Düşünme Yetisi Kazandırmada Ebeveynlere Düşen Roller
Yazar Esra İnciler Yatağan • Çocuk Psikiyatristi • 4 Kasım 2016 • Yorumlar:
Düşünme Yetisi Kazandırmada Ebeveynlere Düşen Roller
Çocukların düşünce yetisi kazanmalarındaki en önemli faktör aile içindeki günlük diyalogların kalitesidir. Anne ve babalara düşen en büyük görev çocuklarının düşüncelerine karşı yargısız, destekleyici ve özenli olmalarıdır. Önyargılarımızın aksine, çocukların düşünce sistemleri oldukça berrak ve derindir. Peki anneler ve babalar çocuklarının düşünce yetisini geliştirmek ve desteklemek için neler yapmamalılar şimdi bunlara bakalım:
Soru Sormasını Sağlayın
Gelişen teknoloji ve hızlı geçen zamanla birlikte kapsül bilgi ve haber alışkanlıkları insanların merak duygularına ket vurmaktadır. Modern hayat itibarı ile, biz yetişkinler, yaşımız ilerledikçe “Neden?” ve “Nasıl?” sorularını kullanmaktan vazgeçeriz. Şimdi bize düşen görev çocuklarımızın bu yeteneklerini kaybetmemelerini sağlamak ve her şeye merakla yaklaşmalarını desteklemektir.
Çocuklarınızın size sorduğu her bir soruya sadece sözle yanıt vermekle kalmayın. Bu onları daha kolay unutmasına ve konuya karşı ilgilerinin azalmasına sebep olur dolayısıyla da çocuklarınızın düşünme potansiyelini ve şevkini düşürür. Onları görsel, işitsel ve kinestetik yollarla destekleyin ki, cevaplarınız onlar için elle tutulabilir gerçekler haline gelsin. Örneğin; oğlunuzun/kızınızın “Yağmur neden yağar?” sorusunu sadece sebep sonuç ilişkisiyle değil bir yağmur videosuyla, yağmur sesleriyle ve birlikte yapacağınız yağmur altında bir yürüyüşle desteklemelisiniz.
Sorularını durdurmayın
Newton, Galileo, Einstein ya da Edison hiç merak edip hayatı sorgulamasalardı Dünya şu andaki olağan bilimsel verilerine, teknolojilerine, ilerlemesine ulaşabilir miydi?
Yepyeni bir gezegene gittiğinizi ve yüzlerce yeni nesneyle ya da olayla karşılaştığınızı düşünün. Böyle bir durumda hepimiz ne yaparız? Orada yaşayanlara sorular sorarız. Yaygın olarak göz ardı ettiğimiz şey bizim aşina olduğumuz bilgilere çocukların yabancı olmasıdır; dolayısı ile yeni gezegen bizim dünyamız, oraya gelenler çocuklarımız, soru sorulacak kişiler de bizleriz. Yani çocukların keşfedeceği koskocaman bir dünya var. Bir böcek, bir çiçek, bir araba hepsi keşfedilmesi gereken yeni bir dünya olabilir onlar için.
Anne babalara soruları yanıtlamada düşen en büyük görev çocukların merakını baltalamamaktır. Örneğin “Bulutlar neden beyaz?”ın cevabı “Çünkü renkleri öyle” olmamalı, gerekirse anne baba araştırmalı ve çocuğun anlayabileceği bir seviyede bilimsel olarak konuya ışık tutmalıdır. Bu çocuğun merakını biraz daha besler ve yeni sorular sormaya teşvik eder.
Çoklu düşünmeye sevk edin
Çocuklar şeffaftır ve düşüncelerini, meraklarını, yargılarını saklamazlar diğer insanlardan. Ancak bazı çocukların dünyaları kendilerine hastır ve bunu açmak istemezler. Bu onların düşünmedikleri, merak etmedikleri, sorgulamadıkları anlamına gelmez. Bu sadece onların kendi dünyalarını başkalarına açmak istemediklerini gösterir. Belki de sizden gelecek bir eleştiriden, bir küçümsemeden ya da bir hata tespitinden korkuyorlardır. Bunların olmasına izin vermeyin.
Örneğin kırmızı ağaç çizen bir çocuğa “Kırmızı ağaç mı olur?!” demek onun olaylara farklı açıdan bakmasına engel olmanıza sebep olabilir. “Kırmızı ağaç olmaz” yargısı aslında bizim hayal gücümüze gerçekçilik adına koyduğumuz kısıtlamadır ve olaylara tek bir perspektiften bakma ısrarımızdan kaynaklanır. Çocuklarınıza bunu yapmayın. Olayların tek bir nedenden ya da tek bir sonuçtan oluştuğunu öğretmek yerine bir yere gitmenin bin bir yolu olduğunu ya da bir sebebin binlerce sonucu olabileceğini onlara öğretin. Çoklu düşünme yetisi kazandırdığınız çocuklarınız dünyalarını daha kolaylıkla size açacaktır.
Sabırlı olun
Çocuğunuzun düşünce yetisini geliştirmek ve ona destek olmak istiyorsanız aceleci davranmamalı ve yargısız infazlardan uzak durmalısınız. Karşınızdaki uçsuz bucaksız soru deniziyle size gelirken siz hepsini teker teker ve itina ile bıkmadan yanıtlamalısınız. Her şeyi tabiî ki de bilemezsiniz- ki bilmek zorunda da değilsiniz. Ancak birlikte o konuyu araştırmak hem size bir katkı hem de çocuğunuzla güzel bir vakit geçirmek için bahane olacaktır. Bu vakitleri değerlendirin; hem birlikte olmak adına hem de onun gözünde bilgili bir ebeveyn olmak adına sorulardan kaçmayın.