Denge ve Çatışma İhtiyacı
Yazar Elif Terziköy • Psikolog • 12 Eylül 2022 • Yorumlar:
Terapilerime başlarken hazırladığım vaka formülasyonunda danışanlarımın sorunlu, çatışmalı alanlarını ve destekleyici, uyumlu alanlarını belirlerim. Çatışmalı alanlarımız hayatımızda düzeltmek, iyiye götürmek istediğimiz ve güncelleyemediğimiz takdirde ayağımıza takılan alanlarken; uyumlu alanlarımız ise bize “iyi, başarılı bir insan” olduğumuzu hatırlatan ve bizi ayağa kaldırma konusunda destekleyen alanlarımızdır. Çatışmalı alanlar terapide çalışmayı sevdiğim alanlardır, çünkü bu alanlar genellikle erken çocukluk dönemindeki deneyimlerin bilinçaltına yerleşmesiyle oluşan, kısırdöngüler, düğümler, kör alanlar içeren alanlardır.
Alan dediğimiz zaman aslında herkes için genel geçer başlıklar vardır. Aile içi ilişkiler, romantik ilişkiler, arkadaşlık ilişkileri, mesleki konular, sağlık, para, din-inanç gibi sıralayabileceğimiz yaklaşık 20-30 başlıktan kendi bilinçaltı seçimlerimize göre 5-6 başlık bizim için oldukça önemlidir. Bu alanların bir kısmında dengeyi, bir kısmında ise çatışmayı deneyimliyoruz. Bu alanlar içsel ya da dışsal olabileceği gibi hayatımızın dönemlerine göre başlıklar da çatışma ve denge alanları da elbette değişebilir.
Şimdi sizlerden bu yazıya bir ara verip, kendi hayatınızda en önemli alanları ve bunları hangilerinde çatışma, hangilerinde dengeyi deneyimlediğinizi fark etmenizi rica ediyorum.
Buraya kadarki anlattıklarım pek çok terapistin farklı ekollerden de olsa dikkat ettiği ve terapi sürecinde çalıştığı konularken buradan itibaren anlatacaklarım biraz daha farklı bir bakış açısı içermektedir.
Elbette hepimiz hayatımızın tüm alanlarında dengeyi deneyimlemek istiyoruz. Ya bizler bilinçdışı olarak hayatımızdaki bazı alanlarda çatışmayı deneyimlemek istiyorsak ve bu çatışmada haklı olduğumuza kendimizi ve çevremizi ikna etmek için bazı alanlarda oldukça uyumlu davranıyorsak?
Bu teoriye sert bir örnek vermek istiyorum. Pedofililer ya da seri katiller ile ilgili araştırmalarda bu kişilerin çevreleri tarafından oldukça iyi, sakin, sorunsuz, uyumlu biri olarak gözlemlendiği görülüyor. Bu gözlemi önceden, diğer bir çok kişinin de düşünebileceği gibi, bir tür kamuflaj amaçlı kişinin çevresiyle iyi geçinmesi olarak yorumlamıştım. Peki ya cevap bu değilse yani kişi hayatının bir alanında o kadar kötü şeyler yapıyor ki ve öyle yoğun bir deşarj yaşıyor ki hayatının diğer alanlarında oldukça uyumlu biri olarak davranıyor. Bu uyumlu, dengeli tavır suçluluk psikolojisiyle olabileceği gibi kişinin çatışma ihtiyacının giderilmesiyle ilgili de olabilir.
Çatışma ihtiyacında denilince aklımıza yalnızca şiddet eğilimi gelmemeli, aslında mağdur olarak da çatışma ihtiyacı giderilebilir. Zalim bir partnere boyun eğen ama hayatının diğer tüm alanlarında başarılı, hatta tuttuğunu koparan ve güçlü bir karakter sergileyen kişi çatışma ihtiyacını mağduriyet yoluyla zalim partneri yoluyla karşılıyor olabilir.
Eğer kişi saldırganlık dürtülerini, çatışma ihtiyacını dışarıya yöneltemezse; mağdur olacağı durumları kendine çekerek ya da alkol-madde kullanımı gibi kendine zarar verici davranışlar göstererek ifade ediyor olabilir.
“Benim bir alkolüm, sigaram var. Kendi halimdeyim. Kimseye zararım yok. Etrafımdakiler bana karışmasın.” Bu ifadeyi mutlaka bir yerlerde duymuşsunuzdur. Kişi aslında alkolün zararlı olduğunu biliyor ve bunun vicdan azabıyla hayatının diğer alanlarında uyumlu olmaya çalışıyor olabilir mi?
Ya da aşırı dindar, tutucu bir yaşam sürdüğü halde ahlaksızca bir yaşantısıyla sizi şok eden birileri olmuştur. Oysa belki de kişi kendine günah kotası açıyor. Denge abartıldığı için belki de çatışma da abartılıyor.
Burada amacım genelleme yapmak değil, denge ve çatışmanın doğasını anlamak. Ya bizlerin hayatımızdaki sorunlu alanları sadece içsel çatışma ihtiyacımızdan kaynaklıysa? Eğer cevabımız doğruysa yapmamız gereken hayatımızın sorunlu alanlarıyla çalışmak değil içsel çatışmalarımızı fark etmek, anlamak ve çatışmalarımıza odaklanmak. Ya çatışma ihtiyacımızı azalltıp çözeceğiz ya da çatışmalarımızı kişisel faydamıza yönlendirmeyi seçeceğiz.