DIR FLOORTİME Nedir?
Yazar Perihan Dumanlar • 8 Kasım 2024 • Yorumlar:
DIR modeli, "Developmental, Individual-differences, Relationship-based" (Gelişimsel, Bireysel farklılıklar ve İlişki temelli) modelinin baş harflerinden oluşur ve her harfi ayrı ayrı okunur (D.I.R.). Dr. Stanley Greenspan tarafından, insan gelişimini anlamak için temel bir çerçeve sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Doğumdan itibaren başlayan ve yaşam boyu devam eden sosyal-duygusal gelişimin kritik rolünü açıklar. Aynı zamanda, her bireyin dünyayı nasıl farklı algıladığını ve etkileşim kurduğunu anlamamıza yardımcı olan bir çerçeve sunar. Model, gelişimi harekete geçirmek için ilişkilerin ve duygusal bağların gücünü vurgular. "D"(gelişim) ve "I”yı (bireysel farklılıklar) derinlemesine anlayarak, "R"yi (ilişki temelli) kullanarak sağlıklı gelişimi teşvik edebilir ve her çocuğun ve bireyin potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olabiliriz.
DIR, insan gelişimi bilimine dayalıdır ve bazen oldukça teknik bir dil kullanabilir. Ancak, aynı zamanda çok basittir; bağlantılar, anlayış, sevgi, iletişim ve katılım oluşturan, saygılı bir şekilde sağlıklı gelişimi teşvik eden bir yoldur.
DIR modelinin hedefleri, yalnızca becerilere ve izole davranışlara odaklanmak yerine sosyal, duygusal ve entelektüel kapasite için sağlıklı temeller oluşturmaktır.
-
Gelişimsel (D), bireyin nerede olduğunu ve nereye yöneldiğini anlamamızı sağlar. Her bireyin kendi gelişimsel yolculuğunda saygı duyulması ve rehberlik edilmesi için alan yaratmayı ifade eder.
-
Bireysel Farklılıklar (I), her bireyin dünyayı nasıl aldığını, düzenlediğini, yanıt verdiğini ve anladığını tanımlar.
-
İlişki Temelli (R), ilişkilerin gelişimimizi nasıl harekete geçirdiğini ifade eder. İnsanlar sosyal varlıklardır ve ilişkiler insan gelişiminde kilit rol oynar. DIR, bu ilişkilerin ana duygusal yönünü kullanarak gelişimi teşvik eder.
DIR modelini anlamak, tüm çocuklarda sağlıklı gelişimi teşvik etmemize yardımcı olabilir, ancak özellikle otizm spektrumundaki çocuklar veya diğer gelişimsel ya da duygusal zorlukları olan çocuklara yardımcı olmada güçlüdür.
DIR Floortime yaklaşımı; çocuğun bilişsel, sosyal, duygusal ve dil gelişimini desteklemek için karşılıklı etkileşime dayanır. Her çocuğun bilişsel ve duygusal gelişiminde altı gelişimsel dönüm noktası vardır.
Regülasyon (0-3 Ay):
Bebekler, bu dönemde görme, işitme, dokunma, hareket etme ve tat alma gibi duyuları kullanarak sakin kalabilme becerisi geliştirirler. Bu duyusal uyaranlar, çevrelerine uyum sağlamaları için önemlidir.
Birliktelik Sağlama (2-7 Ay):
Bu dönüm noktasında ustalaşmak aynı zamanda motor, bilişsel ve dil becerilerini de güçlendirir. Bebek, ister göz temasıyla, ister sokularak olsun, ebeveynin yüzünü ve dokunuşunu aramak için vücudunu kullanmayı öğrenir. Tanıdık nesneler ve yüzler için dünyasını taramayı ve onlara 30 saniye veya daha fazla dikkat etmeyi öğrenir. Konuşmanın sesini ve kaynağını, özellikle de ebeveynlerinin konuşmasını tanımayı öğrenir.
Tüm bu beceriler, daha sonraki hareket etme, düşünme ve konuşma kapasitesi için bir temel sağlar. Yakınlığı öğrenmek zorunda olanlar sadece bebekler değildir. Çocuğun yaşı ne olursa olsun, ebeveynlerin sabırlı çalışmaları, çocuğu yakınlaşmaya çekmeye yardımcı olabilir.
İki Yönlü İletişim Kurabilme (3-10 Ay):
Bu dönemde bebekler, jest, ses çıkarma ve yüz ifadeleriyle 3 veya daha fazla iletişim çemberi kullanarak iki yönlü iletişim kurmayı öğrenirler.
Bir bebek annesine gülümsediğinde o da ona gülümser, babasına uzandığında babası karşılık verir. Bebek ve bakıcısı için iletişim başlar. Bu diyalogları açılıp kapanan iletişim zincirleri olarak düşünebiliriz. Bebek dünya üzerinde etkisi olduğunu ve eylemlerinin bir sonuca yol açacağını anladıkça aktif olarak bir şeyler yapmayı seçen birine dönüşür. Deneyimler arttıkça çıkarım yapar. İki yönlü iletişimdeki bu temel deneyimler olmadan çocuklar temel bir amaçlılık duygusu oluşturamazlar.
Kompleks Sosyal Problem Çözme Davranışlarının Organizasyonu (9-18 Ay):
Çocuklar iki yönlü iletişim kurmaya başladıktan sonra, iletişim zincirlerinin sayısı ve karmaşıklığı artar. Çocuk ilk kez isteklerini ifade etmek için jestleri birbirine bağlayarak karmaşık düşüncelerini iletebilir. Örneğin kardeşi oyuncağını aldığında ağlamak yerine vurup tekmeleyebilir, oyuncağı kapmaya çalışabilir. Hayal kırıklığına uğradığında anne babasına özlemle bakabilir, ardından affetmeyerek soğuklukla cezalandırabilir. Bu aşamada çocuklar bu derin duygularını duygusal işaretler veya uzlaşma yoluna giderek düzenlemeyi öğrenir. Artan jest dağarcığı ona kendini ifade etmesi için fırsatlar sunar, ifade gücüyle yaratıcılık başlar. Çocuğun kişiliği ortaya çıkar “benlik algısı “ daha karmaşık hale gelir.
İletişim güçlükleri genellikle ilk olarak konuşma eksikliğinden önce bu seviyedeki problemlerden kaynaklanır. Karmaşık jestlerle yapılan konuşmalar yoluyla kendini ifade etme yeteneği, çocuğun motor ve motor planlama becerilerini geliştirir.
Düşüncelerin Temsil Edilmesi (18-48 Ay):
Bu aşamada çocuk, fikirlerini oyun yoluyla ifade etmeye başlar. Oyuncakları kullanarak hikayeler oluşturur, sembolleri ve kelimeleri kullanarak niyetlerini belirtir.
Fikir yüklü oyun ve sözcüklerin genişletilmiş kullanımı yoluyla çocuk simgelerin bir şeyleri temsil ettiğini öğrenir.
Bebeğini yıkadığı “boş kutu”, küvet için bir semboldür.
“Banyo” kelimesi küvetteki etkinliğin simgesidir.
“Deli” kelimesi içinde patlayan duygunun simgesidir. Her sembol çocuğun ilgilendiği somut şeyin, etkinliğin veya duygunun soyutlamasıdır.
Bunun sonucunda fikirlerini kendi ihtiyaçlarını kullanmak için manipüle eder. Annesi odada olmadığında görebilir, duyabilir ve hissedebilir. Susadığında, annesinin ne istediğini bileceğini ummak yerine meyve suyu hakkında düşünebilir ve “Anne, meyve suyu” diyebilir.
Soyut Düşünme (3-4 Yaş):
Çocuklar soyut düşünmede 3-4 yaş civarında ustalaşmaya başlar.
Bu kapasitede zorlanan çocuk mekaniktir. Drama yaratmaz. Davulu görür onu çalarken bir anda bebeği görüp giydirmeye başlar. Cümleler kursa da birbiriyle ilişkisiz ve mantıksızdır. Bebeği kaydırağa koyup, “Bebek aydan atlıyor.” diyebilir. O gün ne yaptığını sorduğunuzda “Bacada su var.” diyebilir. 3-4 yaşındaki çocuğun parçaları birbirine bağlayabilmesi gerekir. Çocuk oyun sırasında çay partisi verir, arkadaşlarını çağırır, masa kurar, davetiye hazırlar.
Duyguları ifade eder. “Annem giderse korkarım.”
Kendi duygularının başkaları üzerinde etkisi olduğunu anlar. “Eğer sinirlenir ve vurursam, babam sinirlenir.” Ne, ne zaman ve neden sorularına cevap verebilir.
Uzay ve zaman kavramlarını anlar. “Eğer bugün arkadaşıma vurursam yarın o da bana vurabilir.”