Depresyon (Çökkünlük) Nedir?
Yazar Muhammed Yalçın • Psikolog • 20 Haziran 2019 • Yorumlar:
Depresyon, ileri derecede üzüntülü, bazen de hem üzüntülü hem bunaltılı bir duygudurumla beraber düşünce, konuşma, devinim ve fizyolojik işlevlerde yavaşlama, durgunlaşma ve bunun yanı sıra değersizlik, güçsüzlük, isteksizlik, karamsarlık ve küçüklük duyguları ile tanımlanan bir ruhsal bozukluktur.
Depresif hastalarda genel olarak yüz hatları belirgin, omuzlar çökük, yüz çizgileri derinleşmiş ve kişinin genel durumunda üzüntülü ve karamsar bir ifade vardır. Hastaların büyük bir kısmında özbakımları bozulmuştur. Hastaların bir kısmında konuşmazlık, durgunluk ve yavaşlama (retardasyon) görülürken, bir kısmında bir türlü dinginleşemeyen, yerinde duramayan, ileri geri yürüyen ve tedirgin bir durum (ajite) vardır.
Hafif ve orta şiddetli bir depresyonda hasta ile konuşmak, ilişki kurmak zor olmaz. Şiddetli depresyonlarda hasta alçak sesli ve yavaş konuşur. Bu yüzden bu hastalarla iletişim kurmak oldukça zordur.
Şiddetli depresyonlarda acı ve üzüntü duygularının yoğunluğunun baskın olmasından dolayı başka duyguların yaşanması engellenebilir. Mesela, ağır depresif hastaların büyük bir çoğunluğunun üzüntü ve keder dışında başka bir duygu hissedemediği, öfkelenemediği, sevdiği kişiye sevgisini gösteremediği söylenebilir.
Depresif hastaların genelinin bilinci açıktır. Ağır depresyonlarda bazen bilinç bulanıklığı olabilir ve buna bağlı olarak hasta zaman zaman unutkan olabilir. Ama bu unutkanlık bellek bozukluğu olduğunu göstermez. Çünkü aşırı üzüntü, keder ve acı insan beynini çok yıprattığı için geçici unutkanlığa sebep olabilir.
Hastaların büyük bir kısmında düşünce hızı yavaşlamıştır. Hasta kendini zor ve yavaş bir biçimde ifade eder. Depresif hastalarda genellikle algı bozukluğuna rastlanılmaz. Nadir olarak bu dönemlerinde bazı hastalar suçlayıcı ve aşağılayıcı türden varsanılar tanımlayabilirler. Ama bu genellikle geçici bir durumdur ve hastanın psikoza döndüğünü göstermez. Bunun dışında çağrışım düzeyinde başka bir bozukluk görülmez.
Hastaların bu ruhsal süreçlerdeki bozulmalarına ek olarak hastalarda psikomotor yavaşlamada görülmektedir. Bu hastaların yürümesi, konuşması ve yemesi gibi hareketleri zorlukla olur. Hastaların genelinde iştah kaybı olup, kişi birden zayıflarken, daha seyrek olarak bir kısım hasta da iştah artışı gözlenebilir ve kişi kilo alabilir. Büyük bir kısım hasta da uyku düzeni bozulmuştur. Uykuya bir türlü dalamama ve sık sık kâbus görme durumu çok sık rastlanılan bir durumdur.
Depresif hastalar affekt küntleşmesi sebebiyle aşırı üzüntülü ve kederli oldukları için cinsellikten kaçarlar. Bu dönemdeki hastaların cinsel isteksizliğine, cinsel güçsüzlük denilemez. Çünkü bu dönemsel bir durumdur. Ayrıca antidepresan ilaçlardan dolayı orgazm ve ereksiyon (sertleşme) sorunları çok sık görülebilir.