Ebeveyn Eğitimleri
Yazar Bengisu Üzel Tanrıverdi • Psikolog • 30 Mart 2021 • Yorumlar:
3 gün süren yoğun ve yorucu bir ebeveynlik becerileri eğitimi aldım bu haftasonu. Eğitimin ardından biraz “Ebeveyn eğitimleri neden gerekli?”, “Ebeveynler nasıl bu ihtiyaca sahip olduklarını nasıl fark edebilir?” üzerine düşündüm. Her şeyden önce bu hafta sonu bana daha önceden de fark ettiğim/ bildiğim birkaç şeyi tekrar hatırlattı.
Bir ebeveynin aslında kendini çok yalnız hissedebilir. Bu yalnızlık, ebeveynden çocuğa ve çocuktan topluma bir kartopu gibi büyüyüyebilir. Eğer erken müdahaleler yapılmazsa kartopu çığ olup toplumsal ruh sağlığını tehdit eder hale gelebilir.
Ebeveynler (bizim toplumumuzda genelde bakım veren anneler- bu böyle olmak zorunda değil ama bu başka bir yazının konusu olsun.) çıkmaza girebilir. Neler yapacakları hakkında elleri ayakları birbirine dolaşabilir. Ve bu durumu sadece kendileri yaşıyormuş bu onların yetersizliğiymiş gibi algılayabilirler.
Bir yandan “ben yetersiz bir ebeveynim” düşüncesiyle savaşırken, çocuğuna olumlu duygularla yaklaşmaya çalışıyor olabilir. Öte yandan olduramadığını düşündükçe, kendisinden ve çocuğundan beklentilerini yükseltip, daha çok yetersizlik düşüncesi ve olumsuz duygularla baş başa kalabilir. Hayatı bir anda içinden çıkılmaz gibi hissedilen bir ilişki yumağına dönebilir.
Aslında bu noktada destek almak için bir arayışa girebilir fakat toplum karşısında yargılanacak olacağına dair endişe ebeveyni durdurabilir.
Bu yetersizlik daha bebek dünyaya geldiği anda toplum tarafından pompalanmaya başlanıyor. “Doğum biçimi, emzirme, bebeğe bakma becerileri vs…” herkes tarafından sorgulanmaya açık durumlar olarak algılanıyor. Halbuki sorgulamak yerine herkes tarafından desteklenen durumlara dönüştürebilsek anneyi ve babayı baştan rahatlatabilsek belki her şey daha iyiye gidecektir ya da anne-baba takıldığı noktada buradan çıkışın yollarını arama konusunda daha hazır olacak daha az yetersizlik duygusu yaşayacaktır.
Çocuk büyüdüğünde “toplumsal normlara uymayan” davranış sergilediğinde ;
“Boşanmış annesiyle babası”,
“Annesi hiçbir şey öğretmemiş”,
“Ayy yazıııık!”
“ İyi ki bizimki böyle değil” demek yerine anneyi-babayı anlamaya çalışsak, yargılamasak!
Belki böyle davrandığımızda ebeveynler kendi içlerindeki şefkatli ebeveyni ortaya çıkarabilmek için biraz daha cesaret bulabilirler ya da ebeveynliğin de öğrenilebilen taraflarının olduğunu kabul edip yardım alma yolunu seçebilirler.
Ebeveynlik bir yolculuk bu yolculukta destek almak, eğitim almak, sizin yaşadıklarınızı yaşayan kişilerle profesyonel çerçevede bir araya gelmek hem sizim hem de çocuğunuzun hakkı! Kendinizi çıkmazda hissettiğinizde kendinize “yetersizim” demeden önce tüm yolları deneyebilmek için gücün çocuğunuza duyduğunuz sevgide olduğunu hatırlayın. Küçük Prens kitabında dediği gibi yüreğinize bakın…
“İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.” Küçük Prens- Antoine de Saint-Exupery