Dissosiyatif (Çözülmeli) Bozukluklar

İnsan zihni, koordineli ve bütünsel olarak sistematik bir şekilde çalışmaktadır. Sistemli biçimde çalışan zihin, travmatik yaşam olayları karşısında zamanla bilinçli farkındalık düzeyini kaybederek rahatlamaya ve kendisini korumaya ihtiyaç duyabilir (Öztürk, 2017; Öztürk, 2020; Şar, 2013). Böylesi durumlarda zihin, kelime anlamı ayrışma veya çözülme olan dissosiasyon geliştirerek anormal bir biçimde çalışmaya başlayabilir. Söz konusu çalışma biçimine sahip bir zihnin ise dissosiyatif bozukluk yaşadığı söylenilebilir (Balcıoğlu ve Balcıoğlu, 2018; Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

Dissosiyatif bozukluklarda bireyin zihni, hafıza, bilinç, kimlik bilgisi ve çevrenin algılanması noktasında bir kayıp yaşamaktadır. Fiziksel olarak beyin hasarı olmamasına karşın söz konusu kaybın temel sebebi psikolojiktir (Özden, 2018). Örneğin, yakın zamanda veya çocukluk döneminde ciddi düzeyde travmatik bir olay yaşamış (taciz, tecavüz, savaş, deprem, ani ölüm vb.) bir birey, dissosiyatif bozukluk yaşayabilir (Öztürk, 2017).

Bireyin yaşayabileceği dissosiyatif bozukluklar The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-5’e (DSM-5) göre beş başlık altında ele alınmıştır. Bunlar; Dissosiyatif Amnezi (Dissosiyatif Füg içinde), Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, Depersonalizasyon/Derealizasyon, Tanımlanmış Diğer Bir Çözülme Bozukluğu ve Tanımlanmamış Çözülme Bozukluğudur.

1. Dissosiyatif Amnezi

Bu bozuklukta, bireyde travmatik etki yaratabilecek önemli kişisel bilgiler (isim, anne-baba adı, iş, ikametgah vb.) sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak düzeyde hatırlanmaz. Söz konusu bilgiler tamamen, yitirilmemekte, sadece amnezi süresince hatırlanmamaktadır. Buna karşın bireyin, okuma, yazma, konuşma gibi becerilerinde herhangi bir bozukluk görülmez (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

1.1. Nedenleri

Dissosiyatif Amnezi yakın dönemde yaşanılan travmatik yaşam olayının yanı sıra özellikle çocukluk çağı travmaları ile yakından ilişkilidir. Bireyin maruz kaldığı cinsel istismar, savaş ve doğal afetler özellikle sıkça karşılaşılan nedenler arasındadır. Bu travmatik yaşantıların haricinde stresli mesleğe sahip olan bireylerde de dissosiyatif amneziye sıkça rastlanılabilmektedir (Öztürk, 2020).

1.2. Yaygınlık-Tedavi

Dissosiyatif Amnezi’nin yaygınlığı toplumda genelinde %7 olarak bulunmuştur. Dissosiyataf Amnezi tedavisinde iyileşme, amneziye neden olan stres faktörüyle ve oluşan ikincil travmalarla yakından ilişkilidir. Destekleyici yaklaşımlarla çoğu vakalarda bir anda iyileşme görülebilir. Hipnoz ve amobarbital görüşmeler (ilaçla psikoterapi) başarıyla kullanılmaktadır (Şar 2013).

2. Dissosiyatif Füg

Dissosiyatif Füg DSM-5 kitabında Dissosiyatif Amnezi başlığı altında yer almaktadır. Dissosiyatif Füg bozukluğunda birey, geçmişini ve kimliğini unutarak anormal bir biçimde birden evinden, işinden ayrılarak yaşadığı yerden çok uzaklara seyahat eder. Burada kendisine yeni bir kimlik edinerek yeni bir yaşam kurma girişimde bulunur. Birey, füg öncesi yaşamına tekrar geri döndüğünde füg esnasındaki yaşamını hatırlamayabilir. Dissosiyatif Füg yaşayan bireylerde, depresyon, kaygı, utanç, suçluluk, intihar ve saldırganlık gibi durumlarla sıkça karşılaşılmaktadır (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

2.1. Nedenleri

Dissosiyatif Füg; doğal afet, savaş, aile içi sorunlar, kişisel reddedilme, başarısızlık, maddi sorunlar, ani ölüm ve istismar sonucunda bireyin yaşadığı travma neticesinde ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra alkol veya madde kullanımı, epilepsi ve depresyon dissosiyatif fügü tetikleyen bazı etmenlerdendir. Borderline, şizoid, histrionik gibi kişilik bozukluklarının da füge yatkınlık sağlamaktadır (Şar, 2013).

2.2. Yaygınlık-Tedavi

Dissosiyatif Füg’ün yaygınlığı %0.2 olarak bulunmuştur (Şar 2009). Dissosiyatafi Füg tedavisinde iyileşme, füge neden olan stres faktörüyle ve oluşan ikincil travmalarla yakından ilişkilidir. Destekleyici yaklaşımlarla çoğu vakalarda bir anda iyileşme görülebilir. Hipnoz ve amobarbital görüşmeler (ilaçla psikoterapi) başarıyla kullanılmaktadır (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

3. Dissosiyatif Kimlik bozukluğu

Dissosiyatif bozukluklar içerisindeki en ağır ve kronik bozukluktur. Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu’nda (DKB), en az 2 kişiliğin ya da birbirinden farklı kimliğin bulunması durumu söz konusudur (Steinberg, 1994, akt. Butcher, Mineka ve Hooley, 2013). Burada her bir kimliğe ‘’alter’’ denilmektedir. Her bir kimliğin yaşam öyküsü, kişisel özellikleri, düşünce biçimi, davranış özellikleri birbirinden farklılık göstermektedir. Alterler arası geçiş olduğunda bir önceki kişiliğe ilişkin kişisel bilgiler hatırlanmaz (Şar, 1998).

3.1. Nedenleri

DKB çocukluk çağı ruhsal travmaları ile ilişkilidir. Günümüzde DKB, çocukluk çağı kötüye kullanımına bağlı kronik ve karmaşık bir travma sonrası dissosiyatif psikopatoloji olarak kabul edilmektedir (Şar, 2010). 

3.2. Yaygınlık-Tedavi

Dissosiyatif Kimlik bozukluğunun yaygınlığı genel popülasyonda %1 olarak bulunmuştur (Şar 2013). DKB tedavisi için genel psikoterapi kuralları ve müdahaleleri geçerli olmakla birlikte, DKB’ye özgün teknikler de vardır. Bunlardan en sık kullanılan 5 tanesi; alterlerle konuşma, haritalandırma, gerçekliğe oryantasyon, yuvarlak masa tekniği ve birleştirme ritüelleridir. DKB tedavisinde rahatsızlığın psikopatolojisini tedavi eden ilaç yoktur. Ayrıca travmatik anılar için Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) ve hipnoz kullanılabilir. DKB’de tedavi 3 aşamadan oluşur:

1. İlk aşamada tanı konulur. Kişiyi hastalık hakkında eğitme, alter siteminin tanınması ve stabilizasyonun sağlanmasından oluşur.

2. İkinci aşamada, bölünmeye neden olan travmatik anılar üzerine çalışılır.

3. Üçüncü aşama ise, alterlerin birleştirilmesi anlamına gelen entegrasyon ve yeniden bölünmeme çalışmasından oluşur (Yanık, 2017).

4. Depersonalizasyon(Kendine Yabancılaşma) / Derealizasyon(Gerçekdışılık)

Depersonalizasyon bozukluğunda birey, kendini bedeninden ayrılmış ve kendine dışarıdan bakıyormuş gibi hisseder. Depersonalizasyon bozukluğunda bireyde kendine ilişkin gerçeği değerlendirme becerisi körelmiştir. Öte yandan Derealizasyonda bozukluğunda ise bireyin, çevreye ilişkin gerçeği değerlendirme becerisi körelmiştir. Depersonalizasyon ve derealizasyon bazen tek tek bazen de ikisi birlikte görülebilmektedir (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

4.1. Nedenleri

Genellikle travmatik veya stresli yaşam olaylarının ardından ortaya çıkmaktadır. Bunun yanı sıra temporal lob korteksinin elektriksel olarak uyarılması ve beyin tümörleri ya da epilepsi durumlarında da Depersonalizasyon bozukluğu oluşabilir (Butcher, Mineka ve Hooley, 2013).

4.2. Yaygınlık-Tedavi

Depersonalizasyon’un yaygınlığı %2.4 olarak bulunmuştur (Şar 2013). Depersonalizasyonun tedavisinde etkili olan bir ilaç bilinmemesine karşın tedavide ilaç kullanımı diğer belirtilere yöneliktir. Bunun yanı sıra psikoterapisi bağlamında da yeterli bilgi mevcut değildir. Fakat dinamik psikoterapi, hipnoz ve davranış tedavisi üzerinde durulmaktadır. Travmatk durumlara yönelik taşırma ve sistematik duyarsızlaştırma önerilmektedir. Depersonalizasyon, panik atak, depresyon, şizofreni gibi hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkmışsa öncelikle bu hastalıkların tedavi edilmesinde fayda görülmektedir (Öztürk, 2020).

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yazar

M. Soner Akkaya Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Pedagoji, Aile Danışmanlığı Uzm. Psk. Dan.

Randevu al Profili görüntüleyin

Yorumlar: (0)

Yazar

M. Soner Akkaya

Psikolojik Danışma ve Rehberlik, Pedagoji, Aile Danışmanlığı Uzm. Psk. Dan.

Randevu al