Diyette Parmak İzi Yöntemini Uygulayın
Yazar Özden Kaçar • Diyetisyen • 9 Ekim 2019 • Yorumlar:
Yazla birlikte herkeste bir zayıflama telaşı, her yerden zayıflama önerileri geliyor, diyet listeleri havalarda uçuşuyor. Diyet yapmak sanıldığı gibi basit olsa keşke ama ne yazık ki değil. Diyetin kişiye özgü olması gerektiğini nedense kimse kabullenmek istemiyor, herkes başkalarından duyduklarına gözü kapalı inanıyor. Bu yazımda size biraz diyet yapmanın matematiğinden bahsetmek istiyorum.
Bazal Metabolizma Hızı Herkeste Farklılık Gösterir
Öncelikle bir kişinin hiç bir şey yapmadan harcadığı enerjiye bazal metabolizma hızı denir. Bu faktör kişiden kişiye göre değişir. Etken madde aslında kişinin kendisidir. Bunun yanı sıra kişinin gün içindeki aktivitesi, çalıştığı ortam, herhangi bir yandaş hastalığının, alerjilerinin bulunup bulunmaması, ilgilendiği spor faaliyetleri bazal metabolizma hızını etkileyen faktörlerdendir. Bu faktörler göz önünde bulundurularak kişinin beslenme düzenine ve asıl hedefe göre- zayıflama, kilo alma, hastalıklara yönelik- kişiye özgü olacak şekilde hesaplama yapılarak konunun uzmanı diyetisyenler tarafından hazırlanan diyetler vardır ve bu diyetler yalnızca tek bir kişinin uyması gereken diyetlerdir. Bir yakınınıza 1 ayda 5 kilo verdiren diyetin sizde de aynı etkiyi yapacak olması milyonda bir ihtimal olan şanslardandır. Evet belki kilo verdirir fakat size özgü olmadığından ileriki dönemde vücudunuz buna reaksiyon göstererek daha kötü sonuçlarla karşılaşmanıza sebep olabilir. Nasıl mı? Size vücudumuzdaki iki mucizevi hormondan bahsetmek istiyorum. Vücudumuzda açlık ve tokluk hissini oluşturan leptin ve ghrelin hormonları…
Leptin hormonu yemek yediğimiz zamanlarda doyduğumuzun sinyalini beynimize veren hormondur. Bu hormonun işleyişi biz yanlış, kendimize uygun olmayan diyetler yapmaya başladığımızda bozulur yani siz kilo vermeye başladığınızda vücudunuzdan salgılanan leptin hormonunun miktarı azalır ve sizi daha çok yemeye teşvik eder hale gelir. Bilinçsizce yaptığınız diyetler sonucunda aşırı miktarda acıkan karnınıza dur diyemez hale gelir ve kendinizi atak geçirmiş halde buzdolabının içinde bir şeyler yerken bulursunuz. O sebeple kanınızdaki leptin seviyesini dengede tutacak size uygun bir diyetle kilo vermeniz sağlıklı hale dönüşecektir. Bunun yanı sıra bilinmeyen bir şey vardır ki oda leptin salınımını azaltan diğer etken egzersiz. Egzersiz yaptıktan sonra daha çabuk açlık hissetmemizin sebebi leptin salımının azalmasıdır.
Bir diğer hormonumuz ghrelin ise açlık mekanizmamızda etkilidir. Yani biz acıktığımızda bu hissi beyimize komut olarak veren hormonun ta kendisidir. Yemek öncesi salınımı vücudumuzda artar, yemekten sonra ise azalır. Aslında midemizin boşaldığı anlarda ghrelin hormonunun salınımı artar bu sebeple açlık anlarımızda yemeğe saldırmamızın baş etkenidir. Size bu noktada tavsiyem vücudunuzla küçük oyunlar oynamak. Nasıl mı? Sofranızda yiyeceğiniz gıdaların sindirim süresinin uzun olması o gıdanın midenizde daha uzun süre vakit geçirmesini sağlar, böylelikle ghrelin salınımının önüne geçerek açlık hissi oluşmasını da engellemiş olursunuz. Tabii siz bu oyunu oynarken de vücudunuzda boş durmayacak oda size küçük süprizler yapacaktır. Siz kilo vermeye başladığınızda vücudunuz kandaki ghrelin hormonu salınımını artıracak bu da iştah metabolizmanızı etkileyecektir. İşte kilo kaybeden kişilerin kilolarını korumakta güçlük çekmelerinin sebebi budur. Bu anlattıklarım vücut mekanizmamızın ufacık bir parçası. Şimdi size bir soru sormak istiyorum. Bu sorunun cevabını yazıyı okuyup, anlayan herkesin doğru cevaplayacağından eminim. Her diyet parmak izi gibi kişiye özgü mü hazırlanmalıdır?