Dil ve Konuşma Bozukluklarında Teleterapi
Yazar Berna Demirkan Kırımtay • Dil Ve Konuşma Terapisti • 16 Temmuz 2020 • Yorumlar:
Teleterapi ‘’dil, konuşma, ses, yutma değerlendirmesi ve müdahalesini telekomünikasyon teknolojisi kullanarak uzaktan gerçekleştirmek’’ şeklinde tanımlanmaktadır. Video konferans yoluyla görüşme en geçerli teleterapi hizmetidir. Dil ve konuşma terapisinde teleterapi hizmeti bir süredir mevcut olsa da danışan/hastaların hizmete olan olumsuz yargıları nedeniyle etkili bir müdahale aracı olarak kabul görme oranı sınırlı kalmıştır. Ancak COVID-19 pandemisiyle birlikte uzaktan eğitimler gibi uzaktan terapi de bir gereklilik haline gelmiştir. Bu hizmetten faydalanabilecek bireylerde olması gereken bazı özellikler vardır. Bu özelliklerin bir kısmı terapi alan bireyde kaçınılmaz iken, bazı durumlarda çocuk ya da yetişkin bireylerin ebeveyni ya da bakım vereninden destek talep edilmektedir.
- Görme ve işitme gibi duyusal özellikler,
- Ekran karşısında oturmak için fiziksel dayanıklılık ve gerektiğinde klavye, fare vb. kullanımı için el becerisi gibi fiziksel özellikler,
- Kamera karşısında oturabilme ve ekstra hareketleri azaltabilme, dikkatini koruyabilme gibi davranışsal özellikler,
- Bilişsel işlevsellik,
- Teleterapi hizmeti alma konusundaki isteklilik gibi motivasyonel özellikler,
- İşitsel anlama, okuryazarlık, konuşma anlaşılırlığı gibi iletişimsel özellikler,
- Bilgisayar vb. gibi teknolojiye erişim ve kullanılabilirlik, teleterapi için uygun ortam (dikkat dağınıklığı az olan sessiz bir oda), teknolojik sorunları gidermede destek kaynakları dikkate alınması gereken noktalardır.
Yapılan çalışmalar ışığında çeşitli dil ve konuşma bozukluklarının değerlendirilmesi ya da terapisinde teleterapi yoluyla hizmet verilebileceğini söylemek mümkündür. Değerlendirme ve terapinin yanı sıra ebeveyn ya da bakım verenlere danışmanlık vererek eğitilmesi ve müdahale sürecine daha fazla dahil edilmesi de önemlidir. Çocuklarda daha çok konuşma sesi bozuklukları, kekemelik, gecikmiş dil-konuşma, otizm ve nörogelişimsel bozukluklar ve beslenme bozuklukları; yetişkinlerde ise afazi (nörojenik kökenli dil kaybı), dizartri (kas güçsüzlüğüne bağlı konuşma bozukluğu), ses ve yutma bozuklukları gibi alanlardaki çalışmalara rastlanmaktadır. Teleterapi yüz yüze müdahalenin yerine geçmesi mümkün olmasa da hizmete ulaşılabilirlik, hasta/danışanın alanında uzman terapistle buluşabilmesi, maliyet olarak daha uygun olması, kayıt alabilme imkânı, dijital ortamda kolayca ulaşılan materyaller gibi avantajlarının olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuk ya da yetişkinin terapiye olan ihtiyacı ve teleterapiye uygunluğuna dil ve konuşma terapisti değerlendirme sonrası karar verecektir.