Depresyon

Yazar Nur Sena Keleş • 19 Eylül 2024 • Yorumlar:

Depresyon; ciddi kişisel, ailevi, sosyal ve toplumsal kayıplara yol açabilen, maliyeti çok yüksek olan; buna karşın doğru teşhis ve iyi tedavi ile tedavi başarısı yüksek psikiyatrik bir hastalıktır.

Çökkün duygudurum, ilgi ve istek kaybı önceden zevk veren etkinliklerden eskisi kadar zevk alamama ya da hiçbir konuya ilgi duyamama, enerji azlığı, halsizlik, hareketlilikte genel bir yavaşlama, dikkat, konsantrasyon ve bellek güçlükleri, kişinin kendisi ve çevresiyle ilgili olumsuz algılarının olması şeklinde ortaya çıkar.

Depresyon için risk etkenleri nelerdir?

Madde ve alkol kötü kullanımı

Kaygı (anksiyete) bozuklukları

Kadın olmak

Erken ebeveyn kaybı

Düşük sosyoekonomik düzey

Ayrı yaşama, boşanmış olma

İşsizlik: İşsizlik depresyonda risk etkeni olması yanında işte verimliliği azalmasının önemli nedenlerindendir.

Daha önce depresyon geçirmiş olma

Yakın zamanda önemli yaşam olayları, stres etkenleri

Kişilik yapısı

Çocukluk döneminde cinsel veya fiziksel kötü davranılma öyküsü

Bazı ilaçlar

Tıbbi hastalıklar

Hormonal değişiklikler

Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Ümitsizlik, değersizlik ve çaresizlik hisleri

Duyguları kontrol edememe

Günlük aktivitelere duyulan ilginin azalması

İştahta belirgin artış/azalış

Kiloda belirgin artış/azalış

Uyku düzeninde belirgin değişimler

Belirgin öfke ve huzursuzluk

Belirgin enerji kaybı

Kendinden nefret etme, şiddetli suçluluk duygusu

Dikkatsiz davranışlarda artış

Odaklanmakta problem

Nedeni belli olmayan fiziksel ağrılar

Depresyondaki bazı kişiler yaşadıkları durumu “derin bir boşluk duygusu” şeklinde tanımlarken bazı bireyler ise yaşam ile bağlantıları kopmuş, boş bir duygusuzluk hali şeklinde ifade edebilirler. Özellikle erkeklerde depresyon belirtileri genellikle şiddetli öfke nöbetleri ve huzursuzluk şeklinde olabilirken kadınlarda yoğun hissizlik, yaşamdan zevk alamama şeklinde kendisini gösterebilir.

Depresyona bedensel belirtiler sıklıkla eşlik eder. Çarpıntı, nefes alamama hissi, başta sıkışma hissi, uyuşma ve karıncalanmalar, ağrılar, konversif tarzda bayılmalar tabloya sıklıkla eşlik eder; hatta bunlar doktora geliş nedeni olabilir.

Uyku ve iştahta azalma, düzensizlik veya artma depresyonun öncül belirtileri arasındadır. Gürültüye kalabalığa tahammülsüzlük, küçük şeylere öfkelenme, alınganlık, öfke patlamaları depresyonda sık görülür.

Depresyon ciddi hastalık belirtilerine ve yeti yitimine sebep olduğu gibi, intihar düşüncesi ve girişimine neden olarak ölümcül sonuçlar doğurabilir.

Depresyon tanısı nasıl konur?

Depresyon psikiyatride iyi tanımlanmış ve sınıflandırılmış bir hastalıktır. Hastadan alınacak iyi bir öykü ile tanı konur. Ayrıca psikologların kullandığı bir depresyon testi bulunmaktadır.

Psikoterapi (Konuşma Terapisi)

Depresyonun hafif ve orta şiddetli formlarında en sık tercih edilen tedavi türü psikoterapi uygulamalarıdır. Psikoterapi, her hastanın durumuna ve hastalık şiddetine bağlı olduğundan ne kadar süreceği değişkenlik gösteren, haftada ortalama 1 saatlik seanslar şeklinde uygulanır. Psikoterapi uygulamaları içinde ise en sık kullanılan yöntemleri şu başlıklar altında inceleyebiliriz:

Bilişsel Davranışçı Terapi: İrrasyonel düşünce kalıplarını tespit edip ortadan kaldırmayı amaçlayan kısa süreli bir terapi türüdür.

Kişiler Arası Terapi: Kişiler arası terapi, bireylerin çevreleriyle kurdukları ilişkilerin psikolojik sağlıkları üzerinde büyük etki sahibi olduğu düşüncesi üzerine kuruludur. Kişiler arası terapide psikoterapist depresyondaki bireyin düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmesine ve dış ilişkilerini geliştirmesine yardımcı olmaya çalışır.

Psikodinamik Terapi: Kişide depresyonun altında yatan, su yüzüne çıkmamış nedenleri ortaya çıkarmayı amaçlayan, uzun süreli bir psikoterapi türüdür.

EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing): Travmatik anıları ortaya çıkarmayı hedefleyen psikoterapi türüdür.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)