EMDR ile Panik Atak Tedavisi
Yazar Asena İrem Ulusu • Psikolog • 14 Ekim 2020 • Yorumlar:
Bir anda başlayan ve hızla şiddetlenen, genellikle şiddetli bir tehlike hissinin varlığıyla süren; boğulma, kalp krizi geçiriyor olma ya da deliriyor olma düşüncelerinin eşlik ettiği yoğun korku ya da sıkıntı nöbetlerine panik atak denir.
Atak esnasında kişiler şu belirtileri gösterebilirler:
-
Kalp atış hızında artış
-
Terleme-titreme
-
El ya da ayaklarda karıncalanma hissi
-
Ağız kuruluğu
-
Nefes almada güçlük
-
Göğüste ağrı ya da baskı
-
Mide bulantısı
-
Boğulma-daralma hissi
-
Baş dönmesi
-
Bayılma hissi
-
Kontrolü yitirme hissi
-
Ölüm korkusu
Panik atak tedavisinde EMDR uygulanırken öncelikle danışanın hayatı boyunca deneyimlemiş olduğu tüm travmatik deneyimler belirlenir, bununla beraber öncelik ise ilk panik atak deneyimi ile çalışmadadır. İlk panik atak deneyimi ve bugüne kadarki en şiddetli geçirdiği atak deneyimi EMDR ile çalışılan danışan, artık ataklara karşı daha kontrolde hissetmeye başlar ve daha iyi baş eder. İlk ve en şiddetli panik atak anısı ile çalışılan danışan artık o anılara karşı nötr hissetmeye başlar ve hatırladığında rahatsızlık hissetmez.
Anılarla EMDR yöntemi ile çalışmak şu şekilde yürütülür: Örneğin, ilk panik atak deneyimi için, danışandan, o anıya dair, hatırladığında onu en rahatsız edici sahneyi seçmesi istenir. O sahne içinde kendi ile ilgili olumsuz inancı, kendi ile ilgili ulaşmak istediği pozitif inancı danışanla birlikte belirlenir. Bunlarla beraber danışanın o anıyı şuanda ne kadar rahatsız edici bulduğu puanlanır, anıya dair duygular ve beden duyumları belirlenir. Ardından belli yönergelerle o anının belli bileşenlerine odaklanması sağlanarak EMDR tekniğinin temel aracı olan göz hareketleri ile duyarsızlaştırma başlatılır. Danışan, anı ile ilgili birçok yönden nötr hissedene kadar sürdürülür. EMDR ile işlemleme sonucunda danışanlar, panik atak ile ilgili inandıkları yanlış düşünceleri artık terk ederler. “Aklımı yitiriyorum, kalp krizi geçiriyorum, boğuluyorum, öleceğim” yerine; panik duygusunun sadece bir adrenalin tepkisi olduğu ve bunun sonsuza kadar sürmeyeceği gibi olumlu düşünceler benimserler.
Danışanlar artık ataklarla baş etmede kendilerini daha güçlü hissetse de kişinin aslında bugünkü sorununa zemin hazırlayan, geçmişte olumsuz etkilendiği ya da duygusal olarak zorlandığını düşündüğü diğer anılarının ve bununla beraber bugünkü sorunu tetikleyen gündelik hayat tetikleyicilerinin ve bunların bitiminde de gelecekte olası atakları tetikleme ihtimali bulunan durumlarla çalışılmadan tedavi bitmiş sayılmaz. Bu konular çalışılmadan atakların tamamen yok olması beklenemez. Bu yüzden tedavinin tüm aşamaları tamamlanmalıdır.