Deprem ve Travma

Yazar Fulya KökdenPsikolog • 23 Şubat 2021 • Yorumlar:

Geçtiğimiz haftalarda uzun süredir beklenen İzmir depremini İzmirliler olarak yaşadık. Yaşadığımız bu 6.6 büyüklüğündeki sarsıntı binalarımıza, eşyalarımıza zarar verdiği gibi bizleri de hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak sarstı ve zarar verdi.

Yapılan araştırmalar neticesinde deprem gibi travmatik kriz durumlarından sonra “Travma Sorası Stres Bozukluğu ve Depresyon” gibi psikolojik rahatsızlıklara daha sık rastlamaktayız. Birçoğumuz “Seismophobia” olarak adlandırılan deprem fobisi veya korkusunu yaşamaktayız. Zihnimizden ölüm, zarar görme ya da sevdiklerimizi kaybetmekle ilgili düşünceler geçmekte ve bu düşünceler bizdeki korku ve kaygı duygusunu tetiklemekte. Tetiklenen bu korku ve kaygı duyguları kişilerde tedirginlik, titreme, huzursuzluk, terleme, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, tek başına uyuyamama, banyo-tuvalet gibi ortamlardan kaçınma ya da depremle ilgili konuşmalardan uzak durma vb belirtilere sebep olabilmektedir.

Yaşanılan deprem sonrası verilen bu tepkiler kişilerin yaşına, cinsiyetine, fiziksel ya da psikolojik sağlamlığına ya da kişilik özelliklerine göre değişken olmakla birlikte hepsi “ANORMAL BİR DURUMA KARŞI VERİLEN NORMAL” tepkiler ve reaksiyonlardır. Bu belirtilerin 1 aydan fazla sürmesi durumunda kişinin profesyonel bir ruh sağlığı uzmanından destek alması gerekir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu, kişinin yaşadığı travmatik bir durum sonucunda oluşabilen ruhsal bir rahatsızlıktır. Travma sonrası stres bozukluğunun belirtileri genel olarak yaşanılan travmatik olaydan sonra ilk 1 ay içerisinde başlar. Ancak bazı kişilerde travma belirtileri yaşanılan olaydan yıllar sonra da ortaya çıkabilmektedir. Kişinin yaşadığı bu belirtiler özel hayatını, sosyal hayatını ve iş hayatını olumsuz etkileyerek sorunlara sebep olabilir ve bireyin günlük hayatını devam ettirmesini zorlaştırabilir.



 

Travma Sonrası Stres Bozukluğunun 3 Tipi:

 

  1. Travmanın yarattığı anılardan kurtulamamak: Bu anılar aniden ortaya çıkar ve travmayı tekrar yaşıyormuş gibi flashbackler (görüntüler) oluşturur. Olayı hatırlatan herhangi bir şey olmasa da sürekli akla gelir ve kişide terleme, kalp çarpıntısı, titreme vb bedensel rahatsızlıklar ortaya çıkar.

 

  1. Travmayı hatırlatan durumlardan kaçınmak: Kişiler korkularının tetiklenmesini önlemek amacıyla travmatik olayı hatırlatan insanlardan, mekanlardan, aktivitelerden uzak durur ve yüzleşmekten kaçınabilir.

 

  1. Aşırı derecede tetikte olma: Aynı tehlikenin bir daha yaşanma ihtimaline karşı bireyler tedirginlik, öfkelenme veya ufak seslerde bile irkilme gibi duygu ve davranışlar sergileyebilir. Uyuma da ya da bir işe konsantre olmakta zorlanırlar.

 

Deprem korkusu ile başa çıkabilmek için öncelikle bireylerin bu konuda istekli ve iş birlikçi olması gerekmektedir. Yaşanılan korkunun yaratmış olduğu çaresizlik hissi kişinin stres tepkilerini artırabilir. Bu sebeple korkulan durumdan kaçınmak yerine onunla yüzleşerek kendini kontrol etmek, duygu ve düşüncelerini güvendiği kişilerle paylaşmak, günlük rutinlerini devam ettirmek korku ve kaygı duygusunun üstesinden gelebilmenize yardımcı olacaktır. 

 Tüm İzmir halkına ve ülkemize geçmiş olsun. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

Fulya Kökden Psikoloji, Psikolojik Danışma ve Rehberlik Uzm. Kl. Psk.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)