Depresyona Yatkınlık
Yazar Nurten Özüorçun Küçükertan • Psikolog • 19 Ocak 2017 • Yorumlar:
Depresyona yatkınlıkta çocukluğun ciddi etkileri ve çocukluk döneminde arzulanıp elde
edilemeyen sevgi nesnesi ve bununla ilgili gelgitli öfke-sevgi çatışmaları, sonucunda da
yoğun ve içinden çıkılamaz suçluluk belirgindir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan ve
çocuğun kendi değeriyle ilişkilendirdiği hayal kırıklıkları ve bununla ilişkili olarak öz-değer
algısında ciddi yaralanmalar mevcuttur. Bu da kişilerin kendilerini iyi hissettikleri dönemler
olsa bile, çözümlenmediği sürece, bazı tetikleyicilerle bu yaraların bir anlamda tekrar
canlanması ve kişinin yetersizlik, terk edilmişlik, anlamsızlık algılarıyla beraber yoğun
değersizlik içerisinde depresyona yaklaşmasına neden olur.
Ayrıca depresyonda bastırılmış ve/veya yanlış kaynaklara yönlendirilmiş öfkeler mevcuttur.
Fakat bu öfkeler uygun şekilde yaşanamadığı için ya hayatın kendisine yönlendirilip hayattan
neredeyse nefret etme boyutunda kendini gösterir, ya da kişinin kendisine yönlendirilir ve kişi
sürekli kendini suçlar, eleştirir, hatalarını arar ve en ufak bir hatasını bulduğu anda kendisini
acımasızca eleştirmeye ve hatta yıpratmaya başlar. Bir anlamda hayal kırıklıklarına bağlı
öfkeler de üzüntüye dönüştürülür ve kişinin hüznü ele alamayacağı boyutta kat kat artmış
olur.
Böyle bir depresyon yatkınlığı olduğu ve bu ele alınmadığı sürece kişinin hayatı boyunca
farklı durum ve olgularla tetiklenecek ve kişiyi ve etrafındakileri zorlamaya ve yıpratmaya
devam edecektir. Bu durumda yapılması gereken bu konuda uzman bir psikoterapistten
kaliteli bir psikoterapi hizmeti almaktır. Böylece depresyona yatkınlık kişinin en savunmasız
olduğu alandan çıkıp kişinin en iyi yönetebildiği ve en donanımlı olduğu tarafı olacaktır.
Böylece kişi depresyonunun tekrarlamasından korkmak yerine kendini bu alanda çok daha
güçlü, kontrollü ve sonuç olarak da kişinin depresyon yatkınlığı kendini özgüvenli
hissedebildiği bir tarafı halini alacaktır.
Depresyon her ne kadar yaygınlıkla kullanılan bir terim halini aldıysa ve sıradan bir
durummuş gibi görülse de aslında ciddi bir rahatsızlıktır ve tedavi gerektirir. Hatta ileri
durumlarında kişiyi intihara kadar götürebilir. Bu nedenle depresyonun diğer doğal üzüntü
hallerinden ayrıştırılarak belirlenmesi ve tedavi edilmesi gereklidir.