Diyabet Teknolojileri

Diyabet dünyada en sık görülen hastalıkların başında gelen, yaşam boyu tedavisi süren bir hastalıktır. İnsülinin diyabetin tedavisinde kullanılmaya başlandığı 1921 yılından beri tıp dünyası hastalığa yaklaşımı ve hastaların yaşam biçimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.

Diyabet teknolojileri neleri içerir?

Diyabet teknolojileri dediğimizde aslında diyabetlinin yaşamını kolaylaştıran her tür cihaz, aparat, uygulama akla gelmelidir. Yine de başlıca gruplarsak;

  1. Sürekli şeker ölçüm sistemleri

  2. İnsülin pompa sistemleri (yapay pankreas)

  3. İnsülin uygulanmasını kolaylaştıran aparatlar (insülin portları)

1.    Sürekli şeker ölçüm sistemleri

    Diyabet hastalarının tedavisini ve kan şekerini değerlendirebilmek için gün boyunca mümkün olduğunca fazla ölçüme gereksinim vardır.  Ancak bu hem yorucu, hem vakit alan, hem de can yakıcı bir işlemdir. Dahası şeker ölçüm cihazlarıyla günlük 4 kere kan şeker ölçümü yapan bir hastada bile kan şekerinde günlük dalgalanmalar yakalanamayabilir.  

    Yeni kuşak  sürekli şeker izlem sistemleri (Continious Glucose Monitoring Systems-CGM), madeni para boyutlarında, cildin üzerine yapıştırılan bir sensörden (alıcı) ve verileri özel bir cihaza ya da cep telefonuna aktaran bir sistemden oluşur.  Bu cihazlar ile hastanın hiç canı yanmadan her 5 dakikada bir kan şeker takibi sağlanabilir. Bu sayede sadece günlük kan şeker takibi değil, sözgelimi genelde geçici bir durum olan gebelik diyabeti takibinde ya da diyabetik bir hastada uzun sürecek bir operasyon süresince de  daha dinamik kan şeker takibi yapılabilir. 

 

    Diyabetik bir hastada günde 288 kere ölçülen, grafik halinde incelenebilen bir şeker takip grafiği ile hastaya ait genel şeker yükseliş-düşüş trendleri daha kesin olarak saptanabilmektedir.

 

İnsülin portları

Günde birkaç defadan fazla olarak enjeksiyon uygulayan kişiler  sadece 1 iğne ile 3 gün boyunca acı hissetmeden enjeksiyonlarını bu port üzerinden yapabiliyor.

 

İnsülin Pompaları

1978’li yıllarda kullanılmaya başlanan insülin pompaları,  teknolojinin gelişmesi ile günümüze kadar sürekli gelişme göstermiştir ve hala göstermektedir. Günümüzde kullanılan insülin pompaları çağrı cihazı büyüklüğündedir. İnsülin pompasının esası, taşınabilir bir elektromekanik pompa aracılığıyla deri altına sürekli insülin verme esasına dayanmaktadır. 

  Tüm tip 1 diyabet hastaları bazı tip 2 diyabetliler uzun süre etkili insülin kullanırlar. Bu şekilde temel insülin ihtiyaçları karşılanır. Ayrıca tüm tip 1 diyabetliler ve kimi tip 2 diyabetliler öğünlerden önce de hızlı etkili insülin kullanırlar. İnsülin pompasına geçildiğinde ise yalnızca hızlı etkili insülin kullanılır.  

      Pompa kişinin ihtiyaçlarına göre ayarlanarak her 30 dakikada bir farklı bazal insülin salgısı sağlayabilmektedir. Bunun kişinin günlük insülin ve kan şekeri dengesi üzerine etkisi günde bir kerede uygulanıp, gün boyu sabit bir seviye oluşturan insülin tedavilerinden kat kat üstündür.   Sözgelimi, geceleri kan şekeri düşüşleri yaşayan, masa başı çalışan biri ile, tam tersine gündüz ağır fiziksel efor sarf edip, kan şeker düşmelerini gündüz yaşayan bir işçinin bazal insülin ihtiyaçları asla aynı olmayacaktır. İnsülin pompası sayesinde insülinin ne zaman ve hangi hızda iletileceği her 30 dakikalık aralıklarla belirlenebilir. Örneğin, işçinin gündüz bazal insülini düşürülüp, akşam ve gece arttırılırken, masa başı çalışanının ise tam tersi şekilde doz ayarlaması mümkün olmaktadır.  Dahası özellikle gebelikte daha çok gözlenen, sabaha doğru kan şeker yüksekliklerine de saatlik dokunuşlarla engel olmak mümkündür.    

   İnsülin pompası ile öğün öncesi uygulanan insülinin miktarı (alınacak karbonhidrata, öğün öncesi ölçülen kan şeker düzeyine göre önceden belirlenen  ayarlar sayesinde pompa tarafından düzenlenebilmektedir. Ayrıca yenilen gıdanın içeriğine, yenilme süresine (uzun partiler, meze ve atıştırmalıklar, emilimi uzun süren yağlı gıdalar vb) pompa ugulanacak insülini uzun sürelere yayarak ya da parça parça uygulayabilmektedir.  Dahası insülin pompasıhastanın gün içinde kan şekerine etki edebilecek minik ara öğünler ya da sıra dışı gıda alımlarında kalem ya da enjektörle mümkün olmayan miktarlardaki insülinin enjekte edilebilmesini de sağlamaktadır.  

İnsülin pompası kan şekeri ve hemoglobin A1c düzeyleri üzerinde daha sıkı bir kontrol sağlayarak diyabetle ilişkili uzun dönem komplikasyon görülme oranını da düşürmektedir. İnsülin pompası, kalça, göbek, üst kol ya da bacak bölgesine yerleştirilen bir katatere bağlı silikon küçük bir kanül aracılığıyla vücuda sürekli insülin verir. Katater her üç günde bir değiştirilmektedir.    

     Sonuç itibarıyla insülin pompası sürekli insülin salgılaması, öğünün türüne göre verilecek insülini zamana yayabilmesi nedeniyle aslında sağlıklı bir pankreası taklit etmektedir.  

   

Hipoglisemi Bantları-saatleri. 

Hipoglisemi soğuk terleme, çarpıntı, fenalık hissi, şuur bulanıklığına giden bir dizi ciddi sağlık sorunu oluşturabilir. Soğuk terlemesi olan fakat hipoglisemiyi erken fark edemeyen hastalarda kullanılabilir. Bu cihaz saat biçiminde kola takılır ve akıllı telefonla uyumlu olarak çalışır.

 Hipoglisemi bantlarının, cilde temas eden sensörleri sayesinde, hipoglisemi atağı uyarı verir.  Bu sistemler bluetooth sistemi ile akıllı telefonlara bağlanabilir, hasta yakınlarına alarm verebilir ve onları uyarabilir, bu sayede acil durumda yardım gönderilmesini sağlayabilir.


 

İnsülin Bantları:

İnce, bir demir para büyüklüğünde bir bant üzerinde yüzden fazla kirpik inceliğinde mini iğneler bulunduruyor.   Bu iğneler çok düşük miktarlarda insülin ve kan şekerinin artışına göre etki ederek insülini aktifleyen enzimler içermekte. Bunlar kan şekeri çok yükseldiği anda cilde insülin salabilmektedirler.

 

Tıpkı bantlar gibi öğün öncesi insülin uygulamak için vücuda yapıştırılan küçük insülin pompaları da mevcuttur. Bunlar sadece öğün öncesi insülin ihtiyacını 3 gün süreyle sağlamaktadırlar.

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)