Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Yazar Sümeyye Sağlam • 15 Kasım 2024 • Yorumlar:
DEHB, aşırı hareketlilik, dikkatsizlik ve dürtüsellik belirtilerinin olduğu çocukluk çağında çok fazla görülen psikiyatrik bir bozukluktur. Ömür boyu süren bir bozukluktur ve tedavi ile belirgin düzelmeler olabilir. Tedavi edilmediğinde ise yetişkinlik döneminde sorunlara neden olabilmektedir. DEHB kişinin bilişsel sosyal ve davranışsal yönden çevresindekilerle olan ilişkilerinde, okul ortamında ve akademik başarısında olumsuz etkilenmesine sebep olabilir.
DSM-IV’e göre DEHB’in 3 farklı alt tipi vardır;
-
Dikkat eksikliğinin ön planda olduğu tip
-
Hiperaktivite- impulsivitenin ön planda olduğu tip
-
Kombine tip
Aşırı hareketlilik; çocukluk çağında hareketlilik normaldir fakat bu çocuğun günlük işleyişine zarar veriyorsa ve çevresinde bir sorun oluşturuyorsa aşırı hareketlilikten bahsedebiliriz.
Dürtüsellik; çocuğun aceleci davranması, sırasını bekleyememesi, söz kesmesi gibi işlevselliğini bozan durumlar dürtüsellik olarak adlandırılır.
Dikkatsizlik; çocuğun dikkatini bir yerde toplayamaması veya dikkatini toplamada güçlük çekmesi, dışarıdan gelen herhangi bir uyaranda dikkatinin hemen dağılması, sorumluluklarını yerine getirmemesi ve sık sık bir şeyleri kaybetmesi durumunda dikkatsizlikten bahsedebiliriz.
Belirtiler;
Çocuğun okul ortamında, ev ortamında ve arkadaş çevresinde sorunları sıktır. Verilen görevleri ve sorumlulukları yerine getirmede zorlanırlar, dikkatlerini belli bir yere toplayamazlar ya da hemen dikkatleri dağılır. Karşısındaki kişi ile konuşurken iletişim kurmakta zorlanırlar dinlemiyormuş gibi gözükürler. Düzensiz olurlar ve eşyalarını sık kaybederler. Yerlerinde duramazlar, oturmakta zorlanırlar. Çok konuşurlar, konuşmaları yarıda kesip hemen cevap verirler. Sıra beklemekte zorlanırlar, sessiz sakin oyunlar oynamakta güçlük çekerler. Uzun süre zihinsel çaba gerektirecek bir işte zorlanırlar yapmak istemezler.
DSM-V’e göre; DEHB olması için en az 6 aydır olması gerekir ve kişinin günlük hayat işlevselliğinde bozulmalar olması ve hayatının en az 2 alanında olumsuz etkilemesi gereklidir. Kişide başka bir zihinsel bozukluk olmamalıdır.
DEHB, erkeklerde kızlara göre daha fazla görülmektedir. Kızlarda DEHB sıklıkla dikkatsizlik ve kaygı sorunları nadir olarak da davranış sorunlarının eşlik ettiği bir süreç iken erkeklerde ise yıkıcı davranış bozuklukları daha fazla eşlik ettiği için kliniğe getirilme oranları daha yüksektir. Yetişkinlerde bu oran çocuklara göre daha azdır. Çünkü yetişkinlik döneminde hastalığın tanısını koymak çocukluk çağına göre daha zor. Nedenlerinden birine bakacak olursak DEHB belirtilerinin 7 yaşına kadar başlamış olması zorunluluğunun olmasıdır. Bu konu uzmanlar arasında 7 yaşından sonra belirti gösterenlerin tanı dışında kalması konusunda sorgulanmaktadır. Yetişkinlerde DEHB belirtileri; iç huzursuzluk, düşünmeden konuşma, sorumluluk ve iş takibi yapamama, fazla konuşup konuyu dağıtma, sosyal ilişki sorunları, hareketsiz duramamak ve hazzı erteleyememek olarak görülebilir.
DEHB nedenleri;
DEHB’in tam olarak nedenleri bilinmiyor. Biyolojik, psikolojik ve sosyal çevrenin DEHB’e yol açtığı düşünülmektedir. Genel ortak görüşlere bakacak olursak; doğum anında, genetik etkenlerle, annenin hamilelik dönemindeki psikolojik durumu ve kullandığı sigara sonucu, doğumda gelişen komplikasyonlar sonucu, sosyoekonomik düzey, ihmal, istismar ve olumsuz yaşam koşulları sonucudur.
Tanı koyma süreci; bu süreçte test ve ölçeklerin yanında çocuğun ailesinden, okulundaki öğretmenlerinde ve çevresindeki kişilerden bilgi toplamak oldukça önemlidir. Bu doğru tanının konabilmesi adına çocuk geniş bir değerlendirmeye alınır. Ailenin konuşacakları konular doğrultusunda bu bilgi alma işlemi duruma göre çocuğun yanında ya da o olmadan alınabilir. Ayrıca aşırı hareketli olan çocuklar bunu bi ceza olarak algıladıkları için doktorun yanında sakin kalabilirler.
Tedavi Yöntemleri; DEHB’de ilaç tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır fakat hastalık kişinin birçok alanda hayatını etkilediği için bütüncül olunmalıdır. Kişinin çevresiyle olan ilişkisini, davranışlarını ve bilişlerini çözüme ulaştırmada psikoterapi ve psikososyal tedaviler önemlidir. Bunun yanında hem çocuğun karşılaştığı sorunlara çözüm bulabilmesi adına sosyal beceri eğitimi hem de ailesinin bu konu hakkında bilgilendirilip uygun baş etme becerileri geliştirmeleri adına aile eğitimi vermek önemlidir.