DİYABET CERRAHİSİ VE METABOLİK CERRAHİ
Yazar Cemal Kara • Genel Cerrah • 8 Kasım 2017 • Yorumlar:
Metabolik sendrom, özellikle gelişmiş ülkelerde artan ciddi bir sağlık problemidir. Sosyo ekonomik düzeyin artışıyla beraber beslenmede hazır gıdaların oranının artışı hazır gıdaların tüketimini ve daha hareketsiz yaşamı getirmiştir. Böylelikle bir dizi metabolik sorunun bir arada görülme sıklığı da artmaya başlamıştır. Bu sorunlar bel çevresi ölçüsünün artışıyla beraber şeker metabolizması, yağ metabolizması bozuklukları ve kan basıncındaki yükselme şeklinde olup “Metabolik Sendrom” olarak tanımlanır. ABD’de metabolik sendrom sıklığı genel olarak % 21.8 olup, artan yaşla beraber bu oran % 43.5’e kadar ulaşmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2005 yılında toplam 58 milyon ölümün %30’unun (yaklaşık 17.500.000 ölüm) kalp damar sistemi ve beraberindeki hastalıklardan kaynaklandığı belirtilmektedir. 2020 yılında bu oranın % 36’ya ulaşacağı öngörülmektedir. Toplumumuzda da bölgelere göre farklılıklar olmasına rağmen, metabolik sendrom sıklığı özellikle kadınlarda yüksektir. Metabolik sendromlu kişilerde metabolik sendromu olmayanlara göre gelecekte tip 2 diyabet gelişme riski 5 kat, aterosklerotik kardiyovasküler hastalık gelişime riski ise 2 kat daha fazladır. Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, polikistik over sendromu, uyku apne sendromu, safra taşı, gastroözofageal reflü, depresyon ve astım da metabolik sendromla ilişkili tablolar arasında sayılmaktadır. Kan şekeri yüksekliği, hipertrigliseridemi, HDL kolesterol düşüklüğü, hepatik transaminaz yüksekliği, hiperürisemi, mikroalbüminüri gibi klasik bulgular yanında CRP ve plazminojen aktivatörü inhibitörü-1 yüksekliği de görülebilmektedir. Erken dönemdeki hastalar egzersiz ve diyet programlarından fayda görebilirler. Fakat fazla kilosu olan ya da diyet ve egzersiz ile başarılı sonuç alamayan hastalarda cerrahi tedaviler düşünülmelidir. Kimlere Metabolik Cerrahi Uygulanır ? Halk arasında şeker hastalığı ameliyatı olarak da bilinen metabolik cerrahi ameliyatı; obezite hastalarında metabolik sendrom varsa, yine obezite hastası olmasa bile tip 2 diyabert hastalarına uygulanmaktadır. Bu işlemlerde midenin gıda alımı azaltılmakla beraber ince barsakların bir kısmının devre dışı kalması ile beraber sağlanan hormonal değişikliklerden faydalanılır. Bazı hastalarda sadece obezite cerrahisi yeterli olmaktadır. Fakat özellikle tip 2 diyabet varsa metabolik cerrahi daha uygundur. Bu maksatla klinik pratikte uygulanmakta olan 3 temel metabolik cerrahi uygulaması vardır. Bütün cerrahi teknikler tecrübeli ellerde laparoskopik (kapalı yöntem) ile güvenle uygulanabilir. Bu sayede hasta hızlı bir şekilde iyileşir ve hastanede kalma süresi en aza iner.