Down Sendromu’nda İnat Tutumları
Yazar Nilay Elif Dirisağlık Uzun • 19 Mart 2025 • Yorumlar:
Down Sendromu, zihinsel yetersizliğin de eşlik ettiği kronik bir genetik bozukluktur. Bir kromozomun ekstra eşlik etmesinin oluşturduğu u tanı diğer tanılardan bir farkla da önde görülür. Bu pozitif ayrımcılık durumu da Down Sendromu tanılı çocuklarda inat ve istediğini yapma, yaptırma tutumlarına sebep olabilmektedir. Sadece bu çevresel davranış tutumları da değil aynı zamanda bu öfke atakları ve inat davranışları tanı mizacına bağlı olarak da gelişebilmektedir.
Fizyolojik farklarının sevimlileştirmesi üzerine bu tanıya sahip çocuklar daha az tepkisellik ile karşılaşabilmektedir. Yaptığı bir davranışın karşılığını Otizm Spektrum tanısına sahip bir bireye nazaran daha hafif almakta ya da hiç almamaktadır. Bu sebeple davranış öğrenimi de yanlış bir şekilde pekişmektedir.
İnat tutumları ve öfke atakları söz konusu olduğunda Down Sendromlu çocukların ailelerinin psikolojik anlamda daha güçlü ve daha kararlı olması çok önemlidir. Çünkü onlar kararlıdır. Bir davranış konusunda kimin nasıl bir tepkiyi ne şiddette vereceğini çok iyi kavrarlar. Bu sebeple yaptığı davranışlarda tekdüze tepkileri kararlılıkla vermek çocuğun davranışı sağlıklı öğrenmesi için çok önemlidir. Aksi halde aile tutarsız ve düzensiz tepkiler erdiğinde çocuk otoriteyi ya hiç oturtamaz ya da kişi özelinde oluşturur. Ne demek peki kişi özelinde otorite oluşturmak? Yani çocuk otoriteye bağlı sınırları, kuralları, olması ve olmaması gerekenleri kim ne şekilde karşılıyorsa ona göre belirler ancak bu da ilk bulunduğu ortamda çocuğun otoriteyi tanıyıp davranış belirlemeye kadar olan sürecinde çocuğun da aile gibi tutarsız tepkiler vermesine sebep olur bu durum da çocuğun eğitim ve sosyal yaşam alanlarını ciddi anlamda zorlaştırır. Uyum problemi gelişmesine sebep olur. O sebeple yetiştiricinin tutumlarında doğru ya da yanlış kararlı olması çocuğun kurallar konusunda çerçeveyi daha iyi oturtmasını sağlar.
Kararlılık baştan olursa elbette daha iyi bir yetişme ortamı sağlanır ancak ne kadar erken fark edilip değişim sağlanırsa yine aynı oranda etkili olacaktır. Bu sebeple sevgili ebeveynler, çocuğumu sınırsız büyüttüm, benim çocuğum asla benden başkasını dinlemez şeklinde söylemler yerine kararlılık ve sınırların genellenmesi gerektiğini çalışmak daha da önemlidir. Aileler için elbette zorlayıcı farkındayız bu sebeple desteğe ihtiyaç duyduğunuzda yanınızdayız.
Uzm. Klinik Psikolog Nilay E. DİRİSAĞLIK UZUN