Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan Çocukların Ailelerinde Görülen Psikolojik Sorunlar
Yazar Özge Devezer Uslu • Psikolog • 6 Eylül 2018 • Yorumlar:
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) aşırı hareketlilik, dikkati sürdürmede güçlük ve yetersiz dürtü kontrolü gibi ana belirtilerin gözlemlendiği bir durumdur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun görülme sıklığının, çocuk nüfusuna bakıldığında %3-5 arasında olduğu bildirilmiştir.
Ülkemizde yapılan bir çalışmada dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun yaygınlığı %5 olarak bulunmuştur ve erkek çocuklarda daha sık görülür. Yakın bir zamana kadar dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, sadece çocuk ve ergenlere özgü bir durum gibi görülse de artık yetişkinlik döneminde de görülebileceği konusunda araştırmalar vardır. Hatta genetik yatkınlık ve ailede dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu öyküsü, çocukluk çağındaki teşhislerde önemli rol oynar.
Yapılan araştırmalara göre, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ailelerinde depresyon ve anksiyete (kaygı) belirtilerinin görülme sıklığı yüksek orandadır. Bunun yanı sıra, “panik atak” olarak bilinen panik bozukluk ve agorafobi (halka açık yerlerde bulunmaktan, açık alanda bulunmaktan korkmak) belirtileri de bu ailelerde yüksektir. Panik bozukluk, Anksiyete bozukluklarından biridir. Anksiyete bozukluğu olan anne babaların çocuklarında, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı daha fazladır.
Yapılan araştırmalar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ailelerinde görülen en yaygın hastalığın panik bozukluk olduğunu gösterir. Fakat genel olarak diğer anksiyete bozukluklarına sahip bireylerin çocuklarında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun daha sık görüldüğünü gözler önüne serer.
Depresif belirtiler taşıyan ebeveynler ve dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar arasında anlamlı bir ilişki vardır. Bununla beraber dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ailelerinde zamanla gelişen bir alkol ve madde kullanımı da zaman zaman görülür. Bu durum bağımlılık boyutunda değildir fakat bazı aileler tarafından sağlıksız bir başa çıkma yöntemi olarak kullanılır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar, dikkatlerini ve motor becerilerini arttırabilmek, dürtülerini kontrol edebilmek ve akademik başarılarını arttırabilmek için yoğun çaba sarfedebilirler. Anne ve babaların da psikolojik olarak sağlıklı bireyler olabilmesi, çocuklara oldukça yardımcı olacaktır. Günümüzde anksiyete (kaygı) seviyesi oldukça yüksektir, depresif belirtilerin varlığı da fazladır. Bunun sebebi pek çok stresöre yani strese sebep olan olaya maruz kalmaktır.
Depresyon ve anksiyeteden önce, en basit haliyle stresle başa çıkmak için çeşitli mekanizmalar geliştirmek oldukça önem taşır. Çocuklara yardımcı olmak isterken kendimizi ihmal etmememiz gerekir. Sosyal destek (aile, arkadaşlar, yakın ilişki kurulan diğer kişilerin varlığı), egzersiz ve sağlıklı yaşamı benimsemek stresle başa çıkmaya fayda sağlar. Psikolojik destek almak da sağlıklı bir yaşam sağlar. Çocuklara sorunlarında yardım edebilmek için bizlerin de fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olmamız gerekir. Unutmayın, uçaklarda bile bir kaza esnasında hayatta kalabilmek için oksijen maskesini önce yetişkin kendine takar, sonra çocuğuna takar. Aileler sağlıklı olursa çocuk daha da sağlıklı bir birey olur.