Duyular ve Duyu Bütünleme Bozukluğu

Yazar Gülseren Yılmaz • 23 Kasım 2021 • Yorumlar:

Merkezi sinir sistemi beyin ve omurilikten oluşur. Anne karnında gelişmeye başlar ve sinir sisteminin en büyük bölümüdür. Duyusal sistemler, çocukluk çağında merkezi sinir sisteminin gelişimi için çok önemlidir. Duyusal sistemleri beynin yemeği gibi düşünebilirsiniz. Gelişimin kritik zamanlarında yeterli duyusal girdi olmazsa beyinde anormallikler ve davranış bozuklukları meydana gelir.

Koku, görme, işitme, tat, dokunma (taktil) duyusu, vestibuler ve proprioseptif duyu; duyusal sistemlerimiz. Her duyusal sistemin koruyucu ve ayırt edici işlevi vardır. Beyinde anormallikler olunca çocukların bu duyuları algılama şekilleri de farklı olabilir. Kısık seste şarkı açtığınızda çocuğunuz bu sesten rahatsız olabilir ya da yüksek seste açsanız bile ona yeterli gelmeyebilir. Salıncakta ya hiç sallanmak istemeyebilir ya da çok fazla sallanmak isteyebilir. Belki de sallamanız onun hiç umrunda değilmiş gibi gözükebilir. Bu davranışlar beynin uyarılma düzeyiyle alakalıdır; az uyarılma, uyarılmama, çok uyarılma. 

Beyin, duyular aracılığıyla aldığı bilgiyi gerektiği gibi kullanamaz. Buna da Duyu Bütünleme Bozukluğu denir. Şöyle bir örnekle bu olayı daha iyi anlayabilirsiniz. Mesela bir çocuk kedinin yanına gider ve birden bire kedinin kuyruğundan çeker. Böyle bir durumla karşılaşan kedi önce miyavlar, sonra kamburlaşır, daha sonra da çocuğu tırmıklar. Böyle kötü bir deneyim yaşayan çocuk kedinin kuyruğundan bir daha çekmemesi gerektiğini öğrenir. Ancak Duyu Bütünleme Bozukluğu olan çocuk böyle bir olayda miyavlamadaki işitsel duyuyu, kamburlaşmasındaki görsel duyuyu, tırmıklamasındaki taktil duyuyu anlayamaz. Bu sebeple de yaşadığı olumsuz tecrübe onun için tecrübe değildir ve yine kedi gördüğünde aynı şeyi yine yapar. Yani Duyu Bütünleme Bozukluğu yaşayan çocukların öğrenmesi zorlaşır, aynı zamanda davranış problemi varmış gibi de gözükebilir. 

Öğrencilik zamanınızdan hatırlarsınız. Sınıfın bir yaramazı olur. Sürekli ortada dolanır, yerine oturmaz, hep hareket halindedir. Öğretmenleri tarafından “laf söz dinlemez” çocuktur. Ancak kimin aklına gelirdi ki bu çocuğun aslında vestibüler duyu arayışında olduğunu. Duyuyu vücuduna alabilmesi için hareket etmesi gerekir. Bu yüzden de söz dinleyemiyor çünkü o an ihtiyacını karşılamaya odaklanmış durumda. Ya da hareketli çocuğun tam tersi de olmuştur sınıfımızda. Hep bir köşede olan, grup oyunlarına katılmaktan uzak, kendi halinde takılan öğrenci. Herkes tarafından çekingen, utangaç olarak adlandırılmıştır. Oysa belki de duyusal kaçışları olduğu için uzak durmayı tercih eder. Çünkü duyusal olarak çok fazla uyarılır ve bu benim için yeterli der. Yani diyeceğim o ki farklı bakış açıları kazanarak çocukları anlamak ve onlara doğru bir şekilde dokunabilmek önemli.

Gelelim çocuğunuzda Duyu Bütünleme Bozukluğu olduğunu düşündüğünüzde ne yapacağınıza. Bir Ergoterapiste giderek değerlendirme isteyebilirsiniz. Ondan sonra ne olduğu, ne yapılacağı belirlenir ve ona göre hareket edebilirsiniz. Şu konuya da dikkat çekmek istiyorum. Artık aileler daha bilinçli, çocuklarındaki farklılıklarının farkında ve Duyu Bütünleme Bozukluğu olduğunu araştırarak bulabiliyorlar. Bir nevi popüler oldu diyebiliriz. Bu yüzden fırsatçıları da çoğaldı. Normalde Duyu Bütünleme Terapisini Ergoterapistler üniversitede ders olarak görüyor. Yani sertifika almadan da bu terapiyi yapma yetkilerine sahipler. Fizyoterapist ve Dil Konuşma Terapistleri Ayres Duyu Bütünleme eğitimini alarak yapabiliyor. Bu üç meslek dışında hiçbir mesleğin yapma yetkisi yok. Etrafta spor öğretmenlerinin yaptığını da göreceksiniz aman dikkat diyeyim. Gerekirse aldığı eğitimi, sertifikalarını da sorabilirsiniz. Bu sizin hakkınız. Çocuklar kimlere emanet ediliyor dikkat etmek gerekli. Bu konuda biraz da kalbimizin sesini dinlemeye önem gösteriyorum. Aranızdaki enerji de çok önemli. 

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorumlar: (0)