Değersiz ve Kusurlu Olduğunuz İnancı ile Başa Çıkabilmek
Yazar Kübra Şimşek • Aile Danışmanı • 14 Haziran 2022 • Yorumlar:
Eğer kusurluluk şemasına sahipseniz; eksik ve yetersiz olduğunuza dair bir inançla yaşarsınız. Öyle ki; hiçbir başarınız derinlerinizde yatan bu duyguyu tamamen yok etmez. Kusurlu olduğunuza dair pekiştirdiğiniz bu inancı ustalıkla gizlemeye eğilimi gösterirsiniz. Bazen bu duygudan kaçarak mücadele etmeyi tercih edersiniz. Birinin sizi gerçek anlamda sevdiğine ikna olmakta oldukça güçlük çekersiniz. Çünkü sevilmeye değer özelliklere sahip olmadığınız konusundaki inancınız kökleşmiştir. Kendilik algınız; bozulmuş veya çarpıtılmıştır. Ne yaparsanız yapın size dair zihninizde oluşan profilde eksikler vardır. Saklanmak bazen en kolayıdır. En önemli kısım kendinizle ilgili kusurluluk algınızın nasıl şekil aldığı ve ruhunuza kök saldığıdır.
Çocukluğunuzda ebeveynleriniz sizi sürekli eleştirdiyse, yıkıcı bir katılıkla size kurallar çizdiyse, var olan benlik özellikleriniz nedeniyle size “istenmediğinizi” hissettirdiyse zihninizde “ben istenmeyen, yetersiz, kusurlu ve eksik biriyim” algısı oluşur. En ufak bir girişiminizde ebeveynleriniz size “işe yaramaz” olduğunuzu hissettirmiştir. Her ne yaparsanız yapın ebeveynlerinize göre yaptığınız her iş bir parça eksiktir.
Anne-babanızın her eleştirisinde zihninizde “hiçbir şey için yeterince iyi olmadığınız” inancının tohumları atılır. Kendinizi küçümsemeyi ebeveynlerinizden öğrenirsiniz. Yıllar süren eleştiri kültürünün sonucu artık kendinizin yargıcı haline gelirsiniz. Ebeveynlerinizden “en iyi” kendinizi eleştirmeyi öğrenmişsinizdir. En ufak bir hatanız sizin tepetaklak olmanıza ve başa sarmanıza alt yapı oluşturabilir.
Yetişkin hayatınızda yeni bir işe başlamak cesaret gerektirir. Çünkü hiçbir konuda yeterli olmadığınıza dair inancınız kökleşmiştir. Kusurluluk inancınızla yüzleştiğinizde derin bir utanç duyarsınız. Eğer ebeveyniniz gelişiminiz süresince size; sizin beceriksiz, değersiz ve hiçbir şey için yeterince iyi olmadığınızı söylediyse bu duyguları yetişkin hayatına taşır ve bu duyguları iç ses haline getirirsiniz. Geçmişte nasıl göründüğünüz, nasıl davrandığınız veya nasıl konuştuğunuzla ilgili sürekli eleştirilmişsinizdir. Size siz olduğunuz için yani kendi yapısal özellikleriniz nedeniyle yeterince değer verilmemiştir. Yeterince sevilmeyişinizi belki de kusurlu ve yetersiz oluşunuzla ilişkilendirdiniz.
Anne-babanızın sizi eleştirirken kurduğu cümleler artık iç sesiniz haline gelmiştir. Öyle ki; yıllardır duyduğunuz bu cümlelerin aksine inanmak sizin için yeterince kolay değildir. Bu ses hayatınızın bir parçası haline gelmiştir. En başarılı hissettiğiniz zamanlarda bile arka planda size hiç duymak istemediklerinizi hatırlatır. İç sesiniz acımasız, cezalandırıcı ve katıdır. Size hayatınızın hemen hemen her aşamasında kusurlu ve zayıf olduğunuzu hatırlatır. Siz tüm gücünüzle yeniden ayağa kalkar ve yeni başarılarla ruhsal tatmin sağlamaya çalışırsınız ancak eleştirel iç ses size başarılarınızın geçici olduğunu ve başarınızın büyük payının aslında size ait olmadığını hatırlatır.