Deprem Sonrası ve Biz
Yazar Binnur Demir • 14 Mart 2024 • Yorumlar:
23 Kasım 2022'de Düzce ili olarak orta şiddette bir depreme maruz kaldık. Çok şükür ki hafif yaralı vatandaşlarımızla atlattığımız süreçte fiziksel zarara uğramadık.Bu deprem özellikle iki büyük depremi yaşayan vatandaşlarımız başta olmak üzere hepimizi duygusal olarak derinden etkiledi.Bunların neler olduğunu bilmek, olayın psikolojik etkilerinden daha çabuk kurtulmamıza yardımcı olacaktır.
İlk gece yaşadığımız şeyin adı, deprem şokuydu.Şüphesiz hepimizin olaya verdiği tepkiler farklıydı.Kimimiz ağlama krizine girdi, kimimizin gözyaşları boğazına düğümlendi.Kimimizin yüzü sanki hiç etkilenmemiş gibi donuklaştı.Kimimiz o gece yaşananları daha önce yaşadığı deprem deneyimleriyle karşılaştırdı.Bu durum aslında yaşadığımız yoğun ızdıraba karşı vücudumuzun verdiği normal bir tepkidir.Bir süre için kendimizi uyuşmuş, yaşamdan kopmuş gibi hissedebiliriz.Korku, endişe, pişmanlık, öfke, karamsarlık, panik, çaresizlik, utanç gibi duyguları derin ve yoğun yaşarız.Artçılarla birlikte duygularımız tam düzene girecekken bir daha tetiklenir. İniş çıkışlı bu süreç endişemizi arttırabilir, sinirli ve karamsar olabiliriz.Bu gayet normal.
Deprem bizim elimizde olmayan bir şeydir. Elimizde olan ise depreme karşı her zaman hazırlıklı yaşam stili oluşturmaktır.İkamet edeceğimiz evleri kesinlikle depreme dayanıklı yaparak en kesin çözüm yolunu başvurmalıyız.Çok yüksek bir binada oturan ile tek katlı bir evde oturan depremden aynı şekilde etkilenmez mesela.Yatay mimariye sahip bir şehre dönüşmemiz kaçınılmazdır.
Duygu ve düşüncelerimiz hâlâ olayın etkisindedir.Hayatımıza eklenen yeni deprem hikayelerimizi, aynı şeyleri yaşayan çevremizle paylaşmaktan çekinmeyelim. Geri bildirim de çok önemlidir.Anlatacağımız kişiler vesveseli, kötü haber tellalı tarzında insanlar olmamalı.Aklı selim, güvenilir ve samimi dostlarımızla yaşadıklarımızı paylaşmaya dikkat edelim.
Tartışılmaz, yaşamımızın en zor dönemlerinin birinden geçiyoruz. Toparlanmak ve kendimize gelmek için zamana ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Duygularımızın iniş çıkışlı olmasının normal olduğunu bilerek kendimize karşı da sabırlı olmalıyız.
Zamanın her şeyin ilacı olduğunu bilmeli ve moralimizi olabildiğince yüksek tutmalıyız. Morali yüksek kişilerle sosyal bağımızı daha da kuvvetlendirmeliyiz.
Yaşamımızın kontrolünü yavaş yavaş elimize almaya başlamalıyız. Beden sağlığımıza özen göstermeli, sağlıklı beslenmeyi ihmal etmemeliyiz. Sevdiklerimizle kısa da olsa yürüyüşler yapabiliriz.Aile hekimlerimiz ile irtibatı kesmemek de mühim.
Depremi ilk defa deneyimleyen çocuklarımızın iyi bir gözlemcisi olmalı yanlarında daha fazla vakit geçirmeliyiz. Mümkün olduğunca onlarla yaşadıklarını konuşmalı, duygularını rahatça ifade etmelerine olanak tanımalıyız.Sordukları soruları onların anlayabileceği şekilde cevaplamalı, hayatın normale dönmekte olduğu duygusunu onlara hissettirmeliyiz.Yemek yeme, uyuma, oyun saati gibi yaşamsal faaliyetlerini eskisi gibi belli saatlerde yapmalarını sağlamalıyız.
Ölümle burun buruna gelmek, hepimizin yaşamı ve ölümü yeniden gözden geçirmesine sebep olabilir.Kendimizi manevi olarak desteklemeli, bazı faaliyetlerle günümüzdeki boşlukları doldurmalıyız.Biliyorsak Kur'anı Kerim okuyarak ruhumuzu şifalandırabiliriz.Bilmiyorsak huzur bulacağımız kitaplar da okuyabiliriz.Tesbih çekerek kalbimizi aktif hale getirebiliriz.Salavat çekerek Allah rasulu ile sevgimizi tazeleyebiliriz.İnsanlara iyilik yaparak, yardımlaşarak da manevîyatımızı güçlendirebiliriz. Her insanın manevi fayda alacağı yer muhakkak farklıdır.Bunu da göz önünde bulundurmalıyız.
Bu gibi durumlarda, daha önceki stresle başa çıkma becerilerimizi(sabır, şükür, sorumluluk gibi) ele almalı ve onlardan faydalanmalıyız. Yine bu kaynaklarla yaşadıklarımızı kabullenip, geleceğe olan yaklaşımımızı yavaş yavaş düzene sokmalıyız. En büyük değerlerden biri olan ailemizin desteğiyle kuşanıp bizler de onlara destek olmalıyız. Rabbim hepimizi bu gibi musibetlerden muhafaza eylesin. Hayırla kalın.
Aile Danışmanı
Binnur Demir