DEPRESYON NEDİR, NE DEĞİLDİR ?
Yazar Şakir Özen • Psikiyatrist • 12 Mayıs 2017 • Yorumlar:
Günlük konuşma dilinde de sık kullanılan depresyon “depression” İngilizce bir kelimedir ve Türkçe karşılığı “çöküntü, çökkünlük” demektir.Ruh sağlığı alanında çalışanlar bu kelimeyi daha geniş anlamda ruhsal bir hastalık adı olarak kullanırlar.
Bazen şöyle bir söz duyabilirsiniz “bugün depresyondayım”. Büyük ihtimalle kişi bu sözle “bugün ters giden bir şeyden dolayı sinirliyim ya da üzüntülüyüm” demek istemektedir. Psikiyatride ise biz bu sözcüğü geçici durumlar için değil, kişinin yaşama sevincini daha uzun süreli olumsuz etkileyen ve kişinin beyin kimyasıyla da ilişkili olan duygusal çökkünlükler için kullanırız.
Depresyon her millette, her ülkede, her eğitim düzeyinde ve her ekonomik düzeyde görülen bir hastalıktır. Depresyonun ortaya çıkma oranı kadınlarda erkeklerden bir kat daha fazladır. Kadınların yaklaşık %20’si hayatının herhangi bir döneminde depresyona girebilir. Depresyonu başlatan ya da ağırlaştıran çevresel stresler olabilir, fakat başlatıcı dış stres faktörü her zaman bulunmayabilir ve zorunlu da değildir. Bazı kişiler soy özelliği (genetik) olarak depresyona yatkındır. Bunların ailesinde ruhsal sıkıntı çeken bireylerin oranı toplum ortalamasından daha fazladır.
Depresyon belirtilerinden daha geniş söz edecek olursak; yaşama sevincini yitirme ve hayattan zevk almama, çevreden fark edilecek şekilde üzüntülü ve sıkıntılı bir hal içinde olma, dikkatini toplamada zorlanma, dalgınlık, hatırlama zorluğu, çabuk sinirlenme ve çabuk ağlama, kendini enerjisiz, yorgun ve bitkin hissetme, baş veya vücudun diğer yerlerinde ağrı hissetme, bir işe başlayamama, iş yapma isteğinde azalma, iştah azalması (bazen artışı), uykuya dalamama, geceleri sık uyanma, sabah erken ve yorgun uyanma (bazen aşırı uyku isteği), eve kapanma, yalnız kalma isteği, kalabalıktan ve gürültüden rahatsız olma, alınganlık, karamsarlık, umutsuzluk, olumlu şeyler düşünememe, kendini değersiz, yetersiz, yeteneksiz, suçlu hissetme, kendini çirkin görme, ölmek isteme gibi belirtiler sık görülür.
Tedavi edilmeyen depresyon birkaç hafta kadar sürebileceği gibi, birkaç ay, birkaç yıl ya da daha uzun süre de devam edebilir. Bu hastalığın ağırlık derecesi kişiye göre değişir. Bazılarında hafiftir ve kişinin günlük yaşamı hafif düzeyde etkilenir, çevresindeki kişilerce pek fark edilmez. Bazılarında orta, ağır ya da çok ağır şiddette olabilir ve mutlaka ayaktan ya da hastaneye yatırılarak tedavisi gerekir.
Depresyon sürecinde en korktuğumuz şey kişinin canına kıymasıdır (intihar). Bazen çok ağır durumlarda (psikotik özellikli depresyon) kişi önce yakınlarını sonra kendisini öldürebilir yada öldürmeye teşebbüs edebilir.
Depresyon büyük ölçüde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavide hastanın ihtiyacına göre çeşitli ilaçlar verilir. Ayrıca EKT (şok tedavisi), gün ışığı tedavisi, uğraş tedavileri, psikoeğitim, aile terapileri, çeşitli psikoterapiler ve sosyal tedaviler de uygulanır.
Tedavi olmaya karar veren hasta ve hasta yakınlarının önünde ilaçlarla ilgili düşünce planında bazı engeller vardır. Bunların başta gelenleri; ilaçların bağımlılık yapacağı, ömür boyu ilaca bağlı kalınacağı, ilaçların uyutucu-uyuşturucu olduğu vb. düşüncelerdir. Bunların aslı astarı yoktur, söylentilerden ibarettir. Bu tür söylentileri önemseyip tedavisiz kalmak her zaman hasta ve hasta yakınlarının aleyhine olmaktadır. Hayata daha pozitif ve daha güzel bir pencereden bakmak mümküm diyerek bu yazıyı bitirelim.