Denemediğim Yol Kalmadı

Çocuklar bitkilerden daha karmaşıktır.

Senin için yaptığım onca şeyden sonra bana yapaaklarını dökerek, boynunu bükerek mi teşekkür ediyorsun? Görürsün sen; sana gübre ve güneş yasak. Merdiven altından aklın başına gelir. Burada kimin sözünün geçtiğini göreceğiz.

Evde yetiştirdiğiniz bitkilerden birinin yaprakları sararıp dökülmeye başladığında, bunu sizi zahmete sokmak veya adınızı kötüye çıkartmak için bile bile yaptığını düşünmezsiniz. bitkinizin bu ‘’davranışını’’ size verdiği bir mesaj olarak yorumlarsınız. Suyu, gübresi veya ışığı ya az ya da fazla gelmiştir; eksiklikleri mi, var yoksa fazlalık mı diye anlamaya çalışırsınız.

Çocuklar açıkça bitkilerden daha karmaşıktır ama daha çetrefilli değil. Görünüşte sorunları gereksinimlerini açığa vurur; bir şey eksik kalmış veya fazla gelmiştir. Ya davranışı sizi kışkırtmaya yönelik değil de bir sonuç bir cevap, bir tepkiyse? Doğal bir durumu sorun olarak gördüğümüz de olur. Sonbaharda ağaçlar yapraklarını döküyor diye veya dört yaşındaki çocuğunuz kaybetmekten nefret ediyor diye paniğe kapılmamalısınız.

Herkes çocuğuyla kendine has bir ilişki kurar.

Çocukların tüm davranışları öncelikle kendi büyüme gereksinimlerine yöneliktir. Bence asıl önemli olan, çocuklarımızın nasıl güdülendiğini daha iyi anlamaktır; çünkü davranışlarımıza yön veren yorumlarımız, anlayışımızdır.

Çocuklarınızı her yönüyle iyi yetiştirmenizi sağlayacak bir reçete bulamazsınız çünkü öyle bir şey yok! Daimi ve kesin çözüm diye bir şey yoktur.

Bir kapıyı açmak için var gücümüzle yüklenirken aslında tek yapmamız gerekenin, kapıyı kendimize çekmek olduğunu keşfetmek şaşırtıcı olabilir. Kapıya yüklenmek yerine kapının hangi yöne açıldığını saptayın.

Geçmişte beyin hakkındaki bilgilerimiz kısıtlı olduğu için atalarımız ve anne babalarımız korkuya dayalı eğitimin zararsız olduğunu sanıyordu. Beynin işlevleri, sinir hücreleri, stres hormonları zeka ve hafıza hakkındaki bilgilerimiz, derhal şiddet içermeyen bir eğitim anlayışı benimsememiz gerektiğini gösteriyor! hem de hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde. Aksi halde üst üste duygusal sıkıntılar yaşamak ve bunların fizyolojik sonuçlarına katlanmak kaçınılmazdır.

Geçmişimizin yankısı bize ayak bağı olur.