. Eğer aort kapağında yetmezlik mevcut ise, kapağı da değiştirmek yada tamir etmek gerekir. Anevrizma arkus aortaya kadar yayılıyorsa bu kısmıda greft ile değiştirip beyine ve kollara giden damarları bu grefte anastomoz etmek gerekir. Bu işlem sırasında kalp akciğer makinesi yardımı ile, hasta genellikle 18 °C ye kadar soğutularak belli bir süre hastanın tüm kan dolaşımı durdurulur. Cerrahi sonrasında en az 2 gün yoğun bakımda kalınır. Bu dönem içerisinde tüm hayati fonksiyonlarınızın tamamen yerine gelmesi beklenir. Bu süre ameliyat sonrası seyrinize göre değişebilir. Daha sonra servisteki odanıza alınarak ortalama bir hafta sonra istirahatınıza devam etmek üzere gerekli önerilerle evinize gönderilirsiniz.
Torakal (Desendan/İnen) Aort Anevrizması
Sol kolu besleyen damarı (sol subklaviyan arter) verdikten sonra aorta göğüs boşluğunda aşağıya doğru seyreder. Bu bölümü içine alan anevrizmalara torakal aort anevrizmaları adı verilir. Hastaların en sık şikayeti sırt ağrısıdır. Ağrı, sol omuzda, göğüste yada her iki kürek kemiği (skapula) arasında hissedilebilir. Hastaların genellikle kontrolsüz hipertansiyonu mevcuttur. Anevrizma büyüklüğü belli bir çapa ulaştığında ani yırtılmaları ve kanamaları önlemek için mutlaka müdahale edilmelidir.
Cerrahi Tedavi
Torakal aort anevrizmalarının cerrahi tedavisi de anevrizmanın yaygınlığına göre farklı stratejiler içerir. Bazen kalp akciğer makinesini de kullanmak gerekebilir. Bu durumda genellikle kalbi durdurmadan, kalbin stresini azaltmak ve karın içindeki hayati organları kanlandırmak için bu sistemden faydalanılır. Anevrizma kesesi tamamen çıkarılarak sağlam bölgeye suni greft (genellikle dacron greft) dikilir. Çıkarılan bölge içerisinde omuriliği besleyen ana damarlar ve karın içi organları besleyen damarlar mevcut ise, bu damarlar da tekrar grefte dikilir. Aortanın bu bölgesi omuriliği de beslediği için bu tür ameliyatlarda en korkulan komplikasyon ameliyat sonrasında kısmi felç görülmesidir. Bu nedenle ameliyat sonrasındaki yoğun bakım süreci de çok önemlidir. Cerrahi sonrasında en az 2 gün yoğun bakımda kalınır. Bu dönem içerisinde tüm hayati fonksiyonlarınızın tamamen yerine gelmesi beklenir. Bu süre ameliyat sonrası seyrinize, gelişmesi muhtemel komplikasyonlara göre değişebilir. Daha sonra servisteki odanıza alınarak ortalama bir hafta sonra, istirahatınıza devam etmek üzere gerekli önerilerle evinize gönderilirsiniz.
Abdominal Aort Anevrizması (AAA)
Karın içerisinde seyreden aortanın anevrizmatik genişlemesidir. Genellikle her iki böbreği besleyen renal arterlerin çıkımından sonra görülür. Nadir olarak böbrek arterlerini ve karın içi organları besleyen arterleri de içine alır. Anevrizmanın etrafındaki omurgaya ve çevre dokulara yaptığı bası sonucu oluşan sırt ağrısı en sık görülen şikayetlerden birisidir. Zayıf hastaların karnında nabızla birlikte pulsasyon (kalp atımının hissedilmesi) gösteren kitle en tipik bulgusudur. Anevrizma büyüklüğü belli bir çapa ulaştığında ani yırtılmaları önlemek için mutlaka müdahale edilmelidir.
Cerrahi Tedavi
Anevrizma kesesinin tamamen çıkarılarak sağlam bölgeye suni greft (genellikle dacron greft) dikilir. Anevrizma pelvik (alt karın)organları ve her iki bacağı besleyen iliak arterleri de içine alıyorsa pantolon greft olarak adlandırılan bacaklı greftlerle tamir yapılır. Bu durumda greftin bacaklarının uçları kasık bölgelerinde bulunan femoral arterlere dikilir. Cerrahi sonrasında 1 gün yoğun bakımda kalınır. Herhangi bir probleminiz yoksa servisteki odanıza alınarak ortalama 5-7 gün içinde, istirahatınıza devam etmek üzere gerekli önerilerle evinize gönderilirsiniz.